Irmak'tan:
Zeynep ışık hızıyla yatağa atladığında momentum etkisi ile yataktan yere düşmüştüm.
"Zeynep yavaş"
"Kızım annemler geliyor, annemler... kızım... annem ve babam... babam ve annem. Ebeveynlerim... kara kaşlı kara gözlülerim geliyor duydun mu beni?"
"Oha Gökçe teyzemle Sedat amcam mı geliyor?"
"Görüşmeyeli annem ve babam adlarını değiştirmedilerse evet onlar geliyorlar" dediğinde Zey'in kafasına bir tane geçirmiştim.
"Dalga geçmesene be? Eee ne zaman geleceklermiş?"
"Akşama burada olacaklarmış, aslında daha geç geleceklermiş ama bir aksilik oldu uçak biletinde dediler. Erken geleceklermiş."
"Ya mükemmel bir haber" dedim tekrar kendimi yatağa atarak. "Ama ben burada kalıyorum, yani annenler bunu biliyor mu?"
"Doruk anlatmıştır kesin onlara. Ayrıca annemler seni, beni sevdiklerinden daha çok seviyorlar be, sanki bilmiyorsun"
"Yük oluyormuşum gibi hissediyorum" dediğimde Zey bana sinirle bakmıştı.
"Senden portakal suyu yapar kahvaltıda içerim kızıl, ne demek yük olmak ya? Seni sırtımda taşımak zorunda kalsam bile belim çıkana dek taşırım. Sen benim kıymetlimsin, kıymetlimisss"
Sonlara doğru gollum taklidi yapınca beni bir gülme tutmuştu.
"Yapma şunu be, korkuyorum. Biliyorsun küçüklüğümde rüyama girmişti o şey."
"Hatırlamaz mıyım? İki gün boyunca korkudan bizde kalmıştın, ışığı bile söndüremiyordun."
İkimiz o anları hatırlayıp kahkahalara boğulmuşken Doruk odaya girmişti.
"Oooo cadıların keyfi yerinde bakıyorum. Bu sevincinizi neye borçluyuz?"
"Annemlerin gelişine" dedi Zey büyük bir heyecanla.
"Gökçe teyze artık güzel yemekleri ile evi coşturur, bizde Doruk'un kreplerinden kurtuluruz." Dedim Doruk'a yandan yandan bakarak.
"Ay kızıl cadıya bak sen. Büyümüş de kreplerimi beğenmez olmuş. Ne çabuk unuttun 'Doruk bana dondurma al' dediğin o kısa pantolonlu zamanları hah cadı hanım?"
"Hiç unutur muyum Doruk'cuğum?" dedim yataktan kalkıp ona yaklaşarak. "Unutsam sen hatırlatırsın zaten."
"Sana iyi eğlence çıktı, Zeynep'le takılma fazla sen. Seni kötü etkiliyor bu aralar."
"Abicim ayıp ediyorsun ama ben Clavel'imi hiç kötü etkiler miyim? Aaa pırlanta gibi kızım ben"
"Senden olsa olsa elmaslaşmamış kömür olur" dedi Doruk Zey'e bakarak. Aynı anda da beni kolunun altına almıştı.
"Kalbimi kırdın şimdi. Clavele gelince 'canım kızılım' kardeşine gelince 'cadı kazanım'. Olmuyor abi olmuyor, en sonunda bileklerimi keseceğim böyle dikine dikine o olacak."
"Senin canın tatlıdır, eline iğne batsa dikiş dikmeyi bırakırsın sen. Gelmişin duygu sömürüsü yapıyorsun burada. Canın tatlı olmasına tatlı ama motor sevginden de vazgeçmiyorsun orası ayrı konu."
"Bu hayatta sevdiğim üç şey var, birisi Alper birisi motorum birisi de..." dediğinde onu susturup "Tabiki benim" demiştim.
"Ben aslında balık krakerlerim diyecektim ama o da olur tabi."
Doruk'un kolunun altından çekilmeden Zey'e bir tekme savurdum ama kaçmayı başardı tabi. Şanslı cadı seni...
Bende Doruk'la takıla takıla cadı kelimesine alıştım iyice.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldızları Say
Teen Fiction"Yine kavga ediyorlar" dedi Irmak elindeki oyuncak ayıya daha sıkı sarılarak. Bahçedeki çimlerin üstüne, benim yanıma çöktü. "Ama artık alıştım" dedi gözlerini kaçırarak. "Gerçi yine de üzülüyorum" "Benim ailemde bazen kavga ediyorlar ama sonra heme...
