hold me close

367 21 15
                                    

"Aptal aptal sırıtmayı kes, Luke. Beni korkutuyorsun." Lisa, Calum'un yaralarıyla ilgilenirken salonda Luke ile oturuyordum."Gülümsemem seni neden bu kadar korkutuyor?" 

"Az önce dayak yiyen ben değilim." Luke gülümsemeye devam ederek başını koltuğa yasladı. "Bu mutsuz olmamı gerektirmez." 

Ona cevap vereceğim sırada Calum yanımıza geldi. "Ben eve gitsem iyi olur." Ona eşlik etmek için kapıya kadar yürüdüm. "Yarın bana haber vermeyi unutma." diyerek kapıyı açtım. "Merak etme bu unutacağım şeyler arasında değil. Yarın görüşürüz." 

"Görüşürüz." 

"Hızlıca evine git, Calum. Saat geç oldu." Calum gittikten sonra salona geçtim. Luke ve Lisa karşılıklı oturmuşlardı. Ortama sessizlik hakimdi.  "Ben çarşaf ve yastığı getiriyorum. Lisa'nın yatağını hazırlayacağız."

"Lisa burada mı yatacak?" 

"Başka nerede yatabilirim, Hemmings?" 

Onlar tartışmaya başlayınca odama giderek çarşafı ve yastığı aldım. Salona geri döndüğümde hala tartışıyorlardı. Aralarındaki sorunu çözmek için uğraşamayacak kadar yorgundum. Bu yüzden elimdekileri koltuğa bıraktım. Odama gideceğim sırada Luke bana seslendi. 

"Üstümü neyle örteceğim?" 

Ona ters bir cevap vermemek için çenemi tuttum. Ancak söylediği şey dikkatimi çekmişti. 

"Koltukta Lisa'nın yatacağını sanıyordum." 

"Bu konu üzerinde hala tartışıyoruz." dedi Lisa getirdiğim çarşafı yayarken. "Bende fazla örtü yok. Sendekilerden verirsin." Luke bir şeyler mırıldandı ama umursamak için çok fazla uykum vardı. 

Sonunda kendimi yatağa attığımda aklımda birçok düşünce vardı. Beynim allak bullak olmuştu. Üstümde çok fazla yük vardı. Belki de Avustralya'da kalmalıydım. İşe girmeme gerek kalmazdı, ailemden ayrılmazdım ve evimde olurdum. Yastığıma sarıldım. Korkuyordum. Derslerimden zaten kafamı kaldıramıyordum üstüne bir de işe girecektim. Sırtımı duvara döndüm ve uyumaya çalıştım. Eğer uykumu alamazsam aklımdaki tüm senaryoların daha da kötüleri gerçekleşecekti. 

Alarmım çalmaya başladığında sanki daha beş dakika önce yatmış gibi hissediyordum. Yataktan kalkacak gücü kendimde bulamıyordum. Kahvaltımı etmezsem on dakika daha uyuyabilirdim. Kendimi tekrardan uykuya bırakacağım sırada biri odama girdi. 

"Faye, çabuk ol. Evde kahvaltılık bir şey kalmamış, biz de dışarıda kahvaltı etmeye karar verdik." 

"Sanki çok paramız var da dışarıda kahvaltı ediyoruz." 

"Bildiğim ucuz yerler var." Sabah sabah başka bir çözüm üretecek durumda değildim. "Tamam, giyinip geliyorum." Üstümdeki yorganı bacaklarımla ittirdim. "Giyindiğini görmeden çıkmayacağım." 

"Giyinirken beni mi izleyeceksin?" 

"Hep erkekler mi kızları dikizleyecek?" Kafamın altındaki yastığı ona attım. "Çık odamdan seni sapık." Yastığı havada yakaladı ve bana geri gönderdi. "Çıkıyorum ama uyumadığından emin olmak zorundayım." 

"Söz veriyorum, uyumayacağım." Sonunda odamı terk ettiğinde yatağımdan kalktım ve dolabımdan rastgele bir tişört ve pantolon giydim. Çantamı da alarak odamdan çıktım. Luke ve Lisa beni bekliyorlardı. Montumu giyince evden çıktık.

Sokakta yürürken üçümüz de sessizdik. Dün gece kimin koltukta yattığını merak ediyordum ama bunu sormam ölümüm olabilirdi. Bu yüzden sadece Lisa'nın koluna girdim ve kafamı omzuna yasladım. Ucuz olduğuna inandığım yere geldik ve masalardan birine oturduk. 

NBA || Calum HoodHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin