İdolüm yeni şarkı çıkartmış tabii ki bununla okuyabilirsiniz skdjsjs
Zayn yanımdaki duvara yumruklarını diziyordu. Başını duvara yaslamış, gözlerini sıkıca kapatmıştı. Harry, ellerini saçlarına geçirmiş kocaman açılmış gözleri ile içeri bakıyordu. Doktor ve hemşireler büyük bir telaş ile içeri girdiler. Liam, yere çökmüş gözlerini kapatmış başını dizlerine yaslamıştı. Luke ve Lilly benim gibi camın önünde dikilip gözlerini kırpmadan içeri bakıyorlardı. Eleanor ise yanımdaydı fakat her an yere yığılacakmış gibi bir hali vardı. Bu nedenle belinden tutup ona destek oluyordum.
"Allison.. ona bir şey olmaz değil mi? Beni ve bebeğini bırakıp gitmez değil mi?" Eleanor ve Louis'in bir bebeği olduğunu bilmiyordum. Fakat bunu bize söylememelerinin acısını başka bir zaman çıkartmaya karar verdim. Çaresiz bakışlarım Eleanor'u buldu. Sesli bir şekilde yutkunup elini karnına koydu. Çaresizlik duygusundan her zaman nefret etmiştim. Çocukluğumdan beri benim peşimi bırakmayan bu duygu, nefes almamı zorluyordu. Babam beni sevmediğinde de çaresizdim, annemin öldüğünü düşündüğümde de çaresizdim, Zayn'i sevip söyleyemezken de çaresizdim, Tad öldüğünde de çaresizdim. Ve şimdi de çaresizim. Belki aralarındaki en güçlü kişi olarak gözüküyorum ama bu durum tam aksi yönde. Aramızda en güçsüz olanı benim.
Doktorlar kalp masajını bırakıp defibrilatorü ellerine aldılar. Hemşire elindeki jeli metal kısma döktü. Doktor elindeki iki kolu birbirine sürtüp bir şeyler söyledi. Hemşire önündeki cihazda bir kaç tuşa tıkladı. Doktora başını sallayarak onay verdiğinde doktor elindeki iki kolu Louis'in göğsüne bastırdı. Büyük bir gürültü ile vücudu yukarı kalkıp yatağa geri düşerken Eleanor çığlık atıp ellerini cama koydu. Göz yaşları hızlı bir şekilde akıyordu. Zayn ve Liam sanki o sesi duymak istemezmiş gibi ellerini kulaklarına bastırmışlardı.
"Hayır! Hayır benim kardeşim ölemez! Louis!" Harry kükrercesine cama doğru bağırıyordu. Doktor hemşireye camı gösterdiğinde hemşire başını sallayıp cama yaklaştı ve perdeyi kapattı. Elimi cama geçirip bağırdım.
"Açın lan şu perdeyi! O çocuğa bir şey olsun sikmiyor muyum bu hastanenin topunu!" Eleanor cama yaslanıp yere doğru kayıyordu. Gözlerim onu bulduğunda çığlık atarak saçını çektiğini fark ettim. Yere eğilip önüne geçtim ve bileklerinden tuttum. Ondan kat ve kat güçlü olduğum için ve o şu an çok güçsüz olduğu için karşı koyamamıştı.
"Elly sakin olmazsan, Louis'e güvenmezsen o nasıl iyileşecek? Louis'i bilmiyor musun sanki, şaka yapmayı çok sever. Bizi her ne kadar sıkıp bıktırsada yapar işte. Buda her zamanki şakalarından. Ona bir şey olmayacak" Acı dolu bir gülümsemeyi ona bahşettim. Bir şey demeden kollarını boynuma doladı. Ellerim şaşkınlıktan havada kalsa da daha sonradan beline yerleştirdim. Çocukların sevgilileri ile aram pek iyi değildi. Miranda'yı bu gruba sokmuyordum çünkü Miranda bana Harry'den daha yakındı. Kardeşimdi. Dani ve Eleanor ise benden biraz daha uzak duran kısımdalardı. Dani, Liam'ı terk ettiğinde daha doğrusu, aldattığında benden adam akıllı bir dayak yemişti. Tabii ki bundan Liam'ın haberi yok. Dani'yi öyle bir tehdit etmiştim ki Liam'ı aramayı bırakın, Londra'ya bir daha adım atmayacağını söylemişti. Sözüne inanmamıştım ama üzerinden geçen 4 sene boyunca Londra'da kime sorsam Dani'nin gelmediğini söylemişlerdi.
Eleanor'un uzak durma sebebi ise bir katil olmam. Normal bir katil değilim biliyorum fakat düzelmek için elimden geleni yapıyorum. Hoş, şu durumda düzelmeye değil eski halime dönmeye çalışmam lazım fakat eskisi gibi duygusuz birisi olmak istemiyorum.
Doktorun kapıdan çıktığını gören herkes -Zayn hariç- kalkıp etrafında toplandı. Doktor elindeki bez ile alnındaki teri sildikten sonra bize baktı. Hepimiz merakla ağzından çıkacak kelimeyi bekliyorduk fakat o inat edercesine siktiğim ağzını kapalı tutuyordu. Yakasına yapışıp gözlerin baktım. Koluma dolanan eller beni geri çekemiyordu. Çok sinirliydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çete 2 || Küllerinden Doğuş
أدب الهواةLondra'dan çok uzun bir zaman uzaklaşmış bir genç kız. Bir zamanlar şehir efsanesi olan bu genç kızı, en sevdiği şehirden ne uzaklaştırır? Aklınıza direk bu soru geldiyse eğer dostlarım, üzgünüm doğru soru bu değildi. Bir zamanlar şehir efsanesi ola...