Eliften....
Lavobada toparlanıp hemen çıktım. Döndüyümde Araf telefonda yine birilerine emir yağdırıyordu.
Beni görünce telefonu kapattı, bir süre bakışları üzerimde gezindi. Utandığımdan gözlerimle etrafı tarıyor yine kızaran yanaklarımı görmesin diye göz göze gelmemeye çalışıyordum fakat deve kuşu gibi kafamı gömmek şansım olmadığından illaki görecekdi.Şirketten her ne kadar beraber ayrılmak istemesemde Arafın inadı tuttu ve beni kolumdan tutup sürükledi. Zaten insanlar pek anlaşamayan patron çalışan ilişkimiz olduğunu biliyordu ve bu davranışlar kimseyi şüpelendirmedi.
Arda denen çocuk kapımı açarken Araf sürücü tarafına geçti. Yine olduğu gibi korumalardan kimse yüzüme bakmıyor , beni görünce bakışlarını kaçırıyorlardı ve bu durum çok rahatsız ediciydi.
Sessiz süren yolculuğumuz 15dakika sonra şahşahlı bir restoranın önünde durmamızla bitti. Ve ben bu süreçde rekor kırmıştım. Tam tamına 15 dakika tek kelime etmemiştim. Bu ya çok iyi ya da çok kötü bir şeye işaret.
Arabadan indiyimde ağzım karnıma kadar açılacaktı resmen. Geldiyimiz restoran piyasanın en iyilerinden tek kelimeyle "number 1" nı. "Lotus" restoranı en yüksek sosyetelerin takıldığı mekanlardan birsi. Hem yemek , hem eylence, hem bar kısmı var. Ve tabiki çok pahalı bir yer. Hatta yerler bir ay öncesinden rezerve ediliyormuş.
Peki ben bunu nereden biliyorum? Harika bir soru . Geçen yaz yaşadığım en utanç verici anım burda olmuştu. Hala aklıma geldikce yerin dibine girmek istiyorum.
Geçen yaz.......
Ayağıma geçirdiyim spor ayakkabıların burnunu bezle sildikden sonra koşar adımlarla evden ayrıldım. Canım arkadaşım Batuhan sevgilisi Çiğdeme doğum günü sürprizi yapmak için bir restoranda yer ayırttı ve bizleri de davet etti.
Ben zekalı kız her zaman olduğu gibi geç kalıyordum. Buna da yetişemessem eğer bu sefer çocukların dilinden kurtulamam...
Taksi restoranın önünde durduğunda parayı uzatıp aceleyle indim. Karşımda gördüğüm yerle ağzım açık kaldı. Burası bir müze olmalı yok yok saray.. evet kesinlikle saray.
İçeri adımlarken içimdü Batuhanı övüyordum. Vallaha helal olsun çocuğa . Üç kuruş maaşıyla sırf sevgilisini mutlu etsin diye neler yapıyor.
İçeri girince kapıda genç ,takım elbiseli bir adam karşıladı. Ve rezervem olup olmadığını sordu. Batuhan masayı önceden ayarladığını söylemişti sanırım.
"Hanım efendi rezerveniz varmı?" Adam sorarken bir yandan da üzerimdekilere garip bakış atıyordu.
Eh normal milletin abiye ile , milyonluk elbiselerle geldikleri yere kot şort , kolsuz yakasında eyfel kulesi olan t-shirt ve kirden kaybolan açık yeşil spor ayakkabılarımla gelmiştim.Etrafı süzmeyi bırakıp adama cevap verdim.
"Evet şşey Batuhan C_"
"Emre bey bir bakarmısınız"
Benimle aynı anda adama seslenen kız dikkatimizi o tarafa yöneltti.
Adam arkasına döndü
" Emre bey bir sorun var bakarmısınız"
Adam bir dakika işaresi verip bana döndü. Elindeki deftere bir göz atıp tekrar konuştu."Evet , Batuhan bey 2 ay öncesinden masa ayarlatmış . Buyrun hanım efendi siz şu masaya oturun, arkadaşlar ilgilenecek sizinle"
Bana gösterilen masaya yerleştim. Genç garson menüleri getirdi fakat ben arkadaşlarımı bekleyeceyimi söyleyip gönderdim.
Yarım saat geçmişti fakat ne gelen vardı ne giden. Telefonumu çıkarıp Batuyu aradım.
"Alo" kısık ve yıkılmış geliyordu sesi.
"Batuşum , nerdesin kanka sen? Yarım saattir restorandayım , sizi bekliyorum. !" İsyankar çıkan sesime engel olamadım. Ama bir terslik olduğunu hiss ediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Kızın Sert Adamı
General FictionKüçük, masum kızımız Elif. Sert, karanlık adamımız Araf. İki insanın sürükleyici aşkı. Her şeye rağmen sevdiyi adama tutunan kız. Arafın karanlık hayatı, Elifin karanlık geçmişi. Her şeyin başladığı yerde ya onlar bitecek, ya da her şeyin bittiyi y...