İlk ders hocayı dinlemeyerek kafayı sıraya koymuştum. Ancak Aklımdaki düşünceler uyumama engel gibi görünüyordu. Millet bu saatte ya uyurdu. Ya uyurdu abi niye bu kadar erkene ders koyarlardı ki!!
Fizik dersinde herkes uyuyordu zaten... Etrafıma bakındım ve hocayı dinlemeye başladım. Hocanın soru sormasıyla çoğu öğrencinin dikkatinin oraya toplanması bir olmuştu. Tabi bazı kişiler hala uyuyordu. Hayal ve masal gibi...
Hocanın sorduğu soruyu yapmaya çalışırken dikkatimi on sıralardaki hareketlenme çekmişti. Kafamı oraya çevirdiğimde gözlerini ovalayan bir adet Masal gördüm. Sonrasında sorunun cevabını söyleyip sıraya geri inen kafasını...
İşte bu hareket çok harikaydı. Abi sen dersi bile dinkemiyorsun nasıl yaparsın soruyu....
İlk teneffüs kantine. Gideceğim yalanına inanmayan Özgür dibimde biterek "ne karıştırıyorsun sen? " diyerek bana bakmıştı bile. "Açım ya ben şimdi birinizi çağırsam yanımda diğeri alınır falan ondan şey oldu"
"Bak bu yaptığın üşengeçlik yasalarına aykırı. Bir üşengec asla ve kata kantine tek başına inmez. Inmez bile ki bu kantin üç kat aşağıdaysa"
"O yasalar benim yani degistirebilirim. Şimdi kantinde ineyim yoksa üşenebilirim"
"Tamam tamam "Oh engel kalktı. Bekle beni Ece hoca!!
"Hocam fun konuşmuştuk sınıf hakkında?"
"Aa evet Melisa gel bakalım "
"Hocam sizin aklınızda ne gibi bir fikir var "
"Bak dün sizin sınıfta birbirlerini savundular yani hala dostlar sen bunları bir arada benim düzenleyeceğim bir program için ikna et ve 6.ders benim yanıma gelin onlara karşı ben gibi bir şey yaparak barıştırmayı deneyeceğim."
"Peki B planımız var mı?"
"Hayır... O yüzden A planı tutmalı"
"Hocam biz grup inattır Z planına kadar düşünmemiz lazım "
"Yok yok sen halledersin hadi "
"Hocam şu an verdiğiniz destek rehberlikci hocaların sigara içmeyin diye bi saat konustuktan sonra sigara içmeye girmeleri kadar sacmaydi ama inş yaparım."
"Sahi kız niye onlar öyle ki "
" Hocam bilseler İçmezler heralde"
"Gazi hadi git bak bekliyorum 6. Saat"
"O değil de ders kaynıyo"
" Ben çıkarırım acısını bi ara "
"Canım hocam ben arkadaşları şey yapayım"Ne yapsam acaba iki tarafı habersiz sevgilileri barıştırır gibi görürsem mi ayrı ayrı acaba..
"Çok düşüncelisin"
"Ha?"
"Diorum ki arkandan bağırıyoruz duymuyosun"
" Ha pardon masal ya öyle bazı şeyler var da onları halletmem gerekiyor"
"Yardım?"
"Iyi olur bak şimdi benim bizim grubu 6. Saat Ece hocanın yanına götürmem gerekiyor. Ama bunlar bi sorundan dolayı küsler ne yapmalıyım?"
" Hmm Hepsine De ki hoca çağırıyo hepimizi "
"Gelmezlerse"
"Ben de hayal ve masal la giderim o zman de?"
"Yani gelirler diyosun?"
"Seni bizden kıskanırlarsa elbette gelirler"Ve inanabiliyor musunuz? Arkadaşlarının seni başka bi arkadaşından kıskanması acayip bir duyguymuş ama bunun işe yaraması beni çok şaşırtmıştı. Ama şuan boş bir sınıfta beş kişi ve Ece hoca karşılıklı bakışıyorduk. Ve yine ilk sözü Ece hoca aldı. "Evet arkadaşlar bu ders burada aranızdaki bütün sorunları çözeceğiz." Selim: "Ne sorunu varmış ki aramızda"
Ece Hoca: "Sanırım dışarıdan nasıl gözüktüğünüzü bilmiyorsunuz. O zaman ben anlatıyım Selim sen arkadaşına karşı tavırlı gözükmeye çalışırken artist gözükmeye çalışan mal durumuna düşenlere benziyorsun ve hiç durmadan bunu yapıyorsun birde kendini haklı çıkarmak için sürekli kendini motive ediyorsun ama olmuyor pişmanlığın ağır basıyor ve bunu bastırmaya çalışırken maş durumuna düşüyordun"
"Hocam sizin bize hakaret etme gibi bir hakkınız yok"
"Sende de sinir problemi var değil mi Özgür ama çevrendekilerden çok kendine kızıyorsun çünkü kendini hiç haklı görmüyorsun ve sanırım birkaç psikolojik sorunun daha.."
"Hocam siz hangi sıfatla bu tanıları koyuyorsunuz" Yağmurun bu yaklaşımı doğru yolda olduğumuzu gösteriyordu.
"Sende kendini herşeyin merkezi sanıyorsun herşey senin istediğin gibi olmalı ama o iş öyle olmuyor sen kimsin ki he..."
"Hocam siz bizi buraya bizi azarlamak yada gömmek için mi topladınız ne istiyorsunuz" Selim'in sesi yükseliyordu.
"Sizden tek tek bir halt olmadığı için mi gruptunuz haklıyım değil mi tek başına başarılı olan var mı aranızda " "Bu yargıya nasıl vardınız bilmiyorum ama siz yeni gelmiş biri olacak ne gördünüzde bizi yargılıyorsunuz!" Özgür sert çıkmıştı ve şuan eli titriyordu. Ece Hoca çok zorluyordu ama işe yaramıştı sanırım son darbeyi vurmak için ayaklanmıştı Ece hoca "Ben çok ciddiyim ya siz arkadaş olamazsınız zorla bir araya gelmiş gibisiniz sınıfın dışlananları bir araya gelmiş gibi öyle ya Selim nasıl olduda sınıf temsilcisi oldu Tuğbaların yanında onların arkadaşlığının yanında siz hiç birşeysiniz bir de böyle gereksiz kavgalarınız var ya siz hiç bir şekilde onların yanında yaklaşamazsını..." Ece hocanın sözü Özgür'ün gürültülü ayağa kalkışıyla kesildi "Siz kimsinizde bizim arkadaşlığımızı yargılarsınız" Özgür'ün sözü bitmeden Selim söze girdi "Bizi ne kadar tanıyorsunuzda yargılıyorsunuz" içimde sevinç çığlıkları atarken kızgın görünmeliydim. Selim ve Özgür yan yana gelmişlerdi aynı konuda birleşmişlerdi ama grubu birleştiren söz Sümbülden geldi. "Selim haklı bizi yargılayamazsınız" işte bu Selim haklı sözü grubu birleştirecek sihirli sözdü. Ve kavgadan sonra ilk defa Selim ve Özgür birbirlerine bu kadar yakındı. "Sanırım sen haklıydın Özgür"
"Bende abartmış olabilirim" uzun zamandır duymadım tokalaşma öncesinde çıkan alkış sesini duymuştum. Yani buzlardan geriye bırakın suyu su buharı bile kalmamıştı. Şimdi sıra Ece hocayı affettirmedeydi. Bu görev bana düşecekti. Ece Hocanın "sonunda olay tatlıya bağlandı" dediğinde Özgür'ün Ece hocaya dönmesi bir oldu. gözlerinde hala kızgınlık vardı ve bir adım öne atıp Ece hocaya birşeyler söyleyecekken araya girdim. Şimdi kendimi kurşunların önüne atsam da Ece hocayı kurtarmam lazımdı.
"Özgür bu ders burada olanların hepsi numaraydı."
"Ne?!"
"Barışmanız için bunu yapmamız gerekiyordu. Bu arada söylediklerimin hiçbirinde ciddi değildim."
"Peki niye böyle bir şey yaptınız" Özgürün merakı depreşmişti. "Benimde lisede böyle bir arkadaş grubum vardı aynen sizin gibi bize benziyorsunuz... Size kanım kaynadı" "Demek bizim kadar sorunlularıda varmış" Selim biraz ağzının içinde konuşuyordu. Ece hocada Selimin ne dediğini anlamamıştı.
"Efendim bir şey mi dedin?"
"Yoo"
"Bu arada Tuğbalarla aranızda ne var"
"Uzun hikaye" Yağmurun kestirip atmasının nedeni zilin çalacak olmasıydı. Zil çaldığında merdivenlerden iniyorduk. Ve sınıfa hepimiz gülüşerek girdik. Tabi şaşıran çok olmuştu ama soru soran olmadı. Ve son iki ders kimyaydı-lanet kimya lanet karı!-biraz dinledim biraz uyudum ve günü bitirdim. Böylelikle haftanın yarısı bitmişti. Yarın perşembeydi ve beden dersi vardı. Yarın koşmak zorunda kalacaktık off!!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİÇBİRİ'leri
NonfiksiBen MELİSA sizlere hayat hikayemi anlatmayı çok isterdim ama bu hikaye benim değil bizim grubun hikayesi... Bizim grup Şakacı ciddi eğlenceli soğuk esprili veya ne dersen de ondan SELİM...o Şakacıdır ama ciddi olmasını da bilir. ÖZGÜR o bizim göz...