8.BÖLÜM "Rüya Frekansları"

708 404 360
                                    

Kulaklarımı dolduran gürültülü seslerden birinci saatin çoktan bittiğini anlamıştım. Herkes arabadan inmişti benim haricimde. Zaten geç kaldığım derse daha fazla gecikmemek için yanımda duran çantamı tuttuğum gibi açık olan kapıdan kendimi dışarı attım. Kapıyı kapatacakken üzerimde ki bakışlar hissedilmeyecek gibi değildi. Bakışların sahibinin farkındaydım. Nihayet ki ben ona sormadan o seslenmiştir bana. "Yankı"

Kapıyı kapatıp bakışlarımı açık pencereden seslenen Ulaş'a çevirdim. Yana bir adım atarak biraz daha yaklaştım ne diyeceğini dinlemek için. "İyi misin?"

Bunu gerçekten soruyor muydu yoksa sadece sormuş sayılmak için mi soruyordu? Yüz ifadesi düz ve ifadesizdi ama nedensiz ses tonu bile samimi gelmemişti. Sahi amacı neydi bu samimiyet gösterisinin? "İyiyim merak et-"

-Seni merak ettiğimde değil. Bir daha birden kaybolma ihtimalin var mı yok mu onu anlamaya çalışıyorum.

Sağol ya merak etmediğini sözümü tamamlamama izin vermeyişinden anladım zaten. Bakmayı sürdürdü suratıma ifadesizce. Birde benim için merak ettiğini mi düşünmüştüm? Ne kadarda aptalım.

 Birde benim için merak ettiğini mi düşünmüştüm? Ne kadarda aptalım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Yankı'yı özlediğinizi düşündüm😏)

Daha fazla burada kalmayacağımı fark ettiğimde yüzünde ki düz ifadeyi umursamadan arkamı dönüp okula ilerledim. Uyuz oluyorum şu hallerine.

Aralık olan kapıyı biraz daha açıp içeri geçtiğimde bizimkilerin çoktan sınıfa yerleştiklerini görmüştüm. Üzerimde ki ceketi silkerek hızlıca yerime geçtim.

Bir süre sonra herkes sırasına geçmekle meşgulken bakışlarım seri adımlarla yanıma gelen Araf'a kaydı. O yavaşça yanıma yerleşirken öğretmende tahtanın önünde ki yerini aldı.

-Uzun zamandır yoktun.

Biraz daha yanıma kayıp kulağıma fısıldadığı cümle beni bir anlığına sınıfta olduğumu unutup başka yerlere aldı götürdü. Sorun kurduğu cümlede değildi, nefesini bu kadar yakından hissetmemdi. Neyse ki kendime gelmem uzun sürmedi.

-Biraz rahatsızdım. Bir de bu sene yeni yerleştiğim yurtta bir takım sorunlar çıkmış kayıt işlemleriyle ilgili onlarla uğraştım.

-Neden sen uğraştın ki, ailen yok mu?

"Bu şehirde değiller." sesim olduğundan daha kısık çıkarken bunu isteyerek yapmadığımı fark ettim. Cevabıma karşılık vermeden kollarını sıraya koyarak kendi yastığını yarattı. Zaten kendi halinde ders anlatan öğretmenden sıkılan tek Araf değildi sanırım.

Sınıfa şöyle bir göz gezdirdiğimde bir çok kişinin başları hep sırda bilmem kaçıncı rüyalarını görüyorlar. Bende mi uyusam acaba diye düşündüm lakin sonra vazgeçtim bu fikirden. Uyumamı sağlayacak bir yorgunluğum da yoktu. Hava ihtiyacım vardı. Yan tarafımda ki pencereyi biraz aralayarak temiz havayı içeri aldım.

Araf  ZamanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin