.†.20.†.

1.5K 133 51
                                    

Üniversite sınavlarını kazandıııım!!! Bu yüzden bölüm paylaşıyorum. Artık haftada 2 bölüm garanti :3

Bacakları acı derecede uyuşmuştu, perdenin aralarından bolca gün ışığı geliyordu. Yavaşça doğruldu, duvardan güç alarak karıncalaşmış bacaklarını fazla yormadı.

Perdeleri çekip pencereyi açtı. Aylarca kapalı kaldığından gözleri yanmıştı. Dışarısı güneşliydi, bisiklet süren çocuklar vardı, park insan doluydu.

Xiumin elinden alınmış, bir oğlu daha gitmiş kimin umurundaydı? Mutlu bir hayat düşüncesi yabancı geliyordu kulağa.

"O daha çok küçük..." ve Baekhyun'a ait değildi. Evden çıkmadan önce yüzünü soğuk suyla yıkadı.

Merdivenlerden inerken başı döndü, öğle vaktiydi, evdeyken sadece akşam üzeriymiş gibi hissediliyordu.

Evden çıkarken kapıyı bile kilitlememişti, sadece kapatmıştı. Zaten çalınacak hiçbir şey yoktu, eve giren ilk ödenmemiş kira borcu ve faturalarla çarpışırdı.

Koştuğu için zor nefes alıyordu, günün en sıcak saatlerinde oluşunu sevmemişti. Şirkete duştan çıkmış kadar terli girdi, güvenlik onu almak istemeyince kargaşa yarattı.

"Geçmesine izin verin, sorun olmayacaktır." Siwon Suho'ya sakin olmasını işaret etti.

"Baekhyun ne yaptı biliyorsun değil mi!"

"İkinci bir kedi-çocuk olduğunu ilk ben öğrendim. Kızıyorsun ama saklayamazdım-"

"Çünkü senin de hayatını berbat ederdi. Neden risk alasın ki? Benim batmam daha cazip." asansörlere doğru giderlerken kaşlarını çattı Suho.

"Benim yerimde sen de olsan aynını yapardın Suho! Patronun biriyle uğraştı mı her yolu denediğini en iyi sen biliyorsun."

Bakışını kaçırıp sinirle soludu "Kris nerede?"

"Kris mi?" şaşırmıştı. "Uyutuldu."

Suho'nun kalbine başka bir ağırlık daha çöktü.

"Ah bir dakika. Günleri karıştırdım, yarın uyutulacak."

"Siwon aptal mısın! Az daha ağlayacak- nerede?"

"İkinci katta, acil durum odasında." Suho asansöre binip düğmeye bastı. Kris'in odasına giderken kimseye görünmedi.

Baekhyun'un artık Kris'i pek önemsemediği odanın korumasız oluşundan anlaşılıyordu.

Kapıyı açıp girdiğinde zaman makinesinden geçtiğini düşündü. Kris kırklı yaşlarının sonuna gelmiş bitkin bir adama benziyordu. Cilt rengi bile değişmişti, Suho onu bu kadar hasta yapan şeyi merak ediyordu.

"Kris." kedi-çocuk rüya görür gibi Suho'yu izledi. Kilolar kaybetmişti, eskisi kadar uzun değildi, kamburlaşmıştı. İlk hallerini hatırlayan birisi Kris'i şimdi görse ağlardı ama Suho ağlamadı, hala Kris'i suçluyordu.

Kris Suho'ya birkaç adım attı "Suho..." fısıltı için bile fazla sessiz bir seslenişti.

Bakıcının karşısına geçip parmağıyla yanağına dokundu, bu gördüğü en gerçek rüyaydı ya da Suho gerçekten oradaydı.

Aynı saniye içinde dudakları Suho'nunkilerle buluştu. Bakıcı karşılık vermedi, Kris ona sıkıca sarıldı. Zayıflamış olduğu şimdi daha anlaşılırdı. Suho'nun boynunu birkaç kez öptü.

"Bir oğlumuz oldu. Adı Xiumin."

Kris Suho'nun kokusunu içine çekti.

"Seni bu halde görmeyi beklemiyordum Kris... hemen güçlen men gerek çünkü sana ihtiyacım var." geri bir adım atıp Kris'in gözlerine baktı "Bana yardım et, şimdi. Lütfen kendini toparla."

Kedi Bakıcısı(M)✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin