Bade Başer
Neva ile birlikte yorucu bir basketboldan eve bitkin geldik.
"Kızım unutmuşum ya baya oldu oynamayalı, yoruldum" diye sitem eden Neva'ya gülümsedim.
"Daha bu ne ki sen yorulma görmemişsin, seni yarın lunaparka götürüyüm de adrenalin dolu bir günümüz olsun" dedim. Kıyamam ya nasıl pörtletti o gözleri.
***
Sabah erkenden kalkıp Neva'nın üstüne atladım. Normalde o atlardı üzerime ama hala dün ki yorgunluğu üzerinde.
"Oha deprem mi oluyor? Bu ağırlık ne ?" diye saçma bir tepki gösterdi. Niye? Çünkü ben o kadar ağır değilim. Kafasına bir tane geçirip üzerinden kalktım.
"Hah ben mi agirim sen kendine bak be" dedim ve tam kalkacaktim ki kolundan tutup yataga düşmemi sağladı.
"Ya saka yaptım. Seni sinir etmek için. Biliyordum sen olduğunu" dedi sarılmaya çalışırken.
"Yerim seni kahkullum. Alınmadım zaten blöf yapıyordum" dedim kikirdayarak.
Biz yatakta biraz daha uyumaya kara verdik ki bu sefer annem daldı odaya.
"Kız hala yatıyor musunuz siz? Kalkın hadi kahvaltı yapalım." dedi.
"Tamam Meleğim geliyoruz, ben zaten kalktım da Bade geri yatırdı. Yoksa biliyorsun ben her zaman erkenden kalkıp sana yardım ederim." deyince ona 'sen görürsün' bakışımın en sert olanını attım. Birbirimize bakış atıp aynı anda "E o zaman ilk gideen!" diye bağırdım ve annemi ezmemeye dikkat ederek mutfağa koştuk. Ve yine ben kazandım. Tabi ki o meşhur zafer dansımi yaptım.
"Hadi bakalım Nevacım doldur çayımı." deyip pis pis sırıttım. Annem masaya oturup bugün ne yapıyorsunuz? " diye sorunca hemen "Lunapark" dedim ellerimi iki yana açarak.
***
Neva'yla birlikte kahvaltımizi yaptıktan sonra odalarimiza girdik. Dolabimi açıp hemen bir şeyler çıkardım. Uzun salaş bir tişört ve şortu kombinledim. Tişörtümün önünü soruma döktüm ve arkasını düzelttim. Saçımı da at kuyruğu yapınca işte hazırdım.
Odamdan çıkınca Neva'nın da kapısı açıldı. Aynı anda birbirimizi süzüp "Yaanii idare eder" dedik ve güldük. Şu an dışardan bakanlar bizi deli zannedebilirler ama biz böyle eğleniyoruz. Onu baştan aşağı bir daha süzüp
"Şaka yapıyorum kızım taş gibi olmuşsun" dedim. Bana bir bakış atıp sürülerek aşağı inerken " Sağol canım her zaman ki halim." deyip yine egosunu okşadı. O değil de ben burda sap gibi kaldım.
(Kalakaldim kışın ortasında yine çalması gereken yer hfjdbdjdb)
"İnsan bi sen de öyle olmuşsun der. Nasıl kankasin sen? " dedim ve ayaklarımı yere vura vura aşağı indim. Ayakkabilarimi giyerken "Canım biliyorsun yalan söylemek hiç huyum değildir." dedi ve yine beni sinir krizine sokmayı başardı. Ben de atarli atarli ayakkabilarimi giyerken yanağına sulu bir öpücük bıraktı.
"Sence çirkin olabilmen gibi bir ihtimal var mı?" dedi ve ben yine yelkenleri suya indirip güldüm. "Hadi hadi geç kalicaz" dedim gülümsememi saklamak için.
Ama çok bilmiş kahkullu " Kızım lunaparkın öğlen saatlerinde kapandığını sanmıyorum." dedi.
"Vivivivi çok bilmiş seni dedim ve nihayet evden çıkabildim."
***
Lunaparka giderken sahil yolundan gitmeye karar verdik.
"Lunaparkı sevmemin bir nedeni de sahil yolunda olması." dedim ve o temiz havayı ciğerlerime kadar çektim. Tam o sırada ayağım bir şeye takıldı ve yere kapaklandim. Bu şokun etkisiyle bir kaç saniye öylece durdum. Neva diz çök- O da ne dizlerim kanıyor. Hayır kan görmeye dayanamam. Bakma Bade, bakma lütfen bakma...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düş-Eşim
HumorBir kadın ve bir adam tesadüfen hayalleri karşılaşır henüz bedenleri bile karşılaşmamışken... Biliyor musunuz bu sizin okuyacağınız ilk farklı kitap... Çünkü bu kitabı hayalleri birbirleriyle iç içe olan iki arkadaş yazdı. Biz buna inandık. Bu kitab...