6.Bölüm

225 11 5
                                    

Çaresizce oturuyordu Meyra. Bu çaresizlik onu çileden çıkarıyordu. Arkadaşlarına söylemek istiyordu ama onları arayacak cesareti kendinde bulamıyordu onları üzmeye hakkı yoktu ama vedalaşmasa daha çok üzüleceklerdi. Onları aramak için telefonu eline aldığı sırada yanında oturan adamın ona baktığını fark etti. Onun gözlerinde güven vardı. Semih ses tonununu sakin tutmaya çalışarak."Korkma burdan sağ salim çıkacağız." Meyra merak dolu ses tonuyla "Arkadaşlarımı aramalı mıyım?" "Aramana gerek yok çünkü Ahmet çok deneyimli bir şoför bir kaç saat geciksen bile evine gideceksin o zaman ararsın." Semih bir an düşündü neden ailesi dururken arkadaşlarını düşünüyordu ki.Meyra Semih'in yüzüne bakınca aklından neler geçirdiğini hissetti ve sesini alçaltarak anlatmaya başladı. "Annem ve babamı küçük yaşta kaybettim. Tam her şey bitti demişken iki melek beni hayata bağladı. Onlarla bir olduk, birlik olduk ve en önemlisi de aile olduk. Güldük,ağladık ama hiç kopmadık ailemin yokluğunu hissettirmediler o yüzden eğer şimdi bana bişi olursa onlarla vedalaşmak istiyorum en azından onlara bunu borçluyum." Semih ne diyeceğini ne yapacağını bilemiyordu bu kız bu kadar acıya rağmen ne kadar da güçlü duruyordu acaba ailesi neden ölmüştü sorsa eskiyi hatırlayıp daha çok üzülürdü farkında olmadan ağzından döküldü kelimeler."Annen ve baban neden öldü?" Meyra bunu duymayı bekliyordu ama duyunca boğazına bir şey oturdu sanki nefesi kesilmişti olanlar gözünün önüne gelince göz yaşlarını tutmak için arabanın tavanına baktı .Yavaşça yutkundu ve ağlamamaya çalışarak anlatmaya başladı."Babam bir zamanlar ÖZTÜRK holdingin sahibiydi. İşinde yükselmeye devam ettikçe onun başarısızlığını isteyenler de arttı. Birgün çok önemli bir toplantı için yurtdışına çıkması gerekiyordu. Annemi de götürdü bir taşla iki kuş hem tatil hem de iş yapacaklardı gittiler ama sağ salim dönemediler trafik kazası geçirmişler. Polisler çok garip buldular kasıtlı yapıldığını düşündüler ama şoförümüz çok iyi birisiydi o bunu yapmazdı ama bir sonuca varılamadı. Hala ölüm sebepleri bilinmiyor." Semih duyduklarına inanamadı nasıl olurda hala bulunamazdı. "Peki babanın holdingi ne oldu başına senin geçmen gerekmiyor muydu?" "Evet haklısınız ama onlar ölünce ben de ortada kaldım yaşım küçük olduğu için işlere aklım ermiyordu şirketi kimin aldığını bilmiyorum yani ailemden bana kalan görüntü hastanede ellerimden kayıp gitmeleriydi." "Yaşadıkların gerçekten çok güçmüş. Peki şimdi nasılsın?" Meyra duraksadı şuan nasıldı? Herşeye rağmen mutlu muydu? Gerçekten tutunabilmiş miydi hayata? Bunları düşündüğü için kendine kızdı ya Yeşim ve Betül onun mutluluğu için elinden geleni yapmamışlar mıydı? Şimdi bunları düşünerek onlara haksızlık ediyordu. Semih Meyra'nın düşünceli halini görünce o kadar da mutlu olmadığını anladı ama sesini çıkarmadı. Birden Ahmet'in sesi duyuldu Meyra ve Semih dikkatlice onu dinliyordu. "Şimdi sakin olun şuan dağ yolundayız burdan pek araba geçmez. Yavaşça hızı düşüreceğim ve ben atlayın dediğimde sırayla arabadan atlayacaksınız." "Peki sen Ahmet ,sen ne olacaksın?" Semih'in sesinde ki tedirginliği Meyra da Ahmet de çok net anlamıştı."Siz beni boş verin dediğimi yapın Semih bey. Bugüne kadar benim için yaptığınız iyiliklerin haddi hesabı yok sizi buradan kurtarmak boynumun borcu." Semih duyduklarına sinirlenmişti. " Ne borcu Ahmet? Eğer sen de bu aradabadan çıkmazsan ben de çıkmam." "Semih bey lütfen beni dinleyin, şuan bu koltukta ben oturuyorsam sorumluluk bana ait ve ben sizi kurtacağım." daha fazla dayanamayarak atıldı Meyra. "Ne saçmalıyorsunuz ya bu arabadan çıkacaksa herkes sağlam çıkacak o yüzden bunun kavgasını yapmayın." Semih de Meyra'yı onaylar şekilde sözlerine devam etti."Evet Ahmet biz atladıktan sonra sen de atlyacaksın. Yoksa ben de atlamam, benim yüzümden kimseye zarar gelmesini istemiyorum." Semih beyin ne kadar mükemmel bir insan olduğunu bir kez daha anlamıştı Ahmet ve onu daha fazla kırmak istemedi. "Tamam ben de atlayacam ama önce siz. Direksiyonu kontrol etmem gerek." Tamam o zaman Meyra önce sen atlayacaksın. Korkma olur mu sen atladıktan sonra ben de atlayacağım." Semih beyin sesinde güven vardı ve Meyra ona karşı gelemedi. Onaylar şekilde başını salladı. Ahmet sesini sakin tutarak;" Evet yeterince yavaş gidiyoruz şimdi sırayla atlaya bilirsiniz." Semih Meyra'nın zümrüt yeşili gözlerinin içine baktı o yeşillikleri bir daha görmek istiyordu."Hadi Meyra yavaşça atla sen atlar atlamaz ben de atlayacağım." Meyra korkmuştu. Nasıl kendi isteğiyle hareket halindeki bir arabadan atlayacaktı. Ama bunu yapmak zorundaydı. Son kez Semih'e baktı."Hemen gelin olur mu? Bide dikkat edin." "Tamam merak etme hemen geleceğim hadi artık atla." yavaşca kapıyı açtı Meyra ve son kez minnetle şoföre baktı. Sonra kendini esen rüzgara bıraktı. Bir acı hissetti ve düştüğünü anladı Ahmet haklıydı şuan sadece bir kaç çizik vardı. Merakla arabanın arkasından bakıyordu.

~~~

Semih Ahmet'e baktı, gerçekten de çok iyi bir şofördü. "Bak Ahmet ben atlar atlamaz sen de atlaycaksın." "Tamam Semih bey hadi artık atlayın." Semih son kez Ahmet'e baktı ve kendini yer çekimine bıraktı. Vücudundaki ağrıyla başını kaldırdı. Ahmet daha atlamamıştı ne yapıyordu bu adam kendisi atlayınca o da atlayacaktı. Birden bir ses duyuldu sesin geldiği tarafa baktığında arabanın çarptığını gördü ve Ahmet içindeydi. Ne yani gerçekten onun için kendi canını görmezden mi gelmişti.

PATRON SENSİN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin