GÖLGE

1.BÖLÜM

"GEÇMİŞE DÖNÜŞ"

Zaman ne çabuk geçti babam ve abim öleli tam 2 sene geçmişti ve benim artık sahalara dönemem gerekiyordu. Alınacak bir intikamım vardı. Hazırlıkları yaptım ve İstanbul'a geri döndüm. Havalimanından abimin en iyi dostu Aras almıştı beni hiç bir şey demeden arabaya bindik  ve evin yolunu tuttuk. 1 saat sonra evdeydik. Eve girdiğim anda bizim Hatice sultan karşıladı beni. Boynuma sıkıca sarılıp

"hoş geldin  evimizin gülü" tebessüm etmeye çalışarak

"hoşbuldum hatice sultan"

"açmışın kızım bir şey hazılıyayim mi hemen"

"yok sultanım aç değilim bir duş alacağım sonra işlerim var bir saat sonra arası çalışma odasına yönlendirir misin ?"

"tamam kızım odanı hazırlattım dediğin gibi babanın odasına "

"saol sultanım" içim parçalandı yine baba kelimesini duyunca onlar olmayınca bu ev ne kadar da sessizmiş ne kadar da boşmuş. Merdivenlerden ağır ağır çıkmaya başladım gülüşlerimiz doldu kulaklarıma anılar bir bir canlandı zihnimde benden izinsiz bir yaş aktı gözümden odanın kapısının önünde geldiğimde sanki babam beni bekliyormuş gibi bir heyecanla girdim odaya ve yine hayal kırıklığı oda ıssız bir sessizlikteydi. Ben  alışamadım yalnızlık denen bu illete ne de zormuş baş etmek alışmak derin bir nefes alıp babamın o hasret olduğum kokusunu içime çektim. Banyoya girip ılık bir duş aldım zihnimi toparlamaya çalıştım ettiğim yemini unutmadım benim yaşadığım acının bin katının onlara yaşatacaktım bu kesindi. Banyodan çıktım üzerime siyah dar kot pantolon üzerine siyah t-short giydim saçlarımı tarayıp kuruladıktan sonra ev topuzu gibi bağladım ve çıktım odadan çalışma odasına gittim kapıyı açıp içeri girdim acımın beni eline geçirmemesi için bir uğraştaydım acılarımın beni ele geçirirse yıkılırdım yufka yürekli olurdum ve bu benim işime gelmezdi o şerefsizlerin üzerinde deneyeceğim işkenceler vardı. Bunlardan onları mahrum bırakamazdım tabi kendimi de. Odanın kapısı çalındı içeri aras girince düşüncelerimden sıyrılıp karşı koltuğu gösterdim oturması için aras oturunca konuya hemen giriş yaptım.

" nasıl gidiyor işler bir sorun var mı ? aras şaşırmamıştı beklediği bir soruydu bu ki hemen derin bir nefes alıp konuşmaya başladı"

"iyi gidiyor gölge tam istediğin gibi holdingin başına sen mi geçeceksin yoksa ben mi idare edeceğim"

"ben geçeceğim aras tabi senin de söz hakkın olacak yine her zaman ki gibi yanımda bulunacaksın"

"tabi gölge git desende gitmem"

"biliyorum aras artık planları devreye geçirme vakti"

"başlıyoruz yani "

"aynen öyle size dediğim gibi buldunuz mu o şerefsizleri"

"evet bulduk gölge istediğin gibi dokunmadık uzaktan her hareketini izledik"

"tamam izlemeye devam edin"

"tamam gölge"

"he bu arada aras yarın herkese geldiğimi babamın bıraktığı yerden devam edeceğimi ve kısa zamanda bir toplantı ayarla diğer mafya babalarıyla. Kendimizi tanıtma vakti geldi de geçiyo"

"tamam gölge o zaman yarın akşama bir toplantı hazırlıyorum"

"adamlara haber sal bizim elimizin uzandığı her yerde hiçbir şekilde uyuşturucu, hap, bonzai falan ne varsa satılmayacak izin verilmeyecek satmaya kalkan olursa acımayın sıkın kafasına işaretimizi de belli edin bizim olduğumuzu anlasınlar"

"tamam gölge de biz adamları üzerimize çekersek planlarımızı nasıl devreye sokacağız"

"aras benim sadece canım acıdığı için onları öldürdüğümde bitmeyecek ben başta olduğum sürece kimsenin anasının babasının bacısının gözünden yaş gelmeyecek intikamımı aldıktan sonra her şeyden elimi ayağımı çekmeyeceğim babanın bıraktığı yerden devam edeceğim"

"o zaman ben kalkıyim yapılacak iş çok müsaadenle"

"tabi aras çıkabilirsin bugün öğleden sonra holdinge gelirim"

başını sallayıp çıkan arasın ardından derin bir nefes aldım aşağıya indim  hatice sultanın yine döktürmüşe benziyor. Ortalık mis gibi yemek kokusu sarmıştı mutfağa ilerledim   hatice sultan şarkı söylene söylene yemek yapıyordu elinde işe kendini öyle bir kaptırmıştı ki beni bile fark etmedi yanına yavaşça ilerleyip yanağına sulu bir öpücük bıraktım tabi sonra hatice sultan çemkirme müzikaline hoşgeldiniz

"kız ben sana demedim mi beni böyle öpme diye"

"sultanım...  napıyim... hahaha... kızınca çok... hahaha... güzel... oluyorsun"ben gülmeme devam ederken bir tane şaplak yedim kalçama"

"ooo sultanım sende hemen vur bak geri giderim hee" tabi ki de blöf yapıyordum bir yere gitmeye niyetim yoktu"

"tamam cadı kız ama yapma şöyle be kızım"

"tamam sultanım yemekte ne var "

"ayran çorbası, karnı yarık, pilav"

"ohh valla özledim sultanım yemeklerini"

"aksam doya doya çıkarırsın hasretini"

"sultanım ben çıkıyorum akşama bir isteğin var mı"

"nereye deli kız daha dinlenmedin bile"

"holdinge gideceğim sultanım işlerim var"

"sen küçükken de böyleydin bir yerinde duramazdın tamam bakalım dikkat et kendine"

"tamam sultanım" yanağından bir sulu öpücük kondurduktan sonra mutfaktan kaçtım tabi hatice sultan arkamdan çemkirmeyi ihmal etmedi korumalara selam verip arabama bindim yola çıktım holdinge gittim

holdingten içeri girerken sert mizacımı suratıma takınıp girdim. Herkes beni görünce şaşırdı ama belli etmemeye çalıştılar. Her gören "hoşgeldiniz" demeyi ihmal etmedi tabi asansöre bindim ineceğim kata bastım beklemeye başladım asansörün kapısı açılınca indim babamın asistanı dilek hanım beni görünce gülümsedi sonra boğazını temizleyip konuşmaya başladı

"hoşgeldiniz gölge hanım"

"hoşbulduk dilek Aras geldi mi"

"evet gölge hanım odasında"

"Arası ara yanıma gelsin bir de iki kahve söyle"

"tamam gölge hanım ben size bir şey söylemek istiyorum"

"söyle dilek"

"gölge hanım ben ...şeyy.. ben"

"söyle ne diyeceksen dilek uzatma"

"babanızın odasında.." kızmaya başladım sert bir şekilde bakıp odasına gittim kapıyı açmamla hakanın babamın koltuğuna yayılmış halde görmemle tüm kanım beynime sıçradı

"hakan"  diye kükredim. Hakan korkmuş olacak ki bir anda sıçradı yerinden

"gö...gölge"

merhaba bu benim ilk hikayem umarım beğenirsiniz eğer beğeni gelirse yazmaya devam edeceğim şimdiden herkese teşekkür ederim. :)