1. Bölüm

63 5 1
                                    

Yetimhanedeki yaşlı teyzemiz Tanrı'nın bizi izlediğini ve bir gün bizi bu yetimhaneden kurtaracağını söylerdi. Küçüktük, inanırdık. Ama aradan yıllar geçmesine rağmen hâlâ buradaydık. Bazılarımız umudunu yitirmiş, bazılarımız ise hala umutluydu. Ailemiz yoktu. Buradaki hiçkimse ailesini tanımamıştı. Hepimiz aileye ihtiyaç duyuyorduk ve yarın gelecek olan aile içimizden birini buradan alıp götürecekti.
****
Adım Nancy. 3 hafta sonra 16 yaşıma giriyorum. En yakın arkadaşım, aynı odada kaldığım kız, Lucy idi. Kendimi bildim bileli Lucy hep yanımda olmuştu. Aile nedir bilmeyen biz, birbirimizin ailesi olmuştuk.
"O yatakta daha ne kadar oyalanacaksın Nancy?"

Lucy'nin sesini duyduğumda yorganı kafama daha çok çektim. Bugün telaşlı bir gün olacaktı çünkü yarın yetimhaneye bir aile gelecekti. Bu sebeple de herkesin sıkı bir bakıma ihtiyacı vardı. Odamızın kapısına bırakılan kutudan kendimize uygun kıyafetler seçtik. Özenle dolabımıza yerleştirdik ve Lucy ile yemekhaneye indik. Herkesin üstünde bi mutluluk ve heyecan vardı. Umudunu hâlâ yitirmeyenler ise apayrı bi heyecan içindeydiler.

"Ben bir tabak pilav alacağım ya sen ?" Lucy'nin sesiyle gerçek dünyaya geri döndüm.

"Ben de biraz et ve ekmek alacağım sonra masaya yerleşiriz." Yemek sırası uzundu. Nihayet sıramız gelince hemen yemeklerimizi aldık ve köşedeki bir masaya oturduk.

"Nancy, sence bizi alırlar mı ?" Hiçbir fikrim yoktu. Herkes gibi ben de bir aile istiyordum ama şansın kime güleceğini yarın görecektik.

"Bilmiyorum ama umudumuzu kaybetmemeliyiz. Bizim de bir gün bir ailemiz olacak." Gülümseyerek Lucy'nin masadaki elini tuttum. Bu kızı cidden çok seviyordum. Yan tarafımıza çekilen sandalyeyle kafamızı yemeklerimizden kaldırdık.

"Selam güzel hanımlar. Bugün nasılsınız bakalım ?" Tony her zamanki güler yüzüyle bize bakıyordu. Ben gülümserken Lucy ikimiz adına cevap verdi.

"Yarın için çok heyecanlıyız sen ?"
"Ben de öyleyim acaba hangimiz gidecek." Ortamın biraz gerildiğini farkettim ve neşeli bir sesle ortaya bir konu attım. Gergin hava dağılmıştı. Yemeklerimizi yiyip odamıza çıktık. Bütün gün Lucy ile kitap okuduk biraz sohbet ettik ve günü bitirdik.
****
"Evet evet herkes düzgün bir şekilde yerinde dursun. Bay ve Bayan Sky az sonra içinizden birini seçecek herkes sessiz olsun." Bay Black hepimize seslendi ve sessizlik oldu. Herkes karşımızda duran iki kişiye bakıyordu. Onlar da pür dikkat bizi inceliyor ve evlat edinecekleri kişiyi seçmeye çalışıyorlardı. Gözleri herkesi tararken Bayan Sky'ın gözleri beni buldu ve eşine döndü. Aralarında ufak bir konuşma geçti ve Bay Sky da bana baktı. Kalbim deli gibi atıyordu. Boğazını temizleyen Bay Sky, müdürümüze-Bay Black'e- baktı ve konuştu.

"Biz eşimle kararımızı verdik şu tatlı kızı istiyoruz." Bütün bakışlar bana çevrildi. Kurtulmuştum. Buradan kurtulmuştum.

"Nancy haydi arkadaşlarınla vedalaş ve eşyalarını toplayıp odama gel." Kafamı belli belirsiz sallayarak Lucy ve Tony'e döndüm. İkisinin gözleri dolu doluydu. Onlara sıkıca sarıldım.

"Sizi asla unutmayacağım. En yakın zamanda sizi ziyarete gelirim. Kendinize çok iyi bakın." Tutamadığım gözyaşlarım yanaklarımdan akarken ikisine tekrardan sarıldım ve odama çıktım. Zaten az olan eşyalarımı toplamam kısa sürmüştü. Hemen Bay Black'in odasına indim. Kapıyı çalarak içeriye girdim.

"Ben hazırım Bay Black." Gülümsedim ve yeni ailemin yanına gittim. Bana sarıldılar ve Bay Black'e hoşcakalın diyip arabaya doğru ilerledik. Bay Black yeni aileme benimle ilgili yeterince bilgi vermiş olacak ki bana sadece nasıl olduğum ve mutlu olup olmadığımı sordular. Sonunda araba durduğunda karşımda duran büyük beyaz eve şaşkınlıkla baktım. Bu ne kadar da büyük bir evdi böyle !

İlk hikayemle karşınızdayım arkadaşlar. Umarım beğenirsiniz! Vote ve yorumlarınızı bekliyorum. Yeni bölüm için herhangi bir sınır yok hikayem okunursa sık sık yeni bölüm yayınlayacağım. Bu arada telefondan yazdığım için yazım yanlışlarım olabilir affedin. Kendinize iyi bakın! :)

UmutsuzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin