40. Bölüm Yolun Sonu

161 29 35
                                    

Evet arkadaşlar. Bu ayki son bölümüm.. Arada sırada belki kısa bölümler yayınlayabilirim. Bakarsınız dayanamam haftaya tekrar aranıza katılırım.

AYLİN

Beni tutan adamın elini var gücümle ısırıp koşmaya başladım. " Abi kaçıyor. !!" Arkamdan gelmeleriyle korkum ikiye katlanmıştı. " Durun..!" Koşmam ve hiç durmadan buradan kurtulmam gerekiyordu ancak içimdeki hisse yenik düşüp arkamı döndüm. Az önce adamları durduran kişiyi görmemle gözlerimden bir damla yaş aktı. Tuna tekerlekli sandalyesiyle adamların karşısına dikilmiş beni mi koruyordu. Olanca kızgınlığına rağmen yapıyordu bunu. " Ona elinizi sürerseniz bir daha sürecek bir eliniz olmaz." Tuna tehditkar tavrını almış ve bu haliyle kafa tutuyordu. " Sen mi bizi durduracaksın yarım insan? " Yarım insan?? Tuna bunu kaldıramazdı. Korkuyordum. Hayır Tuna için değil, adamlar için. .. " Ne dedin lan sen. !!" Tuna tekerlekli sandalyesine tutarak ayağa kalktı. Kendini zorluyordu. Bunu bembeyaz kesilen ellerinden anlamıştım. " Kimse- benim- yengeme- elini - süremez. " Adamlara doğru bir adım atıp sendeledi. Yanına koşup kollarına girdim. Ancak kollarını benden çekti. " Git. Git ve ona yardım et." Ona şaşkına bakarken dişlerini sıkıp bacaklarını tuttu. Diğer eliyle de cebindeki silahını çıkarıp adama yöneltti. Adamın da silahı görünür görünmez korkum katlanarak artmıştı. " Git dedim Aylin. .!" Gözyaşlarım arasında başımı sallayıp koşmaya başladım. "Her ne sesi duyarsan duy sakın arkana bakma." Koridorun sonuna geldiğimde duyduğum tek ses art arda gelen 4 el silah sesiydi.

RÜZGAR

Mert adamlarını üzerime saldığında olanca gücümle kendimi savunuyordum. Ancak 12 adama karşı yapabileceğim hiç bir şey yoktu. "Kararını verdin mi? " Ellerimi kurtarmaya çalışıyordum. " O yoksa ben de yokum." Mert kahkaha atıp bana göz kırptı. " Öyleyse sizi şöyle alalım. " Adamların 6 tanesi beni Koridorun sonuna doğru sürüklerken diğer 8 tanesi Peşimizden geliyordu. Bir adam koşarak yanımıza yaklaştığı sırada 13 kişi olmuşlardı. " Abi kız kaçtı. Yakalayamadık. Ayrıca bir adam..." Mert adamı yumruğunu kullanarak susturup adamlarını işaret etti. " Madem kız kaçtı. Siz onun gereğini halledin. " Adamı sürükleyerek götüren adamlara bakıp Mert ile göz göze geldim. "Bulun o kızı. !!" 6 Adam çil yavrusu gibi dağılmaya başladı. " Ecelini isteme Mert. !! Aylin ile bir derdin yok. Senin asıl istediğin ben değil miyim!? " Mert ellerini sallayıp gülümsedi. " Sevdiğinin gözlerinin önünde ölmesi nasıl görmeni istiyorum. " Yüzüme yaklaşan Mert 'in suratına tükürüp sırıttım. Elini kaldırdığı sırada yüzündeki ciddi ifadeyi bir çığlık bozdu. "Kuzey. .! Kuzey iyi misin? ?" Aylin gözyaşları arasında adamların ellerinden kurtulmaya çalışıyordu. " Aylin. Güzelim asıl sen iyi misin? " Başını sallayıp kollarını çekmeye çalıştı. O sırada kolundaki morluklar dikkatimi çekti. " Çek lan elini..!!" Adam ısrarla daha çok sıkıyordu. Mert adamın cebine bir yüzlük yerleştirdi. " Aferin patronuna çekmişsin. " İçimdeki nefret katmer katmer artıyordu. " Aaa sizi beklettim kusura bakmayın. " Adamlar tekrar bizi sürüklemeye başladığında bağlı ellerimle Aylin 'in ellerini tuttum. Gözyaşlarını hiç kurutmadan nasıl akıtabiliyordu böyle? Dışarıya çıktığımız da adamın birisi başımızı arabaya sokup ön koltuğa atladı. Aylin başını omzuma koyup iç çekmeye başladığında gözlerimi kapatıp tuttuğum gözyaşlarımı boşaltım. " Yolun Sonu Aylin. Beni affet." Başını kaldırıp buğulu gözlerini bana dikti. " Ne için? " Ne diyecektim şimdi. Rüzgarken yaptığım hatalar için özür dilesem ve benim Rüzgar olduğumu öğrense ne yapardı acaba? En iyisi hiç bilmemesiydi. Umarım beni affedebilirdi. Saçlarını uzun uzun kokladım. Düğün günü gelinligini Kızıla boyadığımdan beri yanında olsam da yüreğim hasretmiş ona. Adam arabadan inip Aylin 'in kapısını açıp sürüklemeye başladığında ben de arabadan fırladım. Artık yolun sonuydu. Etrafı incelemek sonradan aklıma gelmişti. Uçurum. .. dipsiz bir uçurumdu bu. Görünen tek şey ise göğe yükselen kayalıklardı. Siyah bir cip toprakta iz bırakarak durduğunda gözlerimi devirdim. " Ben de bu hikayenin senaristi olduğuma göre bensiz olmazdı bu sahne." Adamlar Aylin ile beni bir adım uçuruma doğru ittirdiginde yükselen kayalıkları daha net görebiliyorduk. "Meltem 'i ilk istediğimde bana verseydiniz.." Adamlar bir adım daha bizi ittirdiginde derin bir nefes aldım. " O zaman Meltemi korkusuzca sevebilirdim. Hep onun dizinin dibinde dururdum. Zarar gelmesineizin vermezdim." Adamın biri bizi biraz daha ittiginde ayakkabının parmak uçları uçurumdan çıkmaya başladı. " Hoşçakal Kuzey. Ve sana da hoşçakal Aylin. Kusura bakma sana çok önemli olan sırrı söyleyemedim. " Aylin gözyaşları arasında adamların ellerinden kurtulmaya çalışıyordu. Belimde bir el hissedince bağırdım. " Bekle. Son bir isteğim var" Mert sabırsızca nefes aldı. " Hadi ama yine ne istiyorsun? Sen böyle yaparsan sizin parça parça yok oluşunuzu nasıl göreceğim? ?" Aylin ' in ellerine uzanmaya çalışıyordum. Onun elleri bağlı değildi. Rahatlıkla ellerimi tuttu. "Hazır mısın güzel gözlüm. " Başını olumsuz anlamda salladı. " Hayır. Ama bana bir kez onu söylersen. " Gülümsedim. Bu durumda bile Aşkımıza sahip çıkıyordu. Kuzey ile olan değil, Rüzgar ile olana... "Hey aptal. Hazır mısın? Sonsuzluğa " Gözlerini kapatıp gülümsedi. " Hazırım. " ve aramızdaki eller bizi sonsuzluğa ittirdi. "

Lütfen beni dövme Nur. Ama güzel bir sezon finali kabul et. Neyse arkadaşlar umarım bana suikast duzenlemezsiniz. Sizleri seviyorum. Kadir geceniz ve cumanız mübarek olsun. Beintehaa ( Sonsuza kadar )

Hey Aptal..! #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin