Yağmurlu bir gündü hava oldukça soğuktu istanbula ikinci gelişimdi fakat bu sefer ailem yanımda yoktu çünkü ilk gelişimizde hava böyle yine soğuk ve karlıydı. O karlı gecede İstanbul yolları ailemin mezarı olmuştu.Trafik kazası yapmıştık annem,babam ve kardeşim seray ölmüştü.Ben ağır yaralıydım ama göreceklerim ve yaşayacaklarım varmış bu hayatta. O günler benim için çok zor olsa da artık geçmişti.Onlara karşı özlemim çok olsa bile. İstanbula amcamgile gelmiştim.Ama elimde adresleri yoktu. Telefonunu cebimden çıkardım ve Meray yengemi aradım fakat telefonunu açmadı.Bende merakla etrafıma bakınarak yine telefon numaralarından Sinan amcamın numarasını buldum ve onu aradım.amcam telefonunu açmıştı
amcam: Alo! Güneş kızım nasılsın geldinmi istanbula ?
Güneş: iyim amcacım evet ben istanbula geldim fakat evin adresi tam diyecektim telefon kapandı
Sarjım bitmişti.Şimdi ne yapacaktım amcamlarıda merakta bıraktım zaten.Bu telefonlar adamın sinirini bozar.Hemen çantadan cüzdanımı çıkardım ne kadar param olduğuna baktım neyse ki geceleyecek bir otel param vardı. Fakat buraları hiç tanımıyordum.Taksiye binecek olsam param kalmayacaktı ama otobüse nerden binecektim. İçimden kocaman off çektim. Yağmur iyice artmaya başlamıştı soğuğu vücudumda hissediyordum iyice üşümeye başlamıştım. Birazda acıktım...
Bir an önce kalacak bir yer bulmalıydım.Soğuk ve yağmurlu yollarda otel aramaya başladım. Birden karşımda küçücük sevimli simsiyah yavru bir köpek duruyordu. Hemen yanına gittim tam seveceksen karşımda çok yakışıklı bir adam durdu gözleri simsiyah saçları fön ile yukarı kaldırılmış üzerinde siyah tişört siyah pantolon ve siyah deri ceket vardı. Gerçekten çok güzel görünüyordu ve bana bakarak köpeğimi benden başka kimse o şekilde sevemez dedi. İçimden onun ne kadar Kibirli huysuz ve odun bir erkek de yapıyormuş dedim. Cevap vermek için kelimeleri toparlayıp ne oldu sevdimde sanki tam devam edecekken söyleyeceklerime üzerime yürüdü ve beni susturmak için eliyle ağzını kapatarak küstahça kimse bana cevap veremez anladınmı dedi. Bu kim oluyordu da bana bu şekilde davranabiliyordu. Anlamıştım ki bu İstanbul erkekleri tam bir odun. Neyse ki elini ağzımdan çekti çeker çekmez de sen kim oluyorsun da bana böyle davranabildin dedim hemen arkası dönük vücudunu bana çevirdi kafasını kaldırıp sert bir bakış atarak sen benim nasıl biri olduğumu mu sorguluyorsun küçük! Ben mi küçüktüm tamam zayıf olabilirim biraz da boyun kısa olabilirdi ama yaşım 17 ydi ve ben küçük değildim. Ona doğru yürüdüm ve ben küçük değilim ismim de güneş bana ismimle hitap edersen sevinirim dedim Bana baktı ve güldü ama onlar neydi öyle o kadar güzel gamzeleri vardı ki bakmamak elde değil di nasıl bu kadar yakışıklı biri bu kadar gaddar olabilirdi.Kibirli şey ne olacak. Ona öyle bakıyordum ki onun gülmesi bittiğinde ne bakıyorsun dedi bende ona bakarken bir karış açılan ağzını kapattım. Cevap verecekken kolundan tuttu ve beni siyah BMWsinin yanına getirdi ve küstahça gel sana nasıl biri olduğumu göstereyim dedi. Ne demeye çalışmıştı bu siyohkolik Kibirli adam giydiği herşey siyah olur mu dedim içimden.yoksa baba kötü bir şey mi yapacaktı hemen kolunu hızlıca kendime doğru çektim ve kolum ağırdı dedim. Yine güldü ve ooo bizim küçük hanımefendimizin kolu ağırmış çok üzüldüm. Beni iyice sinirlendirdi ve arkamı dönüp onu orda bırakarak caddeye doğru yürüdüm. Birden arkadan gelen sıcak bir nefesle irkildim arkamı döndüğümde o adam ne yani peşinden mi gelmişti. Bana parlayan simsiyah gözleriyle bakıyordu bana heyy demesiyle yeniden kendime geldim ve ne var ne takip ediyorsun beni gidiyorum sorgulamıyorum işte seni ne bekliyorsun özür dilememi mi tamam özür dilerim derken gözümden iki damla yaş aktı tam silecekken gözyaşlarımı o sımsıcak ellerini yüzüne değdirerek yaşları sildi ve benimle gel dedi.