23. Bölüm

32 7 4
                                    

Rafet El Roman-Senden Sonra
İlyas Yalçıntaş-İçindeki Duman

*Kapak yaptım ve değiştirdim*

*****

Ben kalbimde yarattığın yaraların kabuğu söküp seni görmeye çalışıyorken, sen kimleri iyileştirdin?

****

Ardı ardına Can'ı aramaya devam ediyordum ama cevap hep o lanet kadının sesiydi. Derin'i aramayıp ondan haber almaya karar vermiştim. Aradığım biraz çalıp, açılmıştı.

"Derin, Can nerede? Telefonu niye kapalı? Beni neden her gün arayan Can beni aramadı? Derin neler oluyor konuşsana." Dedim, derince nefes aldığında kötü bir şeyler olduğunu anlamıştım.

"Melek, Can bir şeyi yanlış anlamış." Dedi sıkkınca, balkonda dolanırken birden durdum ve yine tek kaşım kalkmıştı.

"Neyi?" hala titreyen sesi gelince sertçe tekrar sordum. "Derin neyi!".

"Oğuz ile ilişkiye başladığını sanıyor. Aslında bunu okulun davranışlarından anlamış, Musataf ve Ata'ya sormuş. Onlarda demeyince delirip bizr bağırdı, korktup dedik ama teklif ettiği dedik sadece kalanını kendi düşündü ve başlamadığınızı söyleyemeden çıktı. Eve uğramıyor saatlerdir. Dayımlar biraz endişelenmeye başladı, yemeği kaçırmazdı çünkü." Gözlerim dolmaya başlamıştı. Lan uydurduğu götünü sikeyim ama ya!

"Derin sonra konuşacağım sizle." Deyip kapattım. Salona ilerleyip annemin karşısına dikildim.

"Noldu Melek? Ciddi duruyorsun?" Dedi ve annem oturuşunu düzeltti.

"Anne ben şuan İzmir'e gitmek istiyorum, sabah uçağı ile gelirim. Önemli bir şey oldu, nedenini bende kalmasını istiyorum ve anlayışla karşılamanı." Dedim. Annem kafasını düşünür gibi salladı.

"Melih gelmesi şartıyla." Dedi.

"Tamam, uçak biletine bakıyorum o zaman." Kafasını salladı. Ve anneme sarılıp öptüm. "Teşekkür ederim, anlayışlı annem.".

"Önemli değil, umarım fazla sorun çıkaracak bir şey değildir." Dedi.

"Umarım." Dedim bende

*****

Tekrar Çeşme'ye gelmiştik. Saat daha 20.30 idi. Hemen Derin'lerine doğru taksiyle ilerliyorduk, evlerinin oraya gelince taksinin parasını ödeyip evin kapısı çalmaya başladım. Kapıyı Derin açınca direk içeri girdim.

Derin bizi odaya götürürken bende sakinleşme çabasındaydım. Odaya girince Can hariç herkes oradaydı. Hepsinde endişe vardı.

"Ya Mustafa siz bilmiyor musunuz? Nereye gidiyor bu!" Dedim direk.

"Melek, motora atlayıp gider, demez ki bir şey. Bizde kendi çaresine baktığına için merak etmeyiz. Ama ilk defa böyle yapıyor.".

"Ata bari sen bil ya." Dedim umutla.

"Bilsem, şimdiye getirirdim. Ve gittiğini bildiğimiz her yere gittik. Yok abi kayıp!" Dedi. Bir elimi belime, diğerini anlıma koyup odada dolaşmaya başladım. Nefesim düzensizleşmeye başlayınca aniden durdum. Herkesin o an bana baktığını fark ettim. Melih direk kolumdan tuttu, Doğa da su doldurmaya başladı.

"Lan bu çocuk nereye kaybolur?" Dedim ve ağlamaya başladım. Sakin kalamıyordum ki. Melih beni koltuğa oturtmuştu, Doğa bana su içirmişti.

"Melek, sakin ol. Gelecek elbet. Sensiz duramaz, senin geldiğini hissetmiştir." Dedi Melih. Evden beri konuşmuyordu. Derince nefes alış-verişleri ile sakinliğimi korumaya çalışıyordum.

Kader #Wattys2016 (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin