Bölüm 1

137 10 11
                                    


Multi'de; Güren'in kanepede oturduğu sahne

Lise her liseli gibi benimde korkulu rüyamdı . Özellikle bakışlarıyla alay etmekle yetinmeyip bunu dile getiren bir çevreniz varsa.
"Rahibe Terressa da buradaymış millet" diye alay etti Izem Eker utanmamı gram umursamaz ve bundan haz aldığını belli eden bir kıkırdamayla. "Ya bırakın kaçsın ya da bizi affetmesi için yalvarın ona."
Anlayacağınız üzere kolejimizin bir numaralı alay konusu benim bekaretim. Şimdi daha iyi anlıyor musunuz lise benim neden korkulu rüyam? Izem sağolsun bu konuda çok yardımcı oluyor.
Sinirlerime hakim olmaya çalışarak dolaplara çevrili olan koridorun çıkışına yöneldim. Her zamanki gibi yine kaçmayı tercih ettim. Arkamdan baktıklarını hissetmemle birlikte vücudumdaki bütün tüylerin ürperdiğini hissettim.
Son sınıflar en beter olanıydı,popülerite için kendi benliklerini yitiren tiplerdi, 3.sınıflar kendi havalarındalardı ve son olarak ikinci sınıflar ve "çöm" olarak adlandırdıkları 1. sınıflar.
Bana hala atılan alaylı bakışlar altında yürürken bacaklarıma kramplar giriyordu ve buna rağmen o kadar düzgün yürüyordum ki bir podyum açılsaydı eğer adım verilmeliydi. Tam zafere ulaşmışken, alaycı bakışları ve sınıf koridorunu ardımda bıraktığım sıra onu gördüm. Sevgilisi Izem gibi son sınıf olan çocuk.
Özenle dağıtılmış gibi duran kumral saçları, güneşe küsmüş olan beyaz teni ve her defasında uzun kemikli elleriyle düzeltmesine rağmen arsızca yeşil ve grinin dans ettiği gözlerinin önüne düşen iki saç telinin ardından bakması bile soluk borunuzun tıkanmasına neden olabilir ya da her kelimenin üstüne basarak konuşması ile öne çıkan dolgun dudakları ile içinize doğan o korkunç öpüşme isteği. Yani bu kesinlikle benim düşüncelerim değildi okulda Güren'e salya akıtan kızların düşünceleriydi. Onlara göre Güren Halefoğlu bu tür hülya denizlerinde yüzdürürmüş.

Yanımdan geçip yapay sevgilisinin yanına giderken gülümsüyordu. Arkamı dönüp bakışlarımla onları delip geçmeye çalışırken Güren tam da o sıra İzemin kulağına bir şeyler fısıldadı ve bana doğru bakıp sinsice güldüler. Içimde ki nefret lavlarının harlanmasına sebep olan bir gülümsemeydi. Kendimi dizginleyebilmek adına tırnaklarımı avuç içlerime batırıp bekledim. Böyle olmayacaktı nefes almaya ihtiyacım vardı acele adımlarla çıkışa yöneldim. Dışarı çıktığımda hafifçe kafamı gökyüzüne kaldırdığımda o sonsuz mavilikte kaybolmak istedim. Çok uzun sürmeden rüzgarın tenimi okşamasıyla kendime geldim. Hızlı adımlarla eve ilerliyordum. Güren Halefoğlundan nefret ediyorum.                    
Sebebini elbette öğreneceksiniz. Izem Ekene olan duygularımdan altta kalır yanı yoktu. Izem Ekenin benim gözümde dünyada ki en nefret edilesi insan olmasının elbette geçerli birçok sebebi vardı;

Küllü kumraldan sarıya yumuşak geçişler yapan, göğüs hizasında biten bakımlı saçları, gayet doğal duran ama estetik olduğundan adım kadar emin olduğum küçük burnu ve birde kızları bile etkileyebilecek berrak mavisi gözleri ayrıyeten kalp şeklinde ki pembe dudakları...
Böyle bir güzelliğin ardından sıra bana gelecek olursa biraz hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. Öncelikle dudaklarıma elips şeklini veren dolgun yapısı (ki bundan pek hoşlandığım söylenemez bana oldukça kaba gelir ) , göğüs altında biten ve bir türlü şekil almayan inatçı kestane rengi saçlarım ve suratımı olduğundan daha büyük gözükmesini sağlayan sevimli ucu geniş burnum,son olarak tabii iri zümrüt yeşili gözlerim onları seviyorum sanırım.
Bu düşünceler içime oturan ağırlığın altında ezilmeye neden oluyordu. Çokta dolu olmayan kırmızı okul çantamın içinden evimin anahtarlarını alıp kapının kilidini açıp içeri girdim. Bugün ek olarak beden yorgunluğumun üzerine ruhsal yorgunluğumda eklenmişti. Gerçekten neredeyse yığılıverecektim. Üstümde ki V yaka gri basic t-shirtü çıkardım ve kendimi siyah kadife kanepenin üstüne bıraktım. Gözlerimi kapamamla,bıkkın bir çift göz görüp bakışlarımı elinde ki sigarasına dikmem bir oldu. Başını koltuğun arkasına doğru yatırmış bir vaziyette bana doğru bakarak oturuyordu . Ciğerlerini harlayan sigara dumanını üflerken adem elması aşağı yukarı hareket etmişti ve bu hareket mideme kramplar girmesine neden olmuştu. Krampların vücuduma yayılmasına izin vermemek adına doğruldum ve çemkirerek "Ne işin var burada Güren! Nasıl girdin evime?"diye bağırdım oturduğu yerden doğrularak sigarayı söndürdü."Okulda seni kıstırmaya vaktim olmadı Aden senin evin mi yoksa benim evim mi diye kendi evinde daha rahat olursun diye bende tercihimi evinden yana kullandım." Gülüşünde ve sesinde ki alay elle tutulur gibiydi . Evet Güren Halefoğlundan neden nefret ettiğimi anladınız mı şimdi , yada bakire olduğum konusunda alay edenlerle aslında alay edenlerin benim ile Gürenin olduğunu ?

*Canlarım bu hikaye iki kız kardeşin ilk hikayesidir umarım beğenirsiniz desteklerinizi bekliyor ve sizi seviyoruz
*ikaydkrts diğer hesabımız oradan da ulaşabilirsiniz.
*Umarım yeni bölüm de görüşürüz.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 16, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ÖZGÜRLÜĞÜN KELEPÇESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin