(Multimedia Alina.Ayrıca bu bölümü yardımları için arkadaşım Duygu'ya ithaf ediyorum.İyi okumalaar.)
Annem saçımı tarıyordu. Bu akşam ki konser için. Üzerime beyaz dantel elbisemi giymiştim. Onun üstüne siyah montumu ve ayakkabı olarakta siyah botumu. Sonuçta rock konseriydi. Annem saçımı tararken ağladığını hissettim. Yüzümü ona döndüm.
"Şey sanırım biraz duygulandım."dedi. Ellerimle göz yaşlarını sildim. Ağlama demeyi ne çok isterdim. "Herneyse hadi git çantanı al seni ben bırakacağım."dedi annem. Ayağıya kalktım ve çantamı alıp bahçeye çıktım. Arabaya biner binmez telefonuma mesaj geldi. Sinemden.
"Alina ben geldim kapının önündeyim. Sen gelmeden içeri girmem :D"
Cevap yazdım.
"Tamam 10 dakikaya ordayım :)"
Ardından annemin arabayı çalıştırmasıyla konser alanına doğru yol aldık. Annemi ilk defa böyle hüzünlü görüyordum.
**
Hell Rock sonlara doğru Nirvana'nın şarkılarını söylerken etrafıma baktım. Gerçektende büyük bir hayran kitlesi vardı. Açıkcası Aras harika söylüyordu! Çok güzel.. Ah! Yani sesi çok güzel. Herneyse.
"Harika değil mi? Keşke bu grupta yer alabilseydim."dedi Sinem. Gülümsedim. Dinlemeye devam ettim.
"With the lights out, it's less dangerous
Here we are now, entertain us
I feel stupid and contagious
Here we are now, entertain us
A mulatto
An albino
A mosquito
My Libido
A denial..."
Işıklar kapandı. Anladım ki son şarkılarıydı. Grup sahneden inerken Sinemle dışarıya yöneldik. Alandan çıkınca gözümle annemi bulmaya çalıştım. Yoktu. Mesaj attım ve bir süre bekledim. Bu sırada Sinem babasının arabasına binip gitmişti. Cevap gelmedi. Oturup beklemeye başladım. Tam 30 dakika sonra birisi yanıma oturdu.
"Annen ekti galiba."
Başımı çevirince Aras olduğunu gördüm. Evet anlamında başımı salladım. Kalktı ve elini uzattı.
"Neden birlikte birşeyler yapmıyoruz? Sonrasında seni bırakabilirim."dedi. Elini tuttum. BEN.ARASIN.ELİNİ.TUTTUM. Ardından arabasına bindik ve yolculuğumuz başladı.
Arabayı park ettiğinde inmek için kapıyı açmaya çalışırken o çoktan inip benim kapımı açmıştı. Gülümsedim. Ardından birlikte deniz kıyısında bir lokantaya geldik. Sandalyemi çekti. Oturdum ve etrafı izlemeye başladım. Deniz ayın parıltısıyla çok güzel bir renge bürünmüştü. Hava soğuktu ama üzerimdeki mont beni sıcak tutuyordu. Bir garson geldi.
"Hoşgeldiniz Aras bey, ne alırdınız?"
"Rakı balık. Sen ne dersin Alina?" Birşey diyemem ama rakı balık iyidir. Gerçi hayatımda hiç rakı içmemiştim ama Arasla ilkimi yaşayabilirdim. Başımı evet anlamında salladım.
"O zaman bize 2 rakı balık."dedi Aras. Garson başını salladı ve yanımızdan ayrdıldı.
"Hayatında hiç rakı içmedin değil mi?"dedi Aras alaycı gülümsemesiyle. Rakı LA'da pek bulunmazdı ki. Hayır anlamında başımı salladım. "Tahmin etmiştim."dedi. Bu çocuğun tahminlerine hastayım!
Biraz sonra balığımız ve rakılarımız geldi. Hemen balığı yemeye başladım. Öğle yemeğinden bu yana hiçbir şey atıştırmamıştım. Aras bana güldü. Ne yapabilirim, açım!
"Rakından içmeyecekmisin Alina?"dedi yine gülerken. Ardından elime rakıyı aldım ve artistlik bir bakış atarak rakıdan yudumladım. Ögghh! Boğazım yanıyor! Öksürmeye başladım.
"Ölüceksin biraz su iç."dedi Aras. Kahkaha atmamak için kendini zor tutuyordu. Gözlerimi devirdim ve suyumdan koca bir yudum içtim. Şimdi biraz daha iyiydi.
Arasın gülmeleri eşliğinde yemeğime devam ettim.
**
"İşte sanırım evin burası."dedi Aras bahçenin önünde. Sırf beni kapıya kadar bırakmak için arabasından inmişti. Evin kapısını anahtarımla açmaya çalışırken başımı evet anlamında salladım. "Güzel bir geceydi." dedi Aras ben içeriye girerken. Gülümsedim. "O zaman sonra görüşürüz. İyi geceler."dedi ve uzaklaşmaya başladı. Anneme kızgındım ama onun sayesinde Arasla çok güzel bir gece geçirmiştik. Yani yemek yememizi kastediyorum. Aras hoş bir çocuktu. Cidden. Tamam yakışıklı. Ama ben konuşamıyorken nasıl benden hoşlanabilirdi ki?
Dış kapıyı tam kapatacakken annemin sesini duydum. Ağlıyordu. Hemen onun odasına doğru koştum. Işık kapalıydı ama holde ki ışık sayesinde yüzünü görebiliyordum. Çok ağlıyordu. Yanına gidip onu teselli etmeye yeltendiğimde sol elindeki notu ve sağ elindeki silahı farkettim. Ardından çığlık attım. Çığlığımla annemin silahından çıkan kurşun sesi birbirine karıştı. Yere çöktüm ağladım ve bağırdım.
"ANNEEEE! Hayır!"
Ardından hatırladığım tek şey Aras'ın koşarak yanıma gelişi ve beni kucağında taşıyarak odadan çıkarışıydı..
BU BÖLÜM BİR NEVİ ASIL HİKAYENİN BAŞLANGICI OLDU. BÖLÜMÜ UMARIM BEĞENMİŞSİNİZDİR. YORUMLARINIZ VE OYLARINIZ İÇİN ÇOOOK TEŞEKKÜRLER :) SİZLERİ SEVİYORUUMM.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dilsiz
Teen Fiction"Önümde dursan ve bana baksan; içimdeki acılar hakkında ne bilebilirsin ki; ben seninkiler hakkında ne bilebilirim ki? Ve ayaklarına kapanıp ağlasam ve anlatsam; sana cehennemin sıcak ve korkunç olduğunu anlatsalar; benim hakkımda cehenneme ilişkin...