Yoo Kihyun gibi bir şeften yemek yemek için beni sıradan bir sokak dükkanına getirmesini beklemiyordum. Yani, itiraf etmem gerekirse nispet olsun diye Hoseok'un yanına gideceğini düşünmüştüm. O ise yine beni şaşırtarak buraya getirmişti.
Etraftaki insanlar çok aceleleri varmış gibi oradan oraya koştururken bazıları küçük taburelere oturmuş yemeklerini yiyerek sohbet ediyordu. Kihyun'un elime tutuşturduğu hamburgeri alıp boş taburelerden birine oturdum.
Elindeki yemeği yeyip kalemiyle dizinin üstüne koyduğu küçük defterine notlar alıyordu.
''Cidden, sadece 3 yıl içinde ne oluyor? Piyasa falan mı yenileniyor? Bütün yemekler baştan aşağı değişemeyeceğine göre-''
''Piyasanın içinde olmadan 3 yılın benim gibi biri için ne kadar büyük bir kayıp olduğunu anlayamazsın.''
Bitirdiğim yemeğin çöpünü atıp hamburgerin içine bakarken oluşan yüz ifadesini izledim.
''Eskiden kesinlikle böyle değildi.''
''Şef?''
Kafasını yemeğinden kaldırıp gözlerimizi buluşturduğunda bir şey söylememi bekliyormuş gibi bakıyordu.
''Bana neden 3 yıl boyunca buralarda olmadığını anlatmadın. Yani 3 yıl önce tam üçüncü yıldızını alacakken birden ortadan kaybolman, takım arkadaşlarını geride bırakman ve 3 yıl sonra yeniden dönüp bunları yapman... Biraz garip değil mi? Başını belaya falan mı soktun?''
Bitirdiği yemeğinin çöpünü atıp taburesinden kalkarak defterini cebine koydu.
''Önce hak etmen lazım, öğrenmeyi. Bunu da üçüncü yıldızımı alana kadar olacağını düşünmüyorum. Yemeğin parasını öde.''
Yüzündeki çarpık sırıtışla insanların arasından sıyrılırken elimi saçlarıma götürdüm. Yoo Kihyun cidden daha önce çalıştığım kimseye benzemiyordu.