O iki güzel çıtı pıtı kız öndeki iki boş yere oturdular. - biri tam öğretmenin önü diğeride onun arkasına- o gün yaşadığımız en büyük heyecan buydu. Ertesi sabah sınıfa geldiğimizde herşey normal gibiydi bir şey hariç Pelin ve arkadaşları normalden biraz fazla neşeliydiler Özgürün çevreyi süzdüğünü fark ettim bende bakındım ama birşey yoktu.
Bir süre sonra müzik öğretmenimiz Derya hoca sınıfa girdi. Derya hoca çok sert bir adam değildi mülayim bile diyebilirdik ta ki klasik müziğe laf edene kadar... ve evet o mülayim adamın içinden bir canavar çıkabileceği nereden aklınıza gelirdi ki ama oluyor işte. O gün aynısı oldu ama bu sefer kimse müzikle ilgili bir şey demedi. Diyemezlerdi zaten yemezdi.. Hoca yoklamayı aldı ve tahtaya yazı yaZmak için ayağa kalkmaya çalıştı ama kalkamadı. Dırırırım..... Evet korku gerilim ve kulaklarıma dolan bağırış
" Bu koltuğa yapıştırıcıyı kim sürdü lan ?" Herkes sessiz. Ama kim yaptı kesin. Derya hoca Kemali müdür yardımcısını çağırmaya yolladı. Kemal sınıftan çıkar çıkmaz Tuğba ayağa kalktı ve " ben kimin yaptığını biliyorum" dedi ve sırasından çıkıp ileri bir adım attı
" yeni gelen arkadaşlarımız" Hayalin çantasını alıp masanın üstüne koydu. En küçük gözü açtı ve içinden yapıştırıcıyı çıkardı Aslında kendi eliyle bulmuş gibi yapmasa o samanyolu filmlerindeki gibi bir role bürünmese bir de kafası olmasa ii kızdı.
" suç aletide bu" diyerek gülümsedi. Derya hocanın siniri katlanarak artıyordu.
O sırada kapı çalındı ve Kemal ile Yakup hoca içeri girdi. Yanımda Özgürün sinirden kızardığını gördüm " ne oldu?" Diye sorduğumda bana dönerek "Tuğbalar yaptı "dedi. Şaşırmamıştım , onlardan beklenirdi. Yakup hoca Hayal ile Masalı da alıp sınıftan çıktı. Derya hocada sandalyesiyle birlikte öğretmen odasına kadar taşındı. Evet fena halde tuhaf gözüküyordu. Hoca sınıftan çıkınca birinin ' sıçamamış penguene benziyo lan ' demesiyle sınıf koptu.
Evet bende gulecektim ki Özgür'ün surat ifadesini görüp ona döndüm. Ne oldu der gibi bakmamdan kaynaklı " ben gidip itiraz edicem" dedi ve yerinden kalktı. Yağmur istifini bozmadan "kanıtın var mı?" Diye sordu. Özgür bir an duraksadı
"yapıştırıcıyı eliyle koymuş gibi buldu"
"bu hiç bir şeyi kanıtlamaz itiraf etmeliler"
"aklında ne var Yağmur" ikisinin yüzünde de bir tebessüm belirdi. "Beni izleyin" Yağmur oturduğu yerden kalktı.
Tuğbanın karşısına geçip yolu kesti
"hocalara şaka yapmak mı istiyorsunuz?" Yağmurun sakin tavırları Pelini tedirgin etti Evet bu kız bazen fazla korkuçtu.
"bizimle alakası yok" derken titreyen sesi bile onu ele veriyordu.
"onu tartışmaya gelmedik. Sizle bir iddaya girelim. Biz kazanırsak suçunuzu itiraf edip Hayal ile Masaldan özür dileyeceksiniz"
"Peki ya biz kazanırsak" diyen Cenkin sesiyle bölündü konuşma ama Yağmur hiç aldırış etmeden devam etti
"siz kazanırsanız suçu biz üstleneceğiz" "ne yapacağız, ne yapacağız?" Diye araya girdik Süm ile aynı anda. "şaka sadece şaka" diyerek gülümsedi Yağmur ama sonra aniden ciddileşerek " öğretmenlere şaka yapacağız ve daha önce olduğu gibi sınıf oylayacak" anlaştık der gibi bakması ona hayran olmamı sağlıyordu. Ama şşşsth çaktırmak yok...
"anlaştık" dedi Tuğba kendinden emin bir şekilde ve el sıkışıp dağıldık. Evet korkmuştum. Sonunda disiplinlik olabileceğimiz sorumsuzca bir iddaaydı bu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİÇBİRİ'leri
No FicciónBen MELİSA sizlere hayat hikayemi anlatmayı çok isterdim ama bu hikaye benim değil bizim grubun hikayesi... Bizim grup Şakacı ciddi eğlenceli soğuk esprili veya ne dersen de ondan SELİM...o Şakacıdır ama ciddi olmasını da bilir. ÖZGÜR o bizim göz...
