1. Bölüm - ADIM

178 14 0
                                    

Merhaba arkadaşlar :)

Medya:Cemre Duran, Toprak Sayın, Merve Akkel
Şarkı: David Guetta- play hard

Uçağın basık havasında o kadar bunalmıştım ki kendimi dışarıya nasıl attığımı bilmiyorum, iner inmez havalimanına baktım, Korece yazılanları anlamasam da ingilizce olanları anlayabildim. Büyük iki otobüs turnikelerin çıkışına park etmiş bizi bekliyordu. Herkes hızlı adımlarla ilerlerken ben etrafı süzerek yürüyordum, sonunda otobüste yerlerinize yerleştik ve büyük bir sarsıntı ile irkildim,

-Biraz daha yavaş oturabilirsin mesela(!)

Çocuğun suratına bakmam ile şaşırdım, çok tanıdık ve yakışıklı bir yüzü vardı, ama bir türlü çıkaramadım.

-Kusura bakma genelde hoplayarak otururum.

Aptal gibi sırıtarak bana bakıyordu ama bir o kadar da heyecanlı olduğu her halinden belliydi. Olayı uzatmamak için kafamı sorun değil anlamında sağa sola sallarken araba hareket etmeye başladı.
Kafamı cama yasladım,kafam çok karışık üzülmem mi gerek, annemi ve babamı şimdiden özledim, sevinmem mi, Kore'deyim ve yeni bir okula gideceğim.
Düşünürken kulağımda hareketlilik hissettim, yanımdaki çocuk kulaklık takmaya çalışıyordu,

-Dinlemek ister misin müzik zevkim iyidir,

Dişlerini göstererek gülerken onu reddetmek istemedim

-Biraz da egon mu iyi nedir?

Dalga geçercesine konuşurken şarkıyı açtı, cidden güzel bir şarkı seçmişti, David Guetta - play hard, müziğin ritmi ile kendimden geçerken bana seslenmesi ile kendime geldim

-Beğendin mi?

Egoist bir ses tonu vardı, ama bu ona ayrı bir hava katıyordu,

-Beğenmedim.

Gülerek şaka yaptığımı belirttim, göz bebekleri gittikçe büyüyerek bana baktı,

-İsmini öğrenebilir miyim?

Çok samimi konuşmuştu, dünden razı gibi atladım hemen

-Cemre, senin?

-Meriç.

Yine 32 dişini görmüştüm, keskin yüz hatları ve hafif sarıya kaçan saçlarıyla beni kendimden geçirmişti, herşeyi bırakıp yüzünü inceliyordum, birden sıçradım ve

-Çok tanıdık geliyorsun, daha önce tanışmadığımıza emin misin?

Yüzü aniden sert bir tavır aldı,

-Hayır, beznetmişsindir.

Birden soğuyan yüz ifadesi ile bana dikkatlice bakarken bana sıra geldiğini anlamıştım, aşağıya inerken Meriç'e veda ettim ve yeni bir yıllık evime göz gezdirdim, eski evimden pek farkı yok gibiydi yine iki katlı şirin bir evdi ama kapısı farklıydı, sürgülü bir şeydi sanırım Kore'de bütün evler böyle. Düşüncelere dalıp evi baştan aşağı süzerken ince, yumuşak bir ses tonuyla bir kadın bağırmaya başladı,

-Tatlım içeri gir hadi!

Sanırım evin sahibiydi, garip bir aksanı vardı konuşurken adeta hipnoz olmuştum, kendime gelip konuşmaya başladım,

-Geliyorum!

Kapıdan içeri girerken ayakkabılarımı çıkaramamı söylemişti evin sahibi olan kadın.
Çok garipti herşey eski evim ile çok benziyordu, içeri girdiğimde beni karşılayan sıcakkanlı bir adam ile karşılaştım, ikisinin de aksanı çok alışılmadıktı. Kendilerini tanıtmaya başladılar

-Merhaba tatlım ben Jin Ho, Türkiye'deki adım Aslı, Türkçe'yi o kadar iyi konuşamıyoruz kusura bakma.

Dedi tatlı bir ses tonuyla,

-Sorun değil Aslı teyze.

Sol tarafa döndüğümde Aslı teyzenin kocası dikkatlice bana bakıyordu ve birden sırıtmaya başladı,

-Ben de Kim Woo, Mehmet.

Gülümsedim ve tanışma faslını atlattık, hemen ardından Aslı teyze bana odamı gösterdi, şansım yine yaver gitmişti ki çatı katında bir odaydı ve kendime ait bir duşum vardı, Odamdaki tuvalet çok hoşuma gitmişti, pembe renkte ve tertemiz duruyordu, odaya yerleşmeye başladım ve ilaç kutumun olmadığını fark ettim, annem kutuyu daha bir hafta önceden hazırlamıştı, sanırım evde unutmuştum, hızlıca anneme mesaj atarken biraz da hasret gidermiştik.
***
Annemm: Kızım odanda duruyo ilaç kutun aferin sana
: Aceleyle çıkınca öyle oluyor anne ne yapim
Annemm : kredi kartınla ilaçları hemen al kızım seni şimdiden özledim
: bende annecim ne yapçaz biz böyle
***

Konuşmaya devam ederken kapının çaldığını duydum, Aslı teyze merakla odama girdi,

-Bir şeye ihtiyacın olursa söyle Cemreciğim

Samimi bir şekilde bana bakarken ona bir tebessüm yolladım ve ilaçlarımı evde unuttuğumu anlatmaya başladım
İçimi rahatlatır bir şekilde konuşurken astım olduğumu bildiğini öğrendim, bu yüzden başta biraz endişeli yaklaşmış erasmusa ama sonuçta burdayım ve herşeyim de yerleşti bile diye mırıldandım, Aslı teyze derin bir nefes alıp konuşmaya başladı,

-Ben seni artık rahat bırakayım biraz dinlen.

Anlayışlı bir şekilde sırıtıp odamdan çıktı, ben de bu arada kendimi duşa attım, sıcak suyun vücudumu gevşetmesi ile saçımı şampuanladım, acele acele vücuduma sürdüğüm sütlü duş jelim ile durulandım, yatağıma yatmak için can atıyordum, hızlıca havlu ile kurulandım, o anda üşüdüğümü hissettim ve odanın sıcaklık ayarını yükselttim, odada böyle bir tuş vardı bu çok güzel bir detay olmuş diye mırıldandım kendi kendime, kendimi yatağa atmamla birlikte düşüncelere daldım, okulumun ilk günü nasıl olacaktı, dil öğretmeni ne zaman gelecekti, daha bir sürü düşünce beynimi yerken uykuya dalmıştım bile...

Erasmus #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin