7/11/2016 Genel Kurgu İçinde #54
Bir öğretmen, kendini özel öğrencilerine adamış... İçindeki aşk yangınını gözyaşlarıyla kor tutmuş ufak bir kız...
Bir asker, intikam için kandan yemin içmiş... Aşkını kalbinin toprağına gömmüş, o topraktan yeşeren f...
Merhaba güzel okuyucularım :) Bölüm 1 günlük gecikme ile sizlerle umarım beğenirsiniz... Oylarınızı ve iyi kötü tüm yorumlarınızı bekliyorum :)
Ufak bir sürprizim var size. Hikayedeki karakterlerimiz için modeller seçtim mossgreeny 'da benim için çok güzel afişler hazırladı onları da paylaşıyorum sizinle ^-^ Tekrar ellerine sağlık Büşra harikalar ♥
Aklınızdaki kişiler kesinlikle bunlar olmaya bilir itiraf ediyorum benim aklımdakiler tam olarak bunlar değil ama yine de isteyen arkadaşlar olduğu için uygun olanları bulup seçtim :)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hatam,kusurum,eksiğim varsa affola...
Rüyama ortak olun ;))
Bu bölüm rüyama ilk destek olan ilham kaynaklarımdan birine...
Bu bölüm sana gudu'm...♥
^^
Oğuz
Naz ve Banu'yu eve bırakıp Emre ile birlikte emniyet müdürlüğüne doğru yola çıktık. Tüm yol boyunca aklımda Naz'ın endişeli bakışları dolaştı. Uçaktan indiğindeki o neşeli heyecanlı hali Emre'nin toplantı haberini vermesiyle yerini korku ve endişeye bırakmıştı. Eve gidene kadar ise ara sıra gözlerini bana dikip bakmış ben ona bakınca hemen kafasını çevirmişti. Onun bu hali, benim için endişelenmesi kalbimde sebepsiz bir mutluluğa yol açarken onun tüm inkârlarına rağmen içimde bize ait bir yer hala umudumuz olduğunu fısıldadı. Benimse bu cılız umuda karşı kulaklarımı tıkamaktan başka çarem yoktu. Henüz ne abimi öldüren adamları bulabilmiştim ne de içimdeki intikam ateşi sönmüştü. Ben böyle yanarken Naz'ı da bu ateşin içine çekmeye hakkım yoktu.
Arabadan inip toplantının yapılacağı kata doğru giderken aklımdan geçen tüm düşünceleri bir kenara bırakıp toplantıya odaklanmaya çalıştım. Biz Ankara'ya gittiğimiz günlerde Hilal ve Ersin muhbirlerden bilgi toplamak için sahaya çıkacaktı. Büyük bir ihtimalle bu toplantı alınan bilgilerin değerlendirme toplantısıydı. Toplantı salonuna girdiğimizde Yiğit'in tek başına oturduğunu gördük. Bizi görünce yerinden kalkıp bize sarıldı. Masadaki yerimizi alırken Yiğit'in kafasındaki morluk dikkatimi çekti.
