Büyük bir gürültü koptu salondan. Uyandı evdeki herkes. Telaşlı bir şekilde sesi geliyordu evin reisinin.
-Arabayı hazırlayın!
- Arabayı hazırlayın!
Arabaya doğru Havva hanımı götürdüler. Mehmet Bey hızlıca arabayı hastaneye sürdü. Onlar için telaşlı ama bir o kadar da mutlu bir gündü. Hastaneye vardıklarında her şey hazırdı nitekim önceden haber vermişlerdi. Mehmet Bey bekleme odasında mutlu bekleyişini sürdürdü. Ardından içeriden bir hemşire çıkıp gözünüz aydın olsun nur topu gibi bir oğlunuz oldu dedi.
Gözyaşlarına engel olamadı Mehmet Bey, hamdolsun dedi Rabbim sana binlerce kez şükürler olsun diyerek olduğu yere oturdu. Çok geçmeden bebeği içerden getirdiler hemen sağ kulağına ezan, sol kulağına kamet okudu ilk babalık görevi olarak. Sonra kısık bir ses tonu ile senin;
-Senin adın Abdullah dedi.
-Senin adın Abdullah dedi.
Ertesi gün kazanlar kaynadı, yemekler verildi bölgenin tanınmış simalarından Mehmet bey'in oğlu dünyaya gelmişti. Birçok insan geldi. İçlerinde siyah paltolu garip bir adam vardı, Mehmet bey'e işaret etti ve içeriye geçtiler. Mehmet beyi tebrik eden adam çocuğu kucağına alıp kulağına 'sen büyük adam olacaksın' dedi. Mehmet Bey gülümsedi ne anlama geldiğini biliyordu çünkü. Misafirleri uğurladılar. Havva Hanım meraklı gözlerle Mehmet beyden bir açıklama bekliyordu.
-O adam kimdi?
-Neden oğluna büyük adam olacaksın dedi?
Mehmet Bey sakin ol der edasıyla salona geçti. Telefonuna sarıldı ve kayıtlı olmayan bir numara tuşladı.3 - 4 defa çaldıktan sonra kapattı. Sonra telefonun bataryasını çıkartıp cüzdanından çıkarttığı hattı takıp beklemeye başladı. Fazla beklemeden telefonu çaldı. Mehmet Bey telefonu duruşunu düzelterek bir saygı içerisinde telefonu açtı.
-Beklediğimiz misafirimiz geldi efendim.
-...
-Peki efendim.
Kısa süren bu konuşma Havva hanımı daha çok meraklandırmıştı. Hemen sorularını tekrarladı. Mehmet Bey cevap vermek yerine yatak odasına doğru yola koyuldu. Sabaha Kadar uyuyamadı Havva Hanım ama nafile bir cevap alamadı Mehmet Bey'den.