Sabah sabah alarmın sesiyle uyandım. Bugün Emre'ye güzel görünmek için biraz makyaj yapacaktım. Bu yüzden saati erken kurmuştum. Hiç vakit kaybetmeden yataktan kalktım ve gözlerimi ovuşturarak banyoya gittim. Elimi yüzümü yıkayıp havluyla kuruladıktan sonra ayaklarımı sürüyerek odama döndüm. Normalde okulda forma giyiliyordu ama okulun ilk haftası olduğu için serbest kıyafet giyecektim. Kıyafet dolabının karşısına geçtim. Alt raftan bir tane şort aldım. Üst raftan da herhangi bir t-shirt seçtim. Ne giyeceğime karar verdikten sonra üstümü değiştirdim. Dün makyaj denemesi yaparken açık pembe bir ruja karar vermiştim. Maskarayı ve ruju aldıktan sonra aynanın karşısına geçtim. Ruju birazcık sürdüm. Ama çok fazla abartmadım. Maskarayı da sürdükten sonra aynada kendime baktım. Saçlarım kötü değildi. Dün biraz maşa yapmıştım. Onun dalgaları biraz geçmişti ama yine de fena durmuyordu. Elimi saçlarım geçirdim. Saçlarımı arkaya attım. Artık okula gitmek için hazırdım. Yastığımın altındaki telefonumu ve kulaklığımı da çantama koyduktan sonra aşağı indim.
Annem kahvaltıyı hazırlamış beni bekliyordu. Bende onu daha fazla bekletmeden sofraya oturdum. Bugün erken kalktığım için daha vaktim vardı. Bu yüzden yemeğimi yavaş yavaş yedim. Tam masadan kalkarken telefon çaldı. Telefonumu çantadan çıkardım. Dün İrem'in numarasını kaydetmiştim. Telefonu elime aldım. İrem'in aradığını gördüm ve telefonu açtım
- "Alo Aslı. Günaydın."
- "Günaydın canım."
- "Bugün okul yokmuş, haberin var mı?"
- " Ne! Okul yokmuymuş."
- "Evet."
- " Oofff yaa, neden okul yok ki şimdi. Ben ne güzel hazırlanmıştım.
- "Ne o Aslı. Emre'ye güzel görünmek için mi hazırlandın?
- "Yok yaaa. Ne alakası var. Onun için hazırlanmadım.
- "Peki tamam, öyle olsun. Hadi sonra görüşürüz" diyerek telefonu kapattı.
Offf yaaa! Bugün Emre'yi görecektim. Ben o kadar hazırlandım, süslendim. Hatta dün makyaj denemesi bile yapmıştım. Hepsi boşa gitti. Ama olsun ben de makyajı temizlemem.
- "Aslı, ne düşünüyorsun kızım?"
- "Hiiiiiçç, dalmışım öyle."
- "Hadi kahvaltı yap. Okula geç kalacaksın."
- "Bugün okul yokmuş." diyerek gülümsedim. Annem de "O zaman hiç acele etmene gerek yok. Güzel güzel yap kahvaltını." diyerek gülümsedi ve mutfağa gitti. Ben de kahvaltımı yaptıktan sonra telefonumu ve çantamı alıp odama gitmek için merdivenlere yöneldim.
Merdivenleri sakin bir şekilde çıktıktan sonra odama girdim. Çantamı kenara kaldırdıktan sonra yatağa yavaşça oturdum ve telefonu kenara koydum. Yastığımı kucağıma koydum. Ellerimi de çeneme götürdüm.
Eğer bugün okul olsaydı Emre'yi görecektim. Ben onun için süslendim ama hepsi boşa gitti. Zaten İrem bana "Emre için mi hazırlandın" dediğinde bozuntuya vermemeye çalıştım. Lafı geçiştirdim. Ama onun için hazırlanmıştım. İremle konuşurken iyi ki onun yanında değildim. Böyle durumlarda yanaklarım kızazır ve rezil olurdum. Ama belli etmemeye çalışıyorum.
Ben evde bir gün boyunca ne yapacaktım? Evde sohbet edeceğim biri yok. Yapacak bir şey yok. Ben çok sıkılırım. En azından okulda olsam Emre'ye bakmaktan, ders işlemekten, zaman geçerdi. Ama şimdi bir gün boyunca evde boş boş duracağım. Ben bütün bunları düşünürken bir anda aklıma bir fikir geldi.
İrem'i eve çağırmalıyım. Bizim evimizi de merak ediyordu zaten. Bu fikrin onun da hoşuna gideceğine eminim. Çok eğleneceğiz ve zamanın nasıl geçtiğini bile farketmeyeceğiz. Bu fikrin iyi olacağını düşünerek anneme sormak için aşağı indim. Merdivenleri hızlı bir şekilde inerken "anneeee" diye bağırıyordum.
Annem mutfakta olmalıydı. Ben de hemen mutfağa gittim.
- "Anneee"
- "Efendim Aslı. Yine ne var?"
- "Hani bugün okul yok yaa"
- "Eeeeee"
- "Ben evde tek başıma sıkılırım. Sohbet edecek kimse yok. Diyorum ki acaba İrem'i mi çağırsak" dedim. Annem benim bu soruma "çok iyi fikir, tabiki çağırabilirsin" dedi ve gülümsedi. Ben de anneme sarıldım ve "olleeeyy" diyerek yanağından kocaman öptüm.
İrem'i aramak için koşarak odama gittim. Yatağımın üzerinde olan telefonumu aldım ve İrem'i aradım. Bir kaç kez çaldıktan sonra telefonu açtı.
- "Alo, İreeeemm"
- "Aslı, bakıyorum da çok mutlusun."
- " Hemen hazırlan, bize geliyorsun."
- "Nasıl yani?"
- "Doğru duydun İrem. Bize geliyorsun. Ben evde çok sıkılıyorum sen gelirsen çok eğleniriz diye düşündüm." dedim. İrem de "çok iyi düşünmüşsün canım,geliyorum." dedi ve telefonu kapattı.
İrem'in bize gelirse hem sıkılmam hem de Emre'yle ilgili daha fazla bilgi edinirim. Ceren ve Hande hakkında da biraz konuşsak hiç fena olmazdı. Ceren Emre'yi seviyor. Konuşurken neredeyse çocuğun içine düşecek. Emre neden Ceren'e öyle davranıyor acaba. Hem de Ceren kendini havalı zannettiği için okulda populer olmalı diye düşündüm. Aslında Ceren hakkında biraz bilgi edinsem ona iyi bir ders versem bir daha Emre'ye bulaşamaz. Bu sayede Emre bana kalır.
Aslında benim bunları düşünmemem lazım ama Emre'yi seviyorum işte. Onun için elimden geleni yaparım. Madem Ceren ve ben Emre'yi seviyoruz. Sanırım aramızda büyük bir rekabet olacak. Bakalım Ceren Hanım Emre senin mi olacak, benim mi? Bu rekabet yakın zamanda sonuçlanacak ve Emre benim olacak. Ceren'den intikam almak için Emre'yi elde etmeliyim. Yalnız "intikam" dedim. Ceren'i yeni tanıdım. Bana henüz ters bir hareketi olmadığı için ondan intikam almam da biraz saçma olur ama daha okulun ilk gününden Ceren'in nasıl bir sürtük olduğunu anladım. Tövbe tövbe yaa... Bu yüzden ona haddini bildireceğim. Ama bu konulardan kimseye bahsetmeyeceğim. İrem'e bile. Ceren'e öyle bir şey yapmalıyım ki Emre kendi kendine Ceren'den uzaklaşsın. Gerçi şimdi bile pek yakın davranmıyor. Ama Ceren'e dersini vermenin zamanı geldi, geçiyor bile.
Kapının çalmasıyla kendime geldim ve bütün düşüncelerden uzaklaşıp kapıyı açmak için aşağı indim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tek Aşk
Teen Fictionİnsan sadece bir kere aşık olur. Onun için tek bir kişi vardır ve vazgeçilmezdir.