Yıl 2052, Türklerin uzaya gönderdiği ilk gemi: TÜRK.52 gemisi Dünya'ya dönmek için hazırlanıyordu. Geminin kaptanı gemiyi sürerken bir ses işitti.:
-Rotayı kaybediyoruz...
Bu mekanik ses tüm gemi içerisinde yankılandı. Kırmızı alarm ışığı yandı. Tüm gemi mürettebat telaşlandı. TÜRK.52 bir kara deliğe girdi.Kaptan Gürkan:
-Herkes sakin olsun bir kurtarma gemisi isteyeceğiz.
Ama ne mürettebat ne de kaptan bu sözlere inanıyordu.Geminin ışıkları zayıflamaya başladı.
Göksel:
-Kahretsin. Güç kaynağı azalıyor.
İşler iyice kötüleşiyordu. Işıkların hepsi kesildi. Ve geminin içinde bir sürü çığlık sesleri duyuldu. Gemideki tuzaklar harekete geçmişti. Tuzaklardan biri fırladı ve kaptanın boynuna bir ip dolandı. Kaptan sesini çıkartamadan boğuldu. Göksel(mürettebat'tan) üzerine üç iğne saplandı ve elektrik akımı tüm vücudunda harekete geçti. Göksel kan donduran bir çığlık atıyordu, güç kaynağı bittiyse bu tuzaklar nasıl çalışıyordu? Kimsenin hiç beklemediği lazer tuzağı harekete geçti. İki duvar arasında bir lazer her saniye daha da çoğalarak geçtiği şeyleri parçalara ayırıyordu. Lazer hızla harekete başladı ve herkes kaçacak delik aramaya başladılar.
Lazer ışını hızla geçti ve mürettebattan üç kişiyi parçalara böldü. Ardından lazer geri haznesine döndü. Herkes çığlık çığlığa konuşuyor, bağırıyor ve ağlıyorlardı. Gemi bir kara deliğin içinde yardım bekliyordu. Ama hiç bir mesaj gönderemiyorlardı. Geminin ışıkları yerine geldi. Kara delikten çıktılar. Dünya'nın atmosferine girince gemi alev aldı ve gemi içindeki herkes yanarak öldü.