Yarım saatin sonunda bulduğum taksinin camına başımı yaslayıp yolu izleme başladım. Altımızdan kayan asfaltın bile bana onu hatırlatması iğrenç bir şeydi.
"Kızım hala nereye gideceğini söylemedin?"
Taksici amcanın sesiyle irkilip donuk bakışlarımla dikiz aynasından amcaya evimin adresini söyledim. Aynadan bana başını sallayıp bakışlarını tekrar yola çevirdi. Derin nefesler alıp içimdeki yoğun ağlama hissini yatıştırmaya çalıştım. Telefonumun zil sesi kulaklarımı doldururken başımı camdan ayırmadan yan koltuğun üzerinde duran telefonumun ekranına baktım. Şimdi de Ece arıyordu. Telefonumu elime alıp tamamen kapattım. Hiç kümseyle konuşmaya ne halim var ne de niyetim.
Ece'den;
Bir yandan Doruk'u sakinleştirmeye çalışıp bir yandan da Nisa'yı aramaya devam ettim ama şimdi de telefonunu tamamen kapatmıştı. Sıkıntıyla oflatıp saçlarımı çekiştirerek oturduğum yerden kalktım.
"Şimdi de telefonunu tamamen kapattı" mırıltımı duymuş olmalılarki hepsinin bakışları beni buldu.
Anıl ellerini dizlerine bastırıp oturduğu yerden kalktı. Furkan ise olanları anlamaya çalışyordu gerçi hepimiz şaşkındık olanlardan dolayı. Efe Doruk'un omzunu desteklercesine sıkıp yanına oturdu. Dolu bakışlarla onları izlerken Doruk'un gözlerindeki endişe içimde bir şeyler kopmasına sebep oldu.
"Abi ne oldu anlamıyorum. B-biz çok güzel bi gece geçirdik. Neden şimdi, neden gitti?" Doruk'un titreyen sesi ağlamamak için kendini sıktığını belli ediyordu.
"Belki babası ile ilgili bi sorun çıkmıştır. Ne bileyim seni arayacaktır" Efe beceriksizce onu teselli etmeye çalışırken ben de Nisa'nın neden böyle bir şey yaptığını düşünüyorum. Biz partiden evlere dağılacakken Doruk Efe'yi arayıp apar topar bizi buraya çağırmıştı. Nisa'ya güzel bir süpriz yapacağını biliyordum ve Doruk gecenin güzel geçtiğini söylüyordu. Peki Nisa neden gitmişti? Ne olmuştu da hiç birimize bir şey söylemeden çıkıp gitmişti?
Nisa'dan;
Sonunda evimin önüne geldiğimde taksici amcaya parayı uzatıp arabadan indim. Hafif esen rüzgar saçlarımın arasında gezinirken göğsümün derinliklerindeki hançer canımı acıtmıştı. Önüme düşen saçlarımı geriye atıp apartmana girdim.
Hızlı ama yorgun adımlarla merdivenleri çıkıp kapının önüne geldiğimde küçük el çantamdan anahtarımı çıkardım.
Kapıyı açtığımda ışıkların açık olması beni şaşırttı. Babamın bu saatte ayık olması imkansızdı. Gülüşme sesleri kulaklarımı doldururken kaşlarımı çatıp sessizce kapıyı kapattıktan sonra salona adımladım.
Duyduğum kadın sesi beni olduğum yere çivilerken bi kaç adımla salonun girişinde durdum. Karşımdaki görüntü... Nefesimin kesildiğini hissedince elimi göğsümün üzerine koyup nefes almaya çalıştım. Göz yaşlarım beni ele geçirmek istercesine yanaklarımda süzülürken aldatılmanın ne olduğunu ikinci kez annem adına hissetmiştim.
Babam yüzünü göremediğim kadınla gülüşürken ben hıçkırıklarımı zabdetmeye çalıştım. Ayaklatım uyuşunca yakta durmak için bir yere tutunmak adına elimi uzattım. Elim sehbanın üzerindeki vazoya değince vazo yerle bir olmuştu. Ağlayan gözlerimi babama çevirdiğimde şaşkınlıkla bana bakıyordu. Kadın ise kadın da aynıydı fakat bu kadın annemden çok farklıydı. Tamamiyle annemin zıttıydı. Sarı saçları ve renkli gözleri...