Harry bisikletini caddeden aşağıya doğru sürüyordu trafik sıkışıktı ve bisikletli olduğuna sevindiği nadir anlardan biriydi. Rüzgarın saçlarındaki hafif etkisini seviyordu, hareket halinde olmayı seviyordu, her ne kadar bazen can sıkıcı olsa da işini de seviyordu. Sıradan, basit bir iş gibi görünse de Harry işini önemsiyordu. Bazen yaşlı bir kadına yıllardır konuşmadığı kardeşinden bir mektup, bazense bir sevgiliye aylardır göremediği sevgilisinden bir fotoğraf götürüyordu. İnsanlar arasında bir köprü kurmaktan oldukça memnundu. Bugün ki ise büyük ihtimalle bir iş mektubuydu o yüzden içinde o neşe yoktu ve trafik de canını sıkıyordu.
***
Aynı anlarda o caddede dışarıdaki trafikten rahatsızca oturan Louis gözlerini dışarının boğucu havasından telefonuna çevirdi. Saatin çoktan 15.33 olduğunu fark etti. Geç kalacağına emindi, babasının kızgın olacağına daha da emindi. İstemediği işine gitmek için uyanmayı sevmiyordu ve hep geç kalıyordu. Kravatını gevşetti ve arkasına yaslandı. Nasılsa babasından azar işitecekti en azından o zamana kadar biraz huzur bulmak istedi ve kulaklıklarını taktı. Her gün dinlediği o şarkıyı dinlemeye başladı ve o tanıdık hayallere daldı. Her zaman aradığı o insanı, ruh eşini bulacağını düşünmüştü, zaman geçtikçe umudunu kaybetse de hayal etmek güzeldi.
***
İki genç adamın da kaderin onlar için neler planladığı hakkında en ufak bir fikirleri bile yoktu..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Make It To Me - Larry Stylinson (Türkçe)
FanficLouis bu adam hakkında hiçbir şey bilmiyordu. Ama hayatında hiç bu kadar büyük bir çekimin etkisinde kalmamıştı. Sanki hayatında yaptığı, yaşadığı her şey, attığı her adım onu bu ana taşımıştı. Bu adama.