12. Bölüm : Kim Bu Lavuk?!

34 10 1
                                    

İrem utançtan kızarıp bana sen görürsün bakışını attı. Emirde gülümseyip itirazsın İremin dudağına ufak bir öpücük kondurdu. Şişeyi bu sefer İrem çevirecekti ama tam çevirecekken bir silah sesi duyuldu. Hemen ağaçların arkasını yayılırken tanıdık bir erkek sesi duyuldu.
"Zeynep, nerdesin?! Bak ya çık yada Kerimin zarar görür!"
Şaşkınlıkla ağzımında yüksek sesli birkaç sözcük çıktı.
"Ömer?"
Çok geçmeden yakınımda bir nefes hissettim. Geldiği yöne doğru kafamı çevirince şuan görmek istediğim en son kişiyi gördüm.
"Efendim?"
Ömer!

Kerim Hanoğlu

Yaklaşık bir saattir ve ben ve adamlar Zeynebi arıyorduk. Ama hiç bir iz yotu. Tek hatırladığım silah sesiydi zaten hepimiz aynı anda bayılmışız.
"Çocuklar bu böyle olmayacak bir polise haber verelim!?"
Konuşan Zeynebin dedesiydi ve herkes onu onaylamıştı. Ama ben artık dayanamıyordum, hemen arabamın anahtarını alıp kendimi dışarı attım. Gerekirse karış karış tüm ülkeyi arayıp seni bulacağım Zeynebim!

**************

Yaklaşık 4 saattir arabayla turluyordum ve bakmadığım tek depo kalmıştı. Bu sefer bulucağım seni, söz veriyorum!

Zeynep Rüya Yılmaz

"Zeynep bak tekrar ediyorum eğer Kerimde sessiz sedasız boşanmassan İremde Kerimde Babanda Dedende artık değer verdiğin kim varsa teker teker ölür!"
Saatlerdir sandalyede bağlı şekilde Ömer denilen şeyin tehditlerini dinliyordum. Ben nasıl başanabilirim ki Kerimden!?
"Benim olacaksınız kızım sen! Hiç kimsenin olmadan ilk ve tek benim olacaksın!"
Gözü dönmüşçesine üzerime yürüyordu. Aslında isteklerini elimin tersiyle iterdim çünkü İrem, babam, dedem hatta babaannem bile kendini koruyabilirdi ama Kerim ve Emir eğitilmeden onlara söyleyemezdim. Ömer hala üstüme yürürken korkudan daha fazla bağırdım. Neyseki son anda deponun kapısı gürültülü bir şekilde açılmıştı. Kerim! Beni görür görmez ellerimi çözüp Ömere yumruklar yağdırmaya başladı.
"Kerim yeter! Kerim, lütfen korkuyorum!"
Kerim beni dinlemeyerek yumruklar yağdırmaya devam ederken korkuyorum deyince durup beni sıkıca sarmıştı. Hemen beni alıp dışarı çıkardı. Arabaya binince deli gibi sürüyordu.
"Kerim, yavaş ol!"
Beni takmazken birden arabayı durdurdu sonra benim ve kendi kemerini çıkarıp bana sımsıkı sarıldı.
"Çok korktum! Allah kahretsin ki çok korktum!"
Her kelimesinde daha sıkı sarılıp saçıma öpücük bırakıyordu. Ben ona sarılmazken bende ayrılıp noldu der gibi bana baktı.
"Kerim, boşanmamız lazım!"
"Ne?!"
"Nedenini açıklayacağım ama bana kayıt altında mafyalık dersleri alacağına erkekliğin üzerine söz vereceksin!"
"Saçmalama! Mafyalara karşı olan tavrımı biliyorsun!"
"O zaman açıklamam!"
"Tamam tamam. Başımın tatlı belası dökül!"

***************

Kerime herşeyi baştan sona anlatıp yeminini ses kaydına almıştım.
"Ne yani seni hiç öpemeyecek miyim?!"
"Kerim bak çok dikkatli olmamız lazım evimiz gözetleniyor olacak!"
Kafasını sallayıp bir gülüş attı. Bu gülüşün altından kesin birşey çıkar! Çok geçmedende çıkmıştı. Dudaklarıma yapışıp deli gibi öpmeye başladı. Bende gıcıklık olsun diye dudaklarımı açmamıştım takii Kerim dudağımı ısırana kadar... Nefes almamız için durunca gülümsedim.
"Artık gitmeliyiz!"
"Tamam ama birkere daha öpsem?"
"Kerim! Sür şu arabayı!"
Oflayıp arabayı sürmeye başladı.
Sorgu bölümü bittikten sonra eve gitme kararı almıştık. Kerimle bu evde bile kavgalıyız haraketleri yapıyorduk. Peki nasıl uyuyacağım ben sarılmadan!? Daha doğrusu üç günde ben nasıl bu kadar alışmıştım.
"Buldum!"
Kerimin bağırmasıyla yerimde hoplayıp ona döndüm.
"Neyi buldun?!"
"Uyumuşta uykumuzda sarılmışız numarasını yapacağız?"
Tam gülümseyecekken Kerimin uyarısıyla kaşlarımı çatıp sinirle arkamı dönüp yattım. Bir süre bekledikten sonra Kerim bana doğru dönmüştü. Bende biraz bekleyip kapalı gözlerimle ona döndüm. Güzelce birbirimize sarılıp ikimizde gerçek uykuya daldık...

Rüyalar Gerçek DEĞİLDİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin