Adam ciddiyete,kadın ise küçük bir kız çocuğuna börünmüştü

445 27 10
                                    

O an Haluk'un telefonu çaldı,

Güneş: haluk telefon..!

Haluk:şıışt, bırak çalsın..!

(Haluk halen güneşin dudaklarında ayrılmaya niyeti yoktu)

Güneş: haluk..! Tamam..! Yeter bu kadar..!

Haluk: ama... Ben doymadım..!

Güneş: haluk..!

Haluk:tamam...

(Haluk telefona bakar,arayan Rana ablası idi)

(Haluk birden yine telefonu eline aldığı anda bile ciddiyete böründü)

Haluk:arayan ablam açmam gerek.

(Güneşte gözüyle onu onayladı)

(Haluk telefonu açar)

Haluk: efendim abla.

Rana: şükür beyfendiye ulaşa bildim.

(Haluk telefonla konuşurken halen güneş onun kolları arasındaydı)

Güneş haluka kendisini bırakmasını; kısık sesle söyledi.

Haluk ta güneşi bıraktı)

(Aslında güneş Haluk'un onu bırakacağını beklemiyordu, ve bırakıncada sınıfın kapısına yöneldi)

Haluk:işlerim vardı ondan abla.

(Haluk güneşin kapıya yöneldiğini görünce)

Haluk: bekle daha seninle konuşacaklarım bitmedi.

Rana:haluk ne saçmalıyorsun..!

Haluk:yok abla sana demedim..!

Güneş Haluk'un sözüyle öyle durdu..!

Rana: şu an her nerdeysen, ne yapıyorsan bir köşeye bırak..! Sadece bana odaklan..!

(Haluk ablası lafından sonra tamamen cidiyete böründü)

Haluk: evet seni dinliyorum.

(Güneş'te Haluk'un birden ciddiyete böründüğü farketti,ve bu hali onun hoşuna gidiyor; o anlarda yanında yaramaz bir kız çocuğu gibi olup Haluk'un istifini bozmak istiyordu)

(Güneş bir den sabah haluka söylediği aklına geldi; sabah haluka bu yaptıklarının Acısını çıkartacağını söylemişti.)

(Güneş hem içindeki kız çocuğunu çıkartacak hemde bedel ödetecekti.)

Rana:3 gündür şirket işleriyle ilgilenmiyorsun..!

Haluk: ne zamandan beri işlerime karışır oldun..!

( güneş haluğa yaklaşır,ona sarılır, ellerini ensesine saçlarını karıştırır, ve boynuna öpücükler konduruyor)

Haluk kısık sesle güneşe: ne yapıyorsun..?

Güneş: hiç sabahın acısını senden çıkartıyorum..!

(Haluk bir eli güneşin belinde biride telefonda, birde güneşin öpücüklerini  karşılık veremiyor, öpücükleri ile kendinden geçiyordu..)

Rana: haluk sen ilacını aldın mı bugün.?

Haluk birden dang etti kafasına hapı içmeyi unutmuş ve yanında da yoktu..!

Haluk: alıyorum normalde biliyorsun almadığım gün yok, bugün ilacı unuttum birazdan getirilmesini söylerim..!

(Güneş baktı haluk hiç istifini bozmuyor; ve birden Haluk'un dudakalarına  dudaklarına yapıştırır.)

(Halukta  durur mu karşılık verir)

Rana: haluk o ilacı nasıl unutuyor ve şu an nasıl bu kadar sakinsin..!

"Evet haluk ilacını almamış ve sadece güneşe karşı sakin kalıyordu ama ablasıyla konuşurken de normalde ilaç kullanırken bile haluk bu konuşulan şeyleri hiç sakin karşılamazdı, aslında Haluk'un sakin kalması nedeni güneşin onu öpmesinden kaynaklanıyordu çünkü güneş ona ilaçtan daha iyi geliyordu ve dahada sakinleştiriyordu; ve güneş farkında olmadan o an haluku sakinleşmesini sağlıyordu"

Haluk ta ablasının söylediklerini işitince oda anladı; güneş onu sakinleştiriyordu..

(Haluk güneşin dudaklarından ayrıldı)

Haluk: çünkü şu an sakin durmam gereken bir işle uğraşıyorum abla.!

Güneş Haluk'un boynunu öpmeye devam eder nerdeyse morartacak kadar..!

Haluk ta dayanmaz güneşin boynuna tüm gücüyle öpücüğü bırakır tabi bırakmıyor.

Güneş yüksek sesle bağırdı:aaayyy...!

Rana: haluk..! O ne kadın sesiydi..! Yine o değilmi..? Güneş dimi..!

(Haluk bir eli güneşin  belinde diğeri kulağında tuttuğu telefonda ve dudağı güneşin boynundaydı.)

Güneş ve ÇocuklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin