18. Bölüm

109 10 140
                                    

Tek kişilik yatağa rahatlıkla sığan çift birbirlerine sokulmuş uyuyorlardı. Okuldan sonra bir iki saat arkadaşlarıyla takılmış daha sonra Luhan'ın ısrarlarıyla odalarına dönüp uyumaya başlamışlardı. Bir kaç dakika sonra Luhan, akşam yemeği için kurduğu alarmın çalmasıyla uyanmış ve alarmı kapatmıştı. Ayağa kalkmaya çalıştığında belindeki kollar buna engel olmuş tekrar yatmasını sağlamıştı. Kollar arasında döndü ve hâlâ mışıl mışıl uyuyan Sehun'un burnuna bir öpücük kondurdu.

"Sehun. Uyan hadi."

Kıpırdanmaya başlayan Sehun Luhan'a daha fazla sokulurken anlaşılmaz şeyler mırıldanıyordu. Bu sefer kulağını öptü Luhan. Ama Sehun uyanmamakta ısrar ediyordu. Saçlarını okşayıp onlara da bir buse bıraktı.

"Sevgilim uyan artık. Acıktım ben Hun."

"Beş dakika daha bebeğimm."

Tekrar uyumaya başlayan Sehun'la gözlerini devirmesi bir oldu Luhan'ın. Uzandı ve Sehun'un yüzünde ıslak öpücüklerini gezdirmeye başladı. En son durağı dudaklara geldiğinde hiç duraksamadan devam etti. Uykudan dolayı hafif aralık olan dudakları öpmeye devam ederken bir anda kendini Sehun'un altında ateşli bir şekilde öpüşürken buldu. Sehun'un bir eli yanağını okşarken diğer eli bel oyuntusunda oyalanıyordu. Biraz sonra nefes nefese ayrıldıklarında Sehun sevgilisinin burnunu öptü masumca ve gülümsedi.

"Günaydın sevgilim."

"Sana da günaydın Sehun. Bir an hiç uyanmayacaksın sandım."

"Sonra da bundan yararlanmaya başladın ha minik geyik?"

"Hmm evet. Uyurken tecavüz edecektim sana."

"Aslında iyi fikir. Yapabilirsin izin veriyorum."

Üzerine eğilmiş Sehun'u omuzlarından ittirmeye çalışsada başaramadı.

"Bebeğim üzerimden kalkar mısın? Açım ben. Öğle de bir şey yiyemedim. Hadi Sehunniee."

Tek kaşı muzipçe kalkan Sehun gülerek konuştu.

"Kalkmıyorum. Hadi kalk."

"Ama açım ben."

"Beni ilgilendirmiyor. Hiç rahatımı bozamam."

Dediktem sonra ağırlığını iyice Luhan'a verdi.

"Kalkman için ne yapmam gerekiyor?"

"Bilmem, sen düşün."

"Yaa demek öyle Sehun bey."

Luhan hafif bir şekilde gülümserken bir elini Sehun'un sırtında gezdirmeye başladı. Parmak uçlarıyla hafif temaslarda bulunurken Sehun'un da yüzüne bir gülümseme yerleşti. Sırtındaki elin yavaş yavaş aşağılara inmesiyle gülümsemesi de büyüyordu. Belinde biraz oyalandıktan sonra ürpermesini sağlayan sıcaklığı teninde hissediyordu. Tshirtünün içindeki sıcaklık gittikçe büyüyordu. Ya da heyecandan kendisi öyle zannediyordu.

Luhan'ın kıkırdamasıyla tekrar dikkatini belindeki elden sevgilisine verdi.

"Neye gülüyorsun sen bakayım?"

"Hiiç. Öylesine, aklıma bir şey geldi de."

"Hmm ne geldi bakalım aklına seni bu kadar güldüren?"

"Duymak isteyeceğini sanmıyorum."

Sehun'un kaşları çatılırken dikkatle Luhan'a bakıyordu.

"Neymiş o? Hemen söyle Luhan?"

"İstersen uygulamalı göstereyim."

Sehun bir şey söylemeden sadece kafasını salladığında Luhan hâlâ gülerek ona bakıyordu. Sehun'un belinde gezen eli biraz daha aşağı indiğinde seslice yutkunmuştu. Bir anda Luhan'ın sıcak elini kasıklarında hissettiğinde elinde olmadan sıçradı ve kalçası üzerine sertçe düştü. Boşluğu fırsat bilen Luhan kahkaha atarak kapıya koştu.
"Ahhh!!! Hey! Hey sen bunu nereden biliyorsun? Yah Luhan sana diyorum. Hey! Cevap versene be zaten kıçımı kırdın. Kime anlatıyorum ki ben? Kesin o yandaşçısı Kyungsoo söyledi. Pislik. Hain. Ama ben sana yapacağımı bilirim. Senin de alacağın olsun Luhan iki kap yemek için sevgilini ne hallere soktun. Yah bari yardım ette kalkayım. Çoktan gittin değil mi sen? Offf! Acıdı ama yaa."

APRILHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin