Tek Bölüm

6 1 1
                                    


  Sigaramı rüzgâra içirmeye başladığımdan beridir unutur oldum çoğu şeyi. Unutkanlık bir hastalık değilde daha çok bağımlılık haline gelmişti. Unutmak içimde yaşıyordu. Unutmayı unuttuğum zaman hatırladıklarımı unutmak istediğim için istiyordum unutmayı. Usulca kalkıyorum yerimden uzun bir zaman sonra. Kapının dışında kalmış olanları tekrar almak istercesine. Tekrar aralanıyor sevgili kapım. Oda seviniyor, aralanmayı unuttuğunu hatırlıyor. Aralayan insanın kim olduğuna bakmadan almak istiyor içeriye. Önemi olmadığını düşünüyor kendince. Artık yalnızlıktan bithap düşmüş olan kapım. Bozulmasını istiyor sessizliğin. Gidenlerin dönmeyi unuttuğunu düşündüğü için suçluyor kendini. "Belki" diyor içinden "Belki oda yalnız kalmıştır artık.", benim ne düşüneceğimi bilmeden fısıldadığı gıcırtılar kalbimi acıtıyor. "Hayır", diye bağırıyorum kısık bir sesle. İçime doğru bağırışlarımın beni bitirdiğini fark etmeden devam ediyorum "Böyle söylememelisin sevgili dostum. İnsanlar bizi yalnızlıkları geçene kadar istemiyor. Böyle konuşma",diyorum. Ama biliyorum, insanların ne kadar cani olduklarını. Kapıma kızmayalı uzun zaman olmuştu. Ama değerdi, kapıyı aralayan için değerdi. 'Diğer odalardan birinin penceresi açık kalmış olmalı' diyorum içimden. Kapıyı aralayan kızın saçını odaya doğru süzen rüzgâr diğer odalardan geliyor olmalı. Zira odamın penceresini aralamayalı uzun zaman oldu. İçeriye giren oksijen kirli ve pis. Kapıyı aralayan kızın benden sonra yalnızlığını paylaştıkları kadar pis mi bilemiyorum. Dış dünyanın oksijeni kirletilmiş yalanlardan arınamadan giriyor odama. Küçük bir adımdan sonra içeriye ilk adımını atıyor. Kapatıyorum gözlerimi. Eski ve bitap düşmüş kapımın gıcırdısı tabandaki kirlenmiş ve yer yer nemden çatlamış tahtanın sesiyle düet yapıyor. Kızın odamda verdiği ilk nefes Adem'e verilen cennet kadar büyük bir armağan gibi geliyor. Tanrı bana kızmıyor artık. Ve günahlarımın temizlenmesi için Havva'yı gönderiyor. Siyah taytından tanıyorum onu. Karanlık odamla uyum içinde dans ediyor kızın giyindiği siyahlar. Siyah elbiseleri içinde beyaz teni bana cehennemin ortasında yanan bir meleği hatırlatıyor. Işık getiren Lucifer'ı hatırlıyorum umansızca. Yüzüne bakmak istemesemde gözlerim beni ele vererek yukarıya çekiyorlar kendilerini. Önümde duruyor artık. Kafamı yavaşça kaldırıyorum. Yüzüne bakamıyorum. Salatama doğradığım soğanlara benziyor bu. Ona bakmassam gözlerim acıyor. Bakarsam gözlerimin acısının dineceğini biliyorum. Biliyorum ama göz torbalarım kendi suyuyla temizlenmeyeli uzun zaman oldu biliyorum. Sakalımda gezdiriyor ellerini. Çenemden tutup yavaşça kaldırıyor kafamı. Gözlerimi tutamıyorum. Pencereyi döven yağmur damlalarına eşlik etmeye başlıyor gözlerim. Yanaklarımı yalayarak sakalımla buluşuyor damla damla göz yaşım. Sarılmak istiyorum. Ama benden sonra sarıldığı her insanı hissetmek istemiyorum. Biliyorum kirlendin. Sana sarılamadığım her gün için başkalarına sarıldın biliyorum. İstedim, sana sarılmayı şeytanın cenneti istediği kadar istedim. Cehennemde yanmaktan bıktığı kadar bıktım şu yalnızlıktan. Ama eskisi gibi umursamaz olamam. Bende en az senin kadar kirlendim yalnızlıktan. Yalnızlık kirletti beni. Yalnızlık her gece beni öldürmek istedi. Her gece bileklerimi kesmek isterken ona her karşı koyuşumda biraz daha kirlendim. Aynı pişmanlıkla yanarken yıkanamadıkça beraber olamayız sevgilim. Bak yine unuttum. Eski alışkanlıklarımı unuttuğum gibi sevgilim dememeyide unuttum. Çünkü bıraktığın gibiyim ben. Sen ne kadar değiştiysen ben o kadar aynı kaldım. Diyorum ya unuttum. Değişmeyi bile unuttum. Benliğimi unuttum. Senden sonra kendimi unuttum. Senden önce hatırladığım her şeyi tekrar tekrar unuttum. Ve biz bu kadar farklıyken hiç birşey yokmuş gibi beraber olamayız...  

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 15, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Oysa Nede Çok Severdin...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin