Kural Tanımayanlar |Askıda|

Bölüm 1

Keyifli Okumalar :)(:
---
Tik tak. Tik tak.

Zaman geçmek bilmezken benim bi gözüm baygın gözlerle saate bakıyor bi gözüm inatla yavaş yavaş konuşan tarih hocasının tahtaya yazdıklarına bakıyordu. Sonunda zilin çaldığını duyduğumda uyku havasından direk sıyrılıp arkamda oturan Sedef'e döndüm.

"Okul çıkışında bize geliceksin dime? Bak bu sefer de babam izin vermedi bahanesiyle gelmez, evde uyuklıya kalırsan seni bu defa bizimkilerin elinden ben bile kurtaramam! Hayır, bir kız bu kadar uykucu olabilir mi ki?!"

"Azıcık susta motorun soğusun be kızım! Tamam, gelicem işte bugün!"

'Gelicem' lafını duyduktan sonra süt dökmüş kediye dönüp şirince sırıttım. Onun siyah düz saçlarını karıştırıp homurdanmasına sebep olurken "Afferin kız! Gelirken cips, mısır, çikolata ve ice tea almayı unutma!" dedim, sonra da bana çıkışmasına izin vermeden hızlıca yan sırada oturan Helin'le Azra'nın yanına gittim. Arkamdan "Hayır anlamıyorum, bu kız neresine yiyo bu kadar abur cuburu!" diye sitem ettiğini duyup sırıttım.

"Kızlaaar!" dedim uzatarak. Sonra da normal bir şekilde konuşarak ortalarına kalçalarını ittire ittire sıkıştım. "Napıyonuz?"

Ama öylesine sormuştum. Çünkü, aynı 2 haftadır olduğu gibi şimdi de yarın ki karne gününde ne giyeceklerini konuştuklarını biliyordum. Bu kızlar dışarıdan giyimlerine önem vermeyen fakat ne var ki şans eseri (!) mükemmel görünen kızlardan gibi gözükebilirdi ama içlerinde birer moda aşkı yatıyordu. 2 günde bir yeni bi kombin bulduklarından ne giyeceklerini takip etmeyi daha ilk günlerden bırakmıştım.

Bir de yarın karne günü demiştim değil mi? Peki biz okulun son günü neden buralar da sürünüyoruz? Sevgili matematik ve fen hocamız bir daha bu konuları anlatmam diyerek bizi tehdit etmiş, bizi can evimizden vurmuştu. Sınıfın derslere pek önem verdiğini söyleyemezdik o yüzden biraz da eğlence olsun diye gelmiştik. Bütün tayfa okuldaydı bugün. Ama ne tayfa! Nereye gitsek 13 kişi gittiğimiz bir tayfa! Bugün de 13 kişi birden bizim evde film keyfi yapıcaktık. Annem ve babam dün yurt dışına çıktıklarından rahattık. Zaten bütün tayfanın bireylerinin ailesi bizim sayemizde kanka oldukları için pek sıkıntı da olmuyodu. İstediğimiz kadar evi dağıtabilecektik.

Helin'in sesiyle kendime geldim. Ağzında hindistan cevizli çikolatasıyla konuşmaya çalışıyordu. "Yo son bono donloyo moson?!" Elinden çikolatasını alıp ben yemeye başladım. "Borok çokolotomo! O bonom çokolotom bo koro!" Göz devirdim. Hindistan cevizine alerjisi olmasına rağmen her gün elinde görüyordum. Sonra da kaşınıyorum diye bana geliyordu.

Gözlerinin içine baka baka çikolatanın hepsini ağzıma tıktım. Gözlerini kısıp "Hain!" dedi. Dil çıkartıp yanağını öptüm. Sıradan dışarı çıkarken Azra'nın Kadir'in yanında yer aldığını gördüm. Kadir Azra'nın liseye başladığımızdan beri, yani 2 senedir sevgilisiydi. Aynı zaman da o da tayfamızdandı.

İlknur'u Salih'in yanında gördüğümde yavaşça yanlarına yürüdüm. İlknur'un sesini duyunca azcık arkalarında durup onları izlemeye başladım. İlknur Salih'e yandan bir bakış atıp hıhlamıştı. "Sen beni o kızlara sattın lan! Beni beni, bir tanecik kankanı! Çok kırıldım çok!" dedi gözünden olmayan yaşını silmiş gibi yaparak. Bu haline gülmeden edemedim. İlknur bizim tripcanımızdı. Onun vücudunun %70'i su değil tripti. Bu çoğu zaman sinirimizi bozsa da bazen eğlence kaynağımızdı. Hem en yakın kankalarımdan biridir diye söylemiyorum trip atmadığı zamanlar da gayet kafa dengiydi.