Bütün gece uyuyamamıştım. Halbuki alışıktım yerimin değişmesine. Beni uyutmayan kafamdakilerdi. Bütün gece yarın ne yapacağımı düşündüm. Ben nasıl biriydim Nasıl biri olmalıydım?
Ben her zaman ailesi tarafından terk edilmiş bir çocuktum. Aile sevgisi görmemiştim.
Zaman'la içimdeki çoğu şeyi yitirmiştim. Yitirmediğim tek şey çocukluğumdan beri içimde olan müzik aşka. Ben müzikle nefes alıyordum. Hayatı onunla anlayabiliyor,onunla sorunlarımı çözüyordum. Ve dans hayatta ritmine tam olarak uyabildiğim şeydi bu.Ailem her zaman diğer ailelerin çocukları gibi seçkin aktiviteler yapmamı istemişti. Ve tabik 5 yaşındaki bir çocuk onlardan enstruman çalmak istediğinde yada dama etmek istediğinde ikiletmesen yerine getirdiler. Ama bu zamanla bende ciddi bir duruma dönüştü. Müzik ve dans benim tutkumdu. Ben sanatsal bir insadım. Hayatı onların bakamadığı açılardan bakıyordum hep. 9 yaşıma geldiğimde benim şirketle ilgili durumlarla içli dışlı olmamı istediler. 9 yaş ne sanıyolardı beni. Diğer aileler öyle yepıyo diye ağğhhh!!
Bunu yapmadığımı farkettiklerinde dokuz buçuk yaşımdaydım. Ve beni gönderdiler. Bu yaşıma kadar İtalya,İngiltere,Framsa,Portekiz,Norveç,Amerika bütün düyayayı nerdeyse gezdim. Üç ayda bir beni başka ülkeye gönderiyolardı. Bu durumdan sıkıldım ve artık kendi istediğim gibi yaşamaya başladım. Müzik ve dansla. Taki 3 hafta önceye kadar.
Şimdi ise sevdiğim her şeyi bırakıp "sözlenmiş" bir kız olarak hayata başlıcam. Bu çok sinir bozucu ağğhhh!!!
3 HAFTA ÖNCE
- Abii sen ciddi misin o mesaj da ne!?
Efe, Mert'in kafasına bi tane geçirdi ve konuşmaya başladı
- Uygar abicim sen yine gündüz gündüz içtin mi İpekle kavga filan mı ettiniz?
İkisi de karşı daki koltuklara oturmuş bana bakıyolardı ve bir açıklama bekliyolardı. Derin bir nefes verdim ve karşılarına oturdum.
- Hayır doğru. Babam beni evlendiriyo. Mert lafın arasına girdi
- Ege'yi neden evlendirmiyo da seni. İpeği istediğini bilmiyo mu !dedi sinrle.
- Biliyo. Ama onun için her şey para para para. İpeklerle asla ortaklık kurmaz. Onşarı bizim kadar yüksekte görmüyo. Ve duruşmaları hala devam ediyor. Ege'yi biliyosunuz ortalıktan kayboldu 1 aydır yok. Kesin bundan haberi oldu ve kaçtı. Ağhhh!!! Kafayı yicem. Tam yanımda duran hopörlere tekme attım.
- Abi bi sakin ol kimle evlendiricekmiş seni? Efeye baktım ve sorusuna cevap vermek için tekrar konuşmaya başladım.
- Bulut holdingin başkanının kızıyla. Mert birden lafa atladı
- Bir dakika bir dakika Bulut Holding in varisi mi varmış!! Bunu hiç duyamamıştım bundan emin misin? Dedi.
- Beni de şaşırtan bu oldu 17 yıl boyunca çocukları olduğu bilinmeyen bir tanınmış aile. Efe araya girerek beni tamaladı.
- Hiç bir görüntü ve bilgi yok kız hakkında. Dedi umutsuz bir şekilde telefonuna bakarak.
- E ne zaman geliyomuş?
- 3 hafta sonra. Dedim nefesimi üfleyerek
- Peki İpekle konuştun mu? Efe hep can alıcı soruları soruyordu.
- Hayır daha konuşmadım. Ama ondan ayrılmıcam. O yanında mutlu hissettiğim tek kadın. Ondan vaz geçmicem ne pahasına olursa olsun.
- işki kız İpekten güzel olmasın ortalığı dağıtır kıskançlık krizlerine girer. Dedi Mert sokaktaki dedikoducu kadınlar gibi.
- Peki baban neye bemzediğiyle ilgili bir şey dedi mi? Efeye bakarak kafamı iki yana salladım. Ortalıkta tuhaf ve rahatsız edici bir sessizlik oluştu ve bunu bozan tabiki Mert oldu.- Şimdi abi düşün bu kız 17 yıldır ortalıklarda yok. Neden çünkü çirkin çünkü insan içine çıkmaya utanıyo. Şimdi şöyle 1.60 boylarında bi koz düşün
- Mert napıyosun?
- Efe abi bi bölme müstakbel eşini çiziyorum bize. Dediği anda kafasına bir yastık fırlattım ama etki etmeden konuşmaya devam etti.
- 1.60 boylarında 70-75 kilo kadar. Uzun saçlı. Güzel olmak içim sarıya boyamış ama güzel durmamış ve eski rengine dönsün diye boyattığında dipleri siyah ama altları turuncu saçları olan bi kız. Saçı 365 gün topuz. Gözlüklü ve kelimeleri tam söyleyemiyo hep kot ve sweat giyiyo ayağında da her kızın giyidiği şu sevimsiz çizmelerden kugg mudur ugg mudur nedir.
- Mert abi sen bana kafayı mı yedirticen!!! Zaren ödüm bokuma karışıyo neyin beni beklediğini bilmiyorum. Ayrıca nasıl görünürse görünsün umrumda değil! Buraya geşdiği gece onunla evlenmicemi ve evimi terk etmesini söylücem.3 HAFTA SONRA
Arabama atlayıp direk sın gaz sahile sürdüm. Buna inanamıyordu.
Hiç bir şey beklediğim gibi yada umduğum gibi olmadı. Ama olmak zorundaydı.
Kayaların üstüne oturdum ve denizin kayalarla kavga edişini izledim. İçimde bir şeyler de aynen böyle kavga ediyordu ama bunun ne olduğuna dair hiç bir fikrim yoktu. Hiç daha önce böyle hissetmemiştim. Ben hep nettim. Hep kararlı. Peki şimdi niye böyle olamıyordum?Arya-
Sabah olduğunda yataktan kalktım ve odamdaki banyoya girip sıcak bir duş aldım. Buna çok ihtiyacım vardı. Sanki aylardır yıkanmıyo gibi hissediyordum.
Banyodan çıktıktan sonra saçlarımı kuruttum ve düzleştirdim. Saçlarım belime kadar uzundu (resimlerde kızın saçı hep farklı renk siz hangisini severseniz öyle hayal edin) ve onları çok seviyordum. Daha sonra dolabıma gittim ve siyah dar bir pantolon ve siyah deri bir büstiyer tarzı üst çıkardım. Askılı olduğu inin de kolları deri geri kalanı kumaş olan bir uzun bir hırka giyidim. Altıma da siyah topuklu botlarımı giyidiğimde hazırdım. Tabiki makyajımı da yaptım çünkü gözlerimin altı baya kötüydü.Saate baktığımda daha erkendi ama bu ev beni bunaltmıştı ve artık çıkmam gerekiyo gibi hissettim. Arabamın amahtarını ve çantamı alıp pdadan çıktım. Samırım herkes uyuyordu bu yüzden yavaşça aşağı indim. Arabam bahçede duruyordu. Hemen ona binip sürmeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Evcilik Oyunu (#Wattys2016)
Teen FictionTehditle başlayan yalan hayatların oyunu... "Ben sana inanmıştım! Güvenmiştim Arya yoksa Lara mı demeliyim. Hangisi gerçek adın Ada söylesene hangisi!? Ben sana içimi açtım seninle kendimi paylaştım Jess bu kadar kolay mıydı! Nasıl gözlerimin için...