Boş koridorda hepimiz harap olmuş bir şekilde bekliyorduk Niall'ın çıkmasını. Sokuk hemşireler hiç bir şey söylemiyordu ve az önce birisini hazır hastanedeyiz kafasıyla dövmüştüm. Eleanor ve Harry Louis'in uyanmasını bekliyorlardı yoğun bakım ünitesinde.
"Zayn'i kurtarmamız gerek burada boş boş duruyoruz" Liam'ın sözleriyle gözlerimi ona çevirdim. Haklıydı ama Niall'ın şu lanet ameliyathaneden çıktığını görmeden hiç bir yere gidemezdim.
"Niall çıksın" dedim kesin bir ses tonu ile. Kardeşimi görmeden Zayn'i kurtarırsam ona ne hesap verebilirdim?
Kapıların açılması ile yeşil önlüklü doktoru gördüm. Başındaki maskeyi çıkartırken Luke, Liam, Lilly ve ben etrafına dizilmiştik.
"Niall James Horan'ın yakınlarısınız değil mi?" Dedi.
"Evet" Lilly ilk yanıtlayan olmuştu.
"Ameliyat gayet başarılı geçti. Kaburgada bir kırık yok. Sağ eline kurşun girmişti fakat başarılı bir şekilde çıkarttık. Sol kolundaki çatlak dışında bir problem yok. Direk olarak odaya alacağız kendisini. 24 saat içerisinde uyanması bekleniyor. Hepinize geçmiş olsun " hepimize büyük bir rahatlama gelmişti. Sevinçle Liam'a sarıldım. Louis'in durumu Niall'a göre daha ciddiydi. Nefes zorluğu çekiyordu.
Kapıların tekrar açılması ile sedyedeki çakma sarışın görüş alanıma girdi. Heyecanla sedyenin etrafında dizildik. Yanağındaki çizim dışında bir sorunu yoktu yüzünde. Sağ eli sargıyla sarılmıştı. Louis'in aksine ağzında hava maskesi vardı. Louis'e hortum takmışlardı. Uyandığında onunla çok dalga geçecektim bu hortum konusuyla ilgili.
Niall odaya alındığında Lilly ve Luke başında olacağını söyleyip bizi odadan dışarı atmıştı. Louis'in durumunda henüz bir değişiklik yoktu maalesef. Hastane müdürüyle görüşüp ikisinin odasına özel bir hassasiyet istediğimizi söyledik. Malum Tyler ben Zayn'i ararken rahat durmayabilirdi. Eleanor, Luke ve Lilly onlar için yeterli koruma değildi. Ben yinede rahat durmayıp Çete'nin elemanlarından iki kişiyi hasta kapısına, iki kişiyi yoğun bakım ünitesinin girişine ve iki kişiyi Niall'ın odasının kapısına dikmiştim. Savaş başlıyordu ve Zayn'i bulduğum gibi Prison'dan gördüğüm her kişiyi nerede olursak olalım kurşuna dizecektim. Ama önceliğim Zayn'i bulmaktı. Onu yanımda görmeden birisine zarar verirsem onada zarar gelebilirdi.
-Zayn Malik-
Julia'nın getirdiği çorbayı içmemek için direniyordum ama o her seferinde çorbadan bir kaşık alıp yanaklarımı sıkarak bana içiriyordu. Ellerim ve ayaklarım hala bağlı olduğu için bir şey yapamıyordum. Her ne kadar acıkmış olsamda Tyler köpeğinin parasıyla bir şey yemek istemiyordum.
"Benden niye bu kadar iğreniyorsun?" Diye bir soru sordu. Bu kadar saçma soruları neresinden çıkartıyordu anlamıyordum.
"Senin yüzünden sevdiğim kadından tam 5 sene ayrı kaldım. Bebeğimizi kaybettim. Ve yine senin yüzünden sevdiğim kadın acı çekti. Hala soruyor musun senden neden iğrendiğimi?" Başını eğip dudaklarını birbirine bastırdı. Allison'a bu kadar benzemesini aklım almıyordu. İkiz gibilerdi.
"Hiç bir şey bilmiyorsun Zayn" diye fısıldadı. Başını kaldırıp gözlerime baktığında farklı bir parıltı gördüm gözlerinde.
"Bilmem gereken bir şey olsaydı bilirdim" Acı bir gülümseme dudaklarına yayıldı. Elindeki tabağı yere bırakıp sağ elini saçlarına geçirdi ve uzun siyah saçlarını kenara savurdu.
"Bilmiyorsunuz" Allison'uda kast ettiğini biliyordum ama hala çözememiştim.
"Umurumuzda değil, belki bu yüzden bilmiyor olabiliriz" dedikten sonra göz temasımızı kestim. Kızın gözlerine her baktığımda o gece aklıma geliyordu ve kendime binlerce kez küfür ediyordum. Nasıl olurda Allison olmadığını anlamazdım?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çete 2 || Küllerinden Doğuş
Fiksi PenggemarLondra'dan çok uzun bir zaman uzaklaşmış bir genç kız. Bir zamanlar şehir efsanesi olan bu genç kızı, en sevdiği şehirden ne uzaklaştırır? Aklınıza direk bu soru geldiyse eğer dostlarım, üzgünüm doğru soru bu değildi. Bir zamanlar şehir efsanesi ola...