Yaptığım konuşma herkes de şaşkınlık yaratırken Liam'da şok etkisi yaratmıştı. Baba şoklarda.
"Allison sen ciddi misin?" Diyerek gözlerime baktı.
"Yok şaka yapıyorum birazdan sağdan soldan kamera çıkacak ve sen tüm dünyaya rezil olmuş olacaksın" Dedim bence ciddiyetle. Önce bir durdu ve sonra salaklığını üzerinden atıp güldü. Ayağa kalkıp yanıma geldi ve bana sarıldı. Sarılırken bu işi ona verdiğim için onur duyduğuna dair saçma cümleler kuruyordu.
"Liam biraz daha sarılırsan kesicem bir tarafını hadım edeceğim he!" Carladığım da gülerek geri çekildi.
"Eski Allison geri gelmiş" Diyen Louis'e baktım. Sinsice güldüm.
"Çok sevindin herhalde eski Allison'un geri geldiğine, balkondan bir kere daha sallandırayım istersen seni?"
Gözlerini kocaman açıp hızlıca kafasını iki yana salladı. Herkes onun bu haline gülerken gözüm Harry'e kaydı. Herkesin aksine o gülmüyordu, düşüncelere dalmıştı. Yanındaki Miranda kolunu sıvazladı. Zayn'e baktığımda gözleri parıldayarak bana bakıyordu. Gülümsediğim de oda gülümseyip göz kırptı. Masum gülüşüm yaramaz bir gülüş haline geldi. Daha sonra kafamı çevirip kapıdan içeri giren hizmetçiye takıldı.
"Yemek hazır efendim, masayı hazırlayalım mı?"
"Hazırlayın" Dedi annem samimi bir gülüş ile. Yemek hazır olana kadar Luke işlerinden bahsedip herkesi kendine hayran bırakmıştı. Lilly'nin ne iş yaptığını öğrendiklerinde herkes şaşırmıştı. Lilly psikolog doktoruydu. Aslında işine değilde, benim bir psikolog ile arkadaş olmama şaşırmışlardı.
"Tad'in getirdiği psikologları parçaladığını düşünürsek, bu bir mucize" Demişti Peter. İşte tam o anda Tad'i özlediğimi ve buradaki eksikliğin o olduğunu fark ettim. Her şey güzeldi fakat Tad yoktu. Yanımdaki Liam kolunu omzuma atıp kendine çekti. Babacık duyguları iş başındaydı yani anlayacağınız.
Yemek hazır olunca herkes büyük masanın başında toplanmıştı. Yemek yerken annem bir soru sormuştu ve kesinlikle bu kilit soruydu.
"Zayn ve Allison, sizin aranız mı düzeldi bana mı öyle geldi?" Josh ve çocukların kafası anında ben ve Zayn'e dönmüştü. Lilly ve Luke bildiği için alttan alttan sırıtmakla yetinmişti. Karşımdaki Luke'un bacağına geçirdiğimde inleyerek bacağını tutmuştu.
"Ne düzelecek be aramız! Bu şerefsizle ne işim olur?" Diye atarlandım. Zayn'in gözlerini gördüğümde kesinlikle anlamıştım ne demek istediğini. 'Ben sana sonra göstereceğim şerefsizi' der gibi bakıyordu. Alt dudağımı ısırarak kafamı eğdim. Çocuklar ve Josh'ı ikna etmiştim fakat annemin imalı bakışları hala ikimizin üzerindeydi.
"Anne biraz daha bakarsan Zayn'de gözün var diye düşünmeye başlayacağım" Dediğimde güldü herkes. Konuyu dağıtmayı başarmıştım. Harry karşımda Luke'un yanında oturuyordu. Onunla göz göze gelmekten kaçınıyordum çünkü yeşil gözlerinde sinir vardı. Elinden gelse masadaki doldurulmuş hindi yerine ben ve Zayn'i doldurup afiyetle yerdi.
Akşam herkes evlerine ve odalarına dağılırken bende odama çıktım. Gece 3 gibi odama Zayn gelmişti. Girdiği gibi konuştu.
"Demek 'bu şerefsizle ne işim olur' he?" Kaşlarını kaldırmış oldukça ciddi bir ifadeyle suratıma bakıyordu. Alayla güldüm.
"Niye üzerine alındın ki yaran mı var?" Dedikten sonra tepkisine baktım. Gülmesini zor durdurmuştu.
"Orada konu sen ve ben olduğumuz için üzerime alınmış olabilirim belki?" Suratımı buruşturdum.
"Niye mantıklı konuşuyorsun?" Gülerek yanıma geldi. Yatağa uzandı. Kaşlarımı kaldırıp suratına baktım. Kollarını başının altına koydu.
"Rahat mı?" Diye sorduğumda başını iki yana salladı. Sağ kolunu uzatıp beni bileğimden tutup kendisine çekti ve göğsüne yapıştım hızla.
"Böyle daha rahat" Dedikten sonra elini belime doladı. Güldüm bende. Uzun zaman sonra ilk defa huzurlu bir şekilde gülüyordum.
"Tad'i özledin değil mi?" Sorduğu soruyla gözlerim boşluğa düşerken başımı salladım.
"Şu an büyük ihtimalle ikimizi izleyip bana sövüyor" Dediğinde kıkırdayıp karın kaslarını çimdikledim.
"Tad saygılı bir insandı, en yakın zamanda yanına gelmeni istiyordur" Dediğimde kahkaha attı.
"Çok saygılı bir istek" Diye dalga geçti. Bir süre o şekilde kaldıktan sonra sağ kolumu yatağa yaslayıp vücudumu ona çevirdim.
"Julia ile o geceden sonra görüştünüz mü?" Diye sorduğumda sıkıntıyla nefes alıp verdi. Bu konuyu konuşmak istemediğini biliyordum fakat aklımda sorular vardı.
"1 ay sonra Paris'e giderken hava alanına geldi. Para vermek istedi" Gözlerim kocaman açılmıştı. Şu an Julia yaşadığına şükretmeliydi. Yada sakat maaşı almadığına.
"Peki sen? Orada hayatına birisi girdi mi?" Sorusunun cevabını biliyordu fakat emin olmak için soruyordu. Ve 'evet birisi oldu' cevabını kabul etmiyormuşcasına sormuştu.
"Hayır" Dediğimde suratındaki pis sırıtışı fark ettim.
"Kimse unutturamadı yani beni?" Karnına yumruk attığımda inledi.
"Kaslarımı en kısa zamanda yine görürsün hayatım böyle uğraşlara girmene gerek yok" Dediğinde elimi kaldırıp yumruk yaptım.
"Birazdan suratına geçireceğim ve sen bundan sonraki yaşamını tek gözlü korsan olarak devam edeceksin" Gülüşü kahkahaya dönmüştü. Gerizekalı. Niye böyle güzel gülüyorsun anlamıyorum ki. Eğer yunan tanrıları gerçek ise Zayn kesinlikle onlardan biri olmalıydı. Bu kadar mükemmellik bir erkek için fazlaydı. Kirpiklerinin uzunluğu, ben maskara sürdüğümde bile olmuyordu. Kemikli suratı zaten ayrı bir olaydı. Dudakları inceydi fakat dikkat çekiyordu pezevenk.
Bu nasıl sevme şeklidir? Diyen iç sesime en yaratıcı küfürlerimden birisini gönderdim.
"Luke ile yakın olmanı istemiyorum" Dedi birden bire. Kaşlarımı çatıp ona döndüm. İtiraz istemeyen bir surat ifadesi vardı.
"Niyeymiş?" Bu sorudan sonra oda benim gibi kolunun üzerine kalktı ve suratlarımızın arasında kesinlikle 2 santim falan kalmıştı. Dudaklarından bakışımı zar zor alıp gözlerine diktim.
"İstemiyorum da ondan" Kaşlarımı kaldırıp güldüm.
"Kıskandın mı?" Diye sorduğumda yüzsüzce sırıtıp konuştu.
"Benim olanı neyden kimden kıskanayım?"
"Egonu üzerimden alır mısın Zayn?" Sırıtarak bana yaklaştı. Eli belimdeydi ve geri kaçamıyordum. Hipnotize etmeyi düşündüm fakat bu artık onda işe yaramıyordu.
"Uzaklaşsana insafsız" Dediğimde gülerek kafasını geri attı. Derin bir nefes alıp verdim.
"Kızardın mı sen? Bakayım. Kızım vurmasana!" Bakmak için eğildiğinde suratına tokatı geçirmiştim.
Yarın oldukça gerilecektim ve bu gece bana çok iyi gelmişti. Tanrım... Sen bana yardım et de şu Julia'yı orada kesip biçmeyeyim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çete 2 || Küllerinden Doğuş
FanfictionLondra'dan çok uzun bir zaman uzaklaşmış bir genç kız. Bir zamanlar şehir efsanesi olan bu genç kızı, en sevdiği şehirden ne uzaklaştırır? Aklınıza direk bu soru geldiyse eğer dostlarım, üzgünüm doğru soru bu değildi. Bir zamanlar şehir efsanesi ola...