-4- Söz Vermiştin!

1K 344 124
                                    

Hayal kırıklığı...

Şuan iliklerime kadar hissettiğim tek duygu buydu. Güvenmiştim ben! Babam ve abimden sonra en çok sevdiğim insana güvenmiştim . Hani şu ''Baba yarısı'' dediğimiz adama hem de. Güvenmiştim sonrada yıkıldım işte. Hani dağ tırmanışı yaparken çığ düşmemesi için sessiz oluruz ya ama başkasından çıkan en ufak bir seste o çığın kayması gibiydi. O karın içinde ne kadar çırpınırsam çırpınayım bir kurtarıcım yoktu. Suçlusu ben değildim ama cezasını ben çekiyordum.

Umutlarım vardı benim! Çok büyük değillerdi kendime yetecek kadar sadece. Güvercinlere atılan simit parçaları gibiydiler. Ne aç bırakısı nede karın doyurası... Dediğim gibi sadece kendime yetecek kadardı! Hiç kimse bilmesin istedim. Tek umudum , tek temellim buydu. Kendi kendime de başarabilirdim. Oysaki amcam söylemeyi tercih etmişti.

Bana güvenmemişti... Benim güvendiğim adam bana güvenmemişti. Gözlerimden süzülen yaşlar çeneme kadar usulca aktığında elimi kaldırıp kolumun tersiyle sildim. Nasıl olur da bana güvenmezdi! Başarabileceğimi ona söylemiştim. Bana söz vermişti. Neden , neden ya ? Beni bu kadar mı hafife almıştı? Ne kadar zor olabilirdi ki? Tamam , kabul ediyorum o kelimelere bakmak bile midemi bulandırırken başarabileceğimi söylemek saçmalıktı ama bana güvenmesi gerekirdi. Tıpkı babamın öldüğü gün benim ona yaptığım gibi.

''Ben her zaman senin yanındayım prensesim. Artık senin baban benim.'' Mezarlığın başında söylediği sözlerin beynimde yankılanması daha çok acı veriyordu. Hayır , yalan söylemişti! Benim yanımda olsaydı bana destek olurdu. O benim babam değildi. Benim babam o gün benim yüzümden ölmüştü! Kolumda hissettiğim ıslaklıkla tekrar yüzümde kalan son damlaları sildim. Ben babama her zaman güvenmiştim, amcama da öyle. Arada ki tek fark birisi her şeyiyle beni desteklerken diğeri  en kolay yolu seçip güvenmemeyi seçmişti. Benim baba dediğim adam her zaman benim yanımdaydı. Güldüğüm de , ağladığım da , oyun oynadığım da hatta kaybettiğim de bile ...

Güvenmek insanlar için çok önemli. Tıpkı bende de olduğu gibi. Güven bir silgi misaliydi . Yanlış yazdığını sanıp aslında doğru olanın üstünü silmek gibiydi. Ve ben her zaman yanlış olan o kelimeydim. Silindikçe silindim ... Elimden hiçbir şey gelmezken insanların üzerinde leke gibi iz yapmıştım. Kimse benimle konuşmak istemezdi, kimse benimle oyun oynamak istemezdi. Tek yaptıkları şey dalga geçmekti. Bir kerecik olsun normalmiş gibi aralarında gezmek istemiştim. Çok mu şey istemiştim? Kimsenin dalga geçmeyeceğine söz vermişti. İnsanlar bilmedikleri şeyle dalga geçemezler ama artık biliyorlar ve bunun tek suçlusu amcamken cezasını çekecek olan taraf bendim. Adil değildi ! Bu hayat hiçbir şey için adil değildi.

Hasan amcanın arabayı durdurmasıyla sonunda şirkete geldiğimizi anladım. Kapı kolunu çekip açtığımda vakit kaybetmeden arabadan indim ve gelişi güzel kapıyı kapanması için ittim. Şirketin bahçe kapısına yönelmiştim ki araba kapasının çıkardığı gürültülü ses sakin olmam için yalvarıyor gibiydi. Sakin olmaya çalışsam bile olamayacağımı biliyordum. Hızlı attığım adımlarla şirketin önüne kadar geldim ve merdivenlerden çıkıp içeri girdim.  Giydiğim botların tabanından biraz uzun olan topuk kısımları, zeminde çıkardığı ses yüzünden daha çok gerilmeme neden olmuştu. Ah hadi ama sakin olmak mı? Sakin ol dediğinizde bile sinirlenen bir kız nasıl sakin olabilirdi ! Koridorun sonunda uzun camların olduğu taraftaki asansörlere ilerlediğim de yanımda yirmili yaşlarında beyaz üzerinde siyah şeritleri olan elbiseli bir kız belirdi. Yine mi bu kız? İsmini bilmememe rağmen bu kıza karşı hiç güzel duygular beslemiyordum. Fazla yapmacıktı ayrıca sürekli beni engellemeye çalışırdı. Asansörün önünde durmamla yanımdaki esmer cadı bana döndü.

''Amcanız şuan müsait değil Janset Hanım yoksa bir randevunuz mu vardı?'' Sonlara doğru kaşlarını kaldırarak konuşması her ne kadar alnında ki kırışıklıklara neden olsa da dudaklarına sürdüğü kırmızı ruj daha çok gözüme batmıştı. Nerde sanıyordu kendini bir gala da falan mı? Hem ne randevusundan bahsediyor? Buraya gelmek için bir de randevu mu alacağım! Ah bu cadı yok mu yakında topuklu ayakkabılarını götüne vura vura burdan kaçacaktı ama ne zaman!

AKIL HOCAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin