Selamın aleyküm okurcuklarım. İnşallah iyisinizidir. Oy, yorum ve o güzel dularınızı eksik etmeyin. İyi okumalar.
Mm: Mus'ab . Ha bir de Şarkı bu bölümde geçiyor. İsterseniz dinleyebilirsiniz. Ben çok seviyorum ve şu sıralar çok taktım şarkıya. Neyse. Hadi iyi okumalar.
@kitapdostu13 bu bölüm sana. O güzel yorumunla beni müthiş hissettirdin. Sen mükemmelsin. Hepiniz öylesiniz gerçi.
•••
"Onun ses tonu;
Dinlediğim en güzel şarkı."•••
Sena belli etmemeye çalışsa da aklında Ammar vardı. Askere gitmesi bir yanaydı, bunu kendisinden duymak istiyordu. Ve endişeliydi. Vatani görevdi, elinde imkanı olsaydı gitmek istediğini söylüyordu hep. Ama eylül ayından beri şehit düşünleri ancak ateşin yaktıkları bilirdi. Son zamanlarda epey artmıştı ve hepsi çok gençti. Sena onlara üzülmüyordu, seviniyordu. Vatanları uğrana şehit düşmüşlerdi. Bundan âlâ şeref, bundan âlâ gurur, onur, bundan âlâ hediye yoktu. Sadece ailelerine üzülüyordu, geride bıraktıklarına. Senaların çok eskiden bir komşuları vardı. Oğlu şehit düştüğü yıldan beri ne haber izleyebiliyormuş şehit haberi görmemek için, ne de uyuyabiliyormuş. Göz kapatmak uyumak değildi ve zordu en sevdiğini, en sevdiğinin yanına uğurlarken soğuk topraklara bırakmak. Bütün endişesi annesine ve kendineydi. Birde üvey babası tabi. Sena'yı pek sevmese de Ammar'a karşı çok büyük bir ilgisi vardı.
Mus'ab'ın anlamaması için gayret gösteriyordu. Dalıp gitmişti yine. Kısa bir bakış atarken Mus'ab'ın çikolata sepetini işaret ettiğini gördü. O da kafasını dağıtmak istiyordu.
"İkimiz yiyelim diye getirdim." Dedi Sena.
Mus'ab içinden iki çikolata aldı. Birini Sena'ya uzattı. Diğerini de açıp kendi yedi. Sena'nın kibar olma çabaları komikti. Tamam belki kibar bir kızdı ama bir şeyler yerken kendinden geçiyordu. Yemek yemeye fazlasıyla düşkündü ki bu çikolataydı.
"Rahat ye şunu. Tadını alamıyorsun."
Dedi gözleriyle çikolatayı göstererek. Sena'nın kanı harekete geçmiş beyaz yanaklarına hücum etmişti. Kırmızı yanaklarıyla Mus'ab'a gülmeye çalışıyordu ama Mus'ab onun bu haline daha da çok gülüyordu.
"Hadi ama. Kır şu fazla olan utancını!"
Tamam anlamında kafa salladı ama daha iki üç gün olmuştu ki saçını göstermesi bile büyük nimetti. Bir anda konuyu değiştirmek için soru sordu Mus'ab'a.
"Şarkı dinler misin?"
Elini biraz anlamında sağa sola yatırdı.
"Dinliyorum ama böyle Allah'tan uzaklaştırmayan şarkılar ve erkek şarkıcılar."
Sena gülümsedi. Kadın olmanın bir avantajı kadın sesi dinleyebiliyordu. Ama ne kadar avantaj sayılıyorsa. Sonuçta kadının sesi erkeğe haramdı. Hele o klipler. Bizler izlemeye haya ederken onlar çekerken hiç mi utanmıyorlardı? Allah sonumuzu hayır getirsin. İç geçirdi Sena. Ama Sezen Aksu'yu çok dinlerdi.
"Sen?" Diye sordu Mus'ab.
Sena evet anlamında aşağı yukarı salladı kafasını.
"Benimde öyle ama Sezen Aksu'da dinliyorum. Sesin güzel mi? Sevdiğin bir şarkıyı söyler misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk-ı Aşeka (Askıda)
Spirituale"Tüm bulutlardan sana düştüm, gitme." *** !UYARI! *Tüm hakları saklıdır. *Benden habersiz, alıntı yapılamaz, alınamaz, kopyalanamaz. Her hangi bir yerde alıntı yapanın adı altında paylaşılamaz. Bu uyarılara uyulmaz ise, gerekilirse hakkında hukuki i...