"Hakan" diye kükredim hakan korkmuş olacak ki bir anda sıçradı yerinden
"Gö... Gölge"
Hakanın yanına koşar adım gittim ensesinden tutup ayağa kaldırdım ve bir yumruk attım
"Lan napıyosun sen eceline mi susadın lan köpek" bir yumruk daha attım yere düştü üstüne çıktım yumruk atmaya devam ettim
"Dur... Yapma ... Gölge....açıklayabilirim" ama onu duyamıyordum babamın koltuğuna oturması sinirimi en üst seviyeye getirmişti yumruklamaya devam ettim
"Neyi... Açıklayacaksın lan ... Babamın koltuğuna ... Oturuyosun" nefes nefese kalmıştım belimden birinin elini hissedince irkildim arkamı döndüğümde aras beni kucağına çekti
"Gölge napıyosun "
"Bu şerefsiz babamın koltuğuna oturmuş ayaklarını masaya koymuş keyif çatıyordu" dememle o sahne tekrardan gözümün önüne canlandı ve bir tekme savurdum
"Dur göle hallederiz biz" sinirle soludum
"Hayır aras adamları çağır bunu depoya götürsünler ben halledeceğim"
"Tamam" aras telefonla konuştuktan sonra adamlar geldi ve hakanı alıp götürdüler sinirimin geçmesi için ne yaptıysam olmadı duvara yumruk geçirdim ardından konuşmaya başladım
"Aras gel lan buraya "
"Efendim gölge"
"Lan ben sana bu holdingi emanet etmedim mi giderken"
"Ettin gölge" dedi mahcup bir şekilde boğazından tutup duvara yasladım haddinden fazla yakındık ama umursamıyordum
"Lan sen sirketi böylemi koruyosun heh adam gelmiş babamın benim babamın masasında keyif çatıyor ama senin haberim bile yok"
"Haklısın gölge" sesi o kadar kısık çıkmıştı ki çok fazla sıktığımın farkına varıp geri çekildim
"Bir daha böyle birşey olmasın "
"Tamam gölge" derin bir nefes alıp
"Yarın akşam için her şey hazır mı?"
"Evet her şey hazır villaya hazırlıklar başlandı bile mafya babalarına haber yolladım"
"Herkesin gelmesini istiyorum kızım diye yavşaklık yapanın canını alacağımıda belli etseydin"
"Gerekilen mesaj iletildi bu konuda" kapını çalınmasıyla konuşamamız yarıda kesildi
"Gir diye bağırdım otoriter bir sesle içeriye ali girdi
"Hoşgeldin abla"
"hoşbulduk ali hayırdır"
"Abla bizim içerenköy civarındaki barın orda hap satmaya çalışmışlar bizimkiler müdahale edip depoya almışlar"
"Tamam ali sen arabaları hazırlat çıkalım"
"Tamam abla" başıyla selam verip alinin çıkmasının ardından arasa dönüp
"Hadi çıkalım aras" diyip ayaklandım. Holdingten çıkıp arabaya bindik aras bana dönüp
"Ne yapacaksın onlara"
"Hangi kulağıyla emir aldılarsa o kulağı hangi eliyle satmaya çalıştılarsa o eli keseceğim"
Hiç bir şey demedi önüne baktı arabayı ben kullanıyordum. Ben sevmezdim arabada ben varken bir başkasının sürmesini. Yarım saat sonra depoya vardık kapıdaki korumalar başıyla selam verip içeri girdik. İki adam sandalyeye bağlanmış yüzü gözü kan içinde olan adamlara baktım. Ne tiskinesi bir şeydi babamı şimdi daha iyi anlıyordum beni neden uzak tutmak istediğini. Başımla adamlarıma işaret edip adamları ayılttırdım. Derin bir nefes alıp gücümü topladım kendimden emin olunca başladım konuşmaya.
" kimin itisiniz lan siz"
Cevap yok
" konuşsanıza lan"
Yine bir cevap alamayonca sinirle soludum aliye dönüp
"Lan siz bunların dilinimi kestiniz"
"Yok abla sadece biraz hırpaladılar bizimkiler" adamlara dönüp
"Konuşmayacaksınız öyle mi"
Yine seslerini duyamıyınca gözlerimi bir süreliğine kapattım sonra açtım ve bir tanesinin yüzünde pis bir sırıtış olduğunu gördüm. Gözlerimin içine bakarak
"Senin gibi bir hatundan korkacağımızı sanıyorsan yanılıryorsun" heh işte bende ne zaman kız olduğumu suratıma vurucak diye beklerken içimi okudu sanırım fazla bekletmedi. Sinirden çenem seyirdi
"Öyle mi" evet dercesine başını salladı derin bir nefes aldım arkadan arasın aliye dedikleri doldı kulaklarıma
"Ali şimdiden acıyorum adamlara gölgeye böyle bir şey demiyeceklerdi gölgenin elinden sağ çıkması imkansiz" boşvermeye çalışarak adamlara döndüm ve yumruklarımı sıralamaya başladım
"Sen benden korkmuyosun öylemi " bir yandan yumrukluyor bir yandan konuşuyorum bu demektir ki fazladan enerji harcıyordum ve sonuç olarak bı adamların faturaları kabarıyordu.
"Ulan seni çıktığın deliğe geri sokmazsam banada gölge demesinler" bırnumdan soluyordum geri çekildiğimde aliye dönüp
"Muştanı ver ali" şaşmınca suratıma bakıyordu
" ne"
"Lan muştanı ver salak mısın oğlum sen neyini anlamıyorsun" ali elini arka cebine atıp çıkardı ve elime bıraktı geriye döndüm
"Kırılmış kemiklerinizin sesini zevkle dinleyeceğim" vurmaya başladım aralıksız durmaksızın bağırışları acıyla inlemeleri duymamaksızın vurmaya devam ettim umursamadım kim bizi umursadı benim babam abim cayır cayır yanarken kim acıdı bize. İyilik yoktu artık acımak yoktu. Ayağa kalktım sesler kesilince yüzü darmadağın adam bayılmıştı sanırım yüzüne su döktürüp uyandırdım
"Hadi lan şerefsiz yine gülsene yiyorsa"
Tam vuracakkrn konuştu
" dur vurma abla biz ettik sen etme tamam konuşacağım"
"Kimden emir aldınız"
"Gebeş naciden"
"Oranın benim olduğunu bilmiyormuydunuz"
"Biliyorduk ama naci abi bir şey olmaz o kız size ne yapabilir ki dedi bizde satışa başladık "
Sinirlerim bedenimi ele geçirmeye başlamıştı 'kız haliyle size ne yapabilir ki' sözüne takılı kalmıştım.
"Hangi kulaklarınız duydu bunu"
" ne"
"Hangi kulaklarınız duydu bu emri"
"İkisiylede abla"
"Hangi elinizle gençlerin hayatını mahfettiniz"
Kafalarını eğmişleri
"Cevap verin lan "
"Sağ" cevaplarımı aldığıma göre yapıcaklarıma geçebilirdim. Alye işaret verip beklemeye başladım bir müddet sonra ali elinde çantayla döndü.
"Buyur abla"
Çantayı açıp içinden bir bıcak aldım ikisininde kulaklarını ve ellerini kestim.
"Bundan sonra sizi satış yaparken görürsem bu kadar iyi davranmam anladınız mı lan beni" kafalarını sallayınca aliye dönüp
"Ali şu köpekleri alın gebeşin mekanına bırakın gebeşede benden selam söyleyin bir daha satış yaptığını duyarsam itlerini değil kendisini misafir edeceğimi söyleyin" ali kafasını sallayınca odadan çıktım. Herkes şaşkın şaşkın bana bakıyordu onlarda haklı ben bile kendimi tanıyamıyordum. Aklıma gelem şeyle aliye döndüm
"Hee ali hakanı ne yaptınız"
"Yan odada abla"
"Aras buraya kadar gelmişken hakanıda ziyaret edelim"
"Tamam gölge"
Yan odaya girdik hakan beni görünce gözleri kocaman açıldı bir kan olmuş elime üzerime bakıyordu bir yüzüme
"Hakanı çözün " hakan serbest kalınca ayağa kaltı
"Vur lan bana" öylece duruyordu
"Vur dedim lan sana hadi" yine tık yok
"Ne o korktun mu" dememle yumruğunu sıktı ve bana doğru gelmeye başladı
"İşte bu ya hadi hakan göster gücünü bana"
Yumruk atmaya başladı tabi hepsinden kurtulmayı başardım tek bir yumruğumla yere serildi. Ahh elimdeki muştayı unutmuşum. Tiz bir kahka atıp
"Hadi ama seni görmeyeli baya güçsüzleşmişsin hakan" ayağı kalktı ve bana doğru gelemeye başladı yumruk atmaya hazırlanırken boğazından yakalyıp duvara yasladım
"Lan it sana bu ilk ve son uyarışım şirkette adam gibi çalışıyosan çalış çalışmıyorsan siktir git biliyosun ki seni hiç bir zaman sevmedim babamın hatrına yanımızda olmana izin verdim ve şimdi babamın hatrına çalışmana izin veriyorum ama bir daha bu hatayı tekrarlarsan canını alırım" hızlı bir hareketle yere düşürüp ayağımı tuttum ve kırdım çığlık atmaya başladı
"Bu sana bir ders benim olana asla el uzatma" dedim ve odadan hızlı bir şekilde Çıktım herkes ağzı açık bana bakıyordu
"Öyle aptal aptal bakıcağınıza bir boka yarayın alın bir taksiye bindirim parasını verin hastaneye gönderin" bişey demelerini beklemeden
"Aras hadi çıkalım" diyip yürümeye başladım arabaya binip arası beklemye başladım arasta binince şirkete doğru sürdüm arasa dönüp
"Torpidoda silahım var bana versene " aras bir şey demeden silahı aldı ve bana verdi. Şirketin önüne geldiğimizde arabadan inip görevliye teslim ettim girişe doğru yürürken bir ses geldi kulakları sağır eden cinsten sonra onun bir silah sesi olduğunu anladığımda arasa bakıp arabanın yanına ittim. Herkes çığlık atıp bir taraflara koşuşturuyordu. Belimden silahı alıp ateş edildiği yere doğru ateş ettim silah sesi kesilince Arasa baktım yerde öylece yatıyordu. Kalbim deli gibi atıyordu yine mi ayrılık çalmıştı kapımı hiç uğramazdı bu mutluluk? Neyin günahın bedelini ödüyodu ?Yetmemiş miydi elinden alındıkları ? Bir kayıp daha kaldıramazsı uafıcık yüreği. Ne kadar kızsada aras onu. Artıl tek varlığıydı. Acı bir sesle son kez haykırdı kötü olan herşeye son kez kızdı kapısını çalan felaketlere artık kayıp yoktu artık kaybeden değil kazanan olmaz istiyordu kalbi. Küçücük hayatına girişleri kolayken neden bı kadar zor ve acı çıkıyordu. O anda karar verdi ne olursa olsun kaybetmek yoktu.
Yeni bir bölümle karşınızdayım umarım beğenirsiniz. Medyada ki şu anlık kafamdaki gölge karakteri ileriki zamanlarda değişebilir görüşlerinizi bekliyorum. Sevgiyle duayla merhametle kalın herkese günaydın 😊😊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖLGE
Novela JuvenilTanıtım Bir gün bu kadar beter olabilir mi? Ben hayatımda 2 varlığımı da kaybetmiştim. Kime ne diyeceğimi kimden hesap soracağımı bilmiyorum. Beynim acımın üzerine durmuş, fonksiyonlarını kaybetmişti. Acımdan başka bir şey hissetmiyordum. Babam ve a...