"Benimle gelmeyi kabul ettiğin için gerçekten çok teşekkürler"
"Önemli değil canım."Parti alanına doğru yürürken iyice gerilmeye başlamıştım.Bu akşamın mükemmel olması gerekiyor,ya bir sorun çıkarsa.Kafamda kötü ihtimalleri tartarken Luke durdu.Dünyaya geri gönüp etrafıma bakındım.Yuvarlak uzun bir masanın yanında durmuştuk.Luke kulağıma "Neden herkes bize bakıyor?" diye fısıldadı.Önümüzdeki kız grubuna baktım.Hepsinin gözü buradaydı.
"Bize bakmıyorlar,sana bakıyorlar"dedim.Luke sırıtıp "Soluna bak" dedi.Baktım.Şu sportif grup ve saçları jöleden sırıl sıklam olmuş bir kesim daha belli etmeye çalışmadan direkt bana bakıyordu.Bazılarıda bacaklarıma.Luke beni kolumdan çekiştirerek koltuklara götürmeye başladı. "Öküz gibi bakıyorlar bacaklarına" dedi dişlerini sıkarak. "Sakin ol canım.Kızlar da sana bakıyorlardı."
Luke durup kolumu sıktı ve beni kendine çekip "Arada fark var.Şuan vicudunun dörtte üçü açık olan ben değilim." dedi ve devam etti.Koltuklara oturduğumda Luke'da önümdeki sandalyeye oturdu.Kızgın gözüküyordu.Masanın üzerindeki ellerii tutup "Rahatla biraz Luke." dedim. "Bu gece ikimiz için,başkalarının bunu maf etmesine izin verme."
Birleşmiş ellerimize bakıp "Haklısın" dedi. Ellerimize bakıp utançtan kızardım ve ellerimi geri çektim. En azından allık sürmüştüm, belki fark etmezdi.Luke'un yüzüme bakıp gülümsediğini farkedince ben de ona baktım. "Toz pembesi allıkların koyu pembeye dönmüş sanki prenses."
Yanaklarımı ellerimle kapatıp "Yok canım" dedim."Yanlış hatırlıyorsundur"
Luke ayağa kalkıp "Bu dansta bana eşlik etmek ister misiniz prenses hazretleri?" dedi. Koluna girip "Çok naziksiniz beyefendi" dedim. Piste çıktığımızda arkamızdan birkaç çift daha geldi.Kalp atışlarım hızlanmıştı. Kolumu Luke'un boynuna doladım. O da belimi kavradı ve yavaş yavaş sallanmaya başladık.
Hafifçe gülümseyip "İnanamıyorum" dedi. "Yani...bu kadar kısa sürede birden çok iyi anlaşabilmeye başladık."
"Seni ilk gördüğüm günün gecesi kendime eğer bir kez daha onu görürsem yüzüne tüküreceğim demiştim."
Luke gülümseyip "Onu da bir gün hallederiz" dedi.Bütü şarkı boyunca konuştuk ve güldük.Şarkı bittiğinde "Biraz oturalım mı?" dedi.Yerimize geri dönüp oturduk. "Akşam daha yeni başlıyor prenses.Barda gösterdiğin performansı yine bekliyorum"
"Elbette" dedim ve geçen görevlilerden birine "Neden içkileri getirmiyorsunuz?" diye sordum.Adam "Geçen sene öğrencilerin durumunu gördükten sonra müdür yasakladı" dedi ve gitti.
"İçkiyi sarhoş olmak için içersin" dedim.Luke parmağıyla beni işaret edip "Bütün olay bu" dedi ve ayağa kalktı. "Hadi biraz eğelenelim."
Sonunda eğelenceli şarkılara geçmişlerdi.Işıkları kapayıp birkaç rengli ışık açtılar.Önümü zor görüyordum ama görmeyede ihtiyacım yoktu.Kendimi tamamen müziğe bıraktım.
...
"Evvet çovuklaar!Umarım eğelenmişizdir.Ama şimdi bilin bakalım ne zamanı!Uyku!Hadi evlerinize gidip mışıl mışıl uyuyun"
Salon yavaş yavaş dağılmaya başlamıştı.Bizde çıkışa yöneldik.Birden önümüzü şu aşırı makyajlı kızlar kesti.Luke'a bakıp "Acaba numaranı alabilir miyiz yakışıklı şey?" dediler.Luke'un önüne geçip "Aaa" diye bağırdım. "Akıllı olun yırtarım o ağızınızı." Dil çıkarıp Luke'u arabaya kadar çekiştirmeye başladım.Dışarı çıktığımızda bu seferde erkekler vardı. "Sen ne güzel şeymişsin be"
Luke yumruğunu sıkıp "Yakarım oğlum sizi." dedi ve bu sefer o beni kolundan çekiştirmeye başladı.Arabaya biner binmez bir şey söylemeden bir yere gitmee başladı.
"Nereye?"
"Yalnız kalabileceğimiz bir yere.İnsanlar çok sinirimi bozuyor"...
Deniz kenarına gelmiştik.Heryer bomboştu.Luke bana ceketini giydirip "Bekle beni prenses" dedi. "Ama sen üşüyeceksin"
"Bir şey olmaz"Denize yaklaşıp topuklularımı çıkarıp kuma bastım.Çok iyi gelmişti.Bacaklarım çok acıyordu.Bir taşa oturup denizi izlemeye başladım.Ay denizi ışıl ışıl yapmıştı.Çok geçmeden Luke yanıma gelip oturdu.Gömleğinin birkaç düğmesini çözüp kollarını kıvırdı ve yanındaki poşetten bir şeyler almak için eğildi. "Ne yapıyorsun yine sen?"
Elindeki iki şişe birayı gösterip "Biraz hayatın tadını çıkaralım" dedi. "Ailen büyükihtimalle şuan uçakta yani hesap vereceğin kimse yok.Eğer çok sapıtırsan seni denize de atarım"
Birden kahkaha atmaya başladım.O da gülüyordu.Torbayı çekip "Daha bu bebeklerden çok var" diye fısıldadı.Elindeki şişeyi alıp "Seni seviyorum" dedim.
-Devam Edecek-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnız Başına
Teen FictionHiç kimseyle anlaşamayan. Kendinden başka kimsesi olmayan Raven hayata küsmüştü. Kimse ona adıyla seslenmezdi, sadece asosyal derlerdi. Hep alay konusu olur, hakaret edilirdi. Tek kaçışı oyunlarıydı, interneyti. Orda çokta tanımadığı birsürü arkadaş...