Bir tutam kırmızının içindeyim.
Yanıyorum,
Bir nebze ihtirasın arasında.
Yanıyorum,
Vücuduma değen her bir dokunuşta.
Ve yanıyorum,
İffetime bağlanmış erdeminin kursağında.
Bir çift göz beni izliyor. Usulca bakıyorum, etrafın nemi suratımı yalayıp geçerken. Kızıllıklar bedenimi yakıyor, alevlerin içindeyim. Günahlarım çevremi sarıyor. Kızıllıklar hiç olmadığı kadar yakın bu sefer bana. Dudaklarım kuru, bakışlarım donuk.
Ve tüm şehvetiyle şaha kalkan şeytan, günahlarımı siper alıyor ağlayan bir çift göz karşısında. Daha çok yanıyorum. Ancak bu sefer daha turuncu alevler, sanki şefkatle intikamın cümbüşünde uyuyan hüzün gibi.
Vücudumu okşuyor bu sefer turuncular, kızıllıklar saçlarımda her bir kederi teker teker kesiyor uçlarından. Artık çığlık atmıyorum, alıştırdı beni şeytan. Aksine daha fazla yanmak istiyorum, küllerim bile olmasın, hiç var olmamış olayım istiyorum. Bir çift gözün bebeğinden körüklenen alevler yansıyor. Damarlarımdan kanlar akıyor. Güçsüzüm, ellerim soğuk.
Gözlerimde matem rengi sürmeler, etrafımda alevlerin ziyası var. Kursağımda kalan sevişmelerin acısını görüyorum bir çift gözün en derininde. Şeytan derya bakışlı, o gözler inatçı ve bense turuncuyum. Küllerim turuncu, dudaklarım turuncu, sevişim turuncu.
Yanıyorum velhasıl kelam, fazla söze gerek yok. Bakışlarım ortada, küllerle kaplı her yer, hafif bir kızıllığı var tan vaktinin şimdi benden size miras kalan.