Yazar; blehmeh
Çevirenler; SeKaism & diremaniacs
Ç/N: Medyayı kesin dinleyin, çünkü Chanyeol'ün Hug Me şarkısını ekledik(Türkçe alt yazılı).
Chanyeol tamamen kendine gelmiş sayılırdı. Baekhyun'la doğru düzgün konuşmaya hazır değildi hele ki ayın 17'sinde aralarında geçen konuşmadan hala korkarken... ama şimdi bir adım uzak olduğunu biliyordu. Ve zamanında o bir adımı atmak zorunda olduklarını da biliyordu.
Kris, Sehun, Kyungsoo ve Jongin onu iyi görmüşlerdi ve Chanyeol onları fazla endişelendirdiği için kendini kötü hissediyordu.
"İyiydim ben, gerçekten." Chanyeol onlara anlatmaya çalışıyordu çünkü dürüst olması gerekirse, düşündüğü şey buydu. Ama Kris gözlerini devirdi.
"İyiymiş bak sen şuna. Çok garip davranıyordun..." Kris'in sesi bir süre sonra kısılmıştı. Nasıl açıklayacağını bilmiyordu bu yüzden vazgeçti ve konuşmayı kesti. Zaten Sehun konuşmayı devralmıştı.
"Evet adamım. Örnek vermem gerekirse... Bana küfretmiyordun ve bana vurmuyordun. Bunun bir mucize olduğunu düşünmüştüm, senden gelen bir mucizeydi..." dedi Sehun. Chanyeol diğerine üzüm fırlatmıştı ama Sehun Kris'in arkasına saklanmış ve kahkaha patlatmıştı. "Ne demek istediğimi anladın mı şimdi?"
Chanyeol geri döndüğü için gerçekten iyi hissediyordu, baştan beri hiç gitmemesine rağmen. O korkunç hislerle o kadar gömülmüştü ki umursamaz ve mutlu olmanın nasıl bir his olduğunu unutmuştu. Tekrar öyle hissetmek istemiyordu. Yine düşününce titremişti, öylesine karanlık bir yerin sizin aklınızı çelebileceğini biliyordu ve oradan çıkmanın da bir o kadar zor olduğunu... Fazlasıyla olumsuz ama bir o kadar da gülünç bir duyguydu.
Ama bu sırada bile, Kris'in yanında oturmuş sessizce yemeğini yiyen Joonmyun'a bakmıştı. Chanyeol gülümsedi, Joonmyun'a o günkü konuşma için fazlasıyla borçlandığını biliyordu. Girdiği depresyondan çıkmasını sağlamış (ki asıl kaynağını bile bilmezken kendisi) ve gerçekliğe döndürmüştü. Gerçekliğe ait olan şeylerde her zaman devam etmeniz gerekirdi ve daima o şeylere ışıl ışıl bakmak zorundasınızdır, kendinizi karanlığa gömmek yerine sorunları çözmek için yollar bulmanız gerekirdi.
Şimdi ise, Chanyeol Baekhyun'la konuşmayı planlıyordu, Baekhyun'u maskesinden, kostümünden, kabuğundan veya her ne diyorsanız o şeyden çıkarmak için bir şeyler yapmayı düşünüyordu. Şimdi Joonmyun'un düşüncelerinin de bu yönde olduğunu ve kendisinin tek olmadığını biliyordu, bir kez daha iyileşmiş ruhuna sızan kendine olan güvenini hissedebiliyordu.
Bekhyun'u ne zaman başka heriflerle görse o... o kıskançlık şeyini hissediyordu ama şimdi bu duyguyu sürekli hissede hissede bunun farkına varmış ve kabullenmişti, katlanmak adına her şeyi daha da kolaylaştırdığını fark etmişti. Dürüst olması gerekirse, eğer buna hakkı olsaydı, oraya gider Baekhyun'a dokunmaya bile cesaret eden her bir herifin canını çıkartasıya dek yumruklardı, ama biliyordu yapmazdı ve muhtemelen yapmayacaktı da.
Dahası, Joonmyun'un da düşüncelerine bakılırsa şimdi Chanyeol Baekhyun'un değişmediğini biliyordu çünkü istiyordu, ama başka bir şey vardı. Ve Chanyeol bunu çözmeye çalışıyordu.
Bir başka çözmeye çalıştığı şey ise, neden Joonmyun'un ilk başta ona gelmesiydi. Jongin'e veya Chen'e hatta Kris'e bile gidebilirdi ama onların yerine Chanyeol'a gelmişti. Bir şekilde, bu onu Baekhyun'u geri kazanmak için daha fazla motive ediyordu.
Gerçeği söylemesi gerekirse, Joonmyun hayatını kurtarmıştı. Bu yüzden Kris'in Joonmyun'u bir kez daha rahat ettiğinde, Chanyeol'ün depresyonun başladığından beri ilk kez (bunun depresyon olduğunu kabullenmişti ama sadece küçük bir tanesinin olduğunu söylemeye devam edecekti), onu yalnız bırakmayı denedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Faults in Byun Baekhyun
FanficBaekhyun ve Chanyeol birbirlerinden nefret eden kişiliklerdi. Yeni üniversite yılının başlamasıyla, aptalların amaçsızca gezmesiyle hormonlar uçmuş duygular batmıştı. Chanyeol bu yıl hayatta kalmak için dua ediyor, başından beri barizce aşık olduğu...