OmA.
"Dalga mı geçiyorsun?" dediğinde dilimi şaklattım. "Gayet ciddiyim." dediğimde bana dehşetle baktı. "Yarın New York'a dönüyoruz ve sen son günümüzü lunaparkta geçirelim diyorsun öyle mi?" dediğinde dudağımı ısırıp başımla onayladım Barış'ı. Tamam kabul Barış söyleyince saçma gelmişti ama normalde saçma değildi.
Ofladı. "Sen cidden kaçıksın." dediğinde omuz silktim. "Sevgilin bir kaçık ve sen sorun etmiyorsan bence bir sıkıntı yok." dedim 'sevgilin' kısmında içim kıpır kıpır olurken. Gülüp kafasını olumlu anlamda salladı. "Ee gidiyor muyuz?" deyip yaramazca sırıttığımda bıkkınca baktı suratıma. "Gidiyoruz başımın belası."
Gülüp ayağımı kaportaya yasladım. Keyfim yerindeydi ve 15 dakika sonra lunaparka gelince daha da keyiflendim.
Arabadan indiğimizde lunaparkın girişinde bir gurup kerata oturuyordu. Barış kolunu omzuma atıp beni kendine çekti. Gülümsedim. Bir grup ergenden kıskanıyordu psikopat.
"Neye binmek istersin?" diye sordu içeri girdiğimizde. Kolunu omzumdan çekti ve ellerini ceplerine koydu. Bir an üzülsem de hemen toparladım.
Şirince sırıtıp çarpışan arabaları işaret ettiğimde tepkisiz kalıp suratıma bön bön baktı. Sonra ağır çekimde roller coasteri gösterdi.
Dehşetle gözlerimi büyütüp ona baktım. Güldüğünde hareket çekip omuz silktim. Tek kaşını kaldırdı.
"Lunaparka gidelimden kastın atlı karıncaya binmek falan mıydı?" dediğinde yanaklarımı şişirdim. Tamam belki biraz öyle düşünüyor olabilirdim.
Kolumdan çekiştirdi ve roller coasterin önünde durdurdu. "Hayır, hayır, ha-" dememe kalmadan beni oturttu ve oda yanıma oturdu.
Vagon hareketlenmeye başlayınca kalbim ağzımda atmaya başladı. Sakin ol Seray. Saçmalama tabiiki de raylar kırılıp yere çakılmayacağız. Hayır tabiiki hız yüzünden rayladan fırlayıp uçmayacağız. Ve hayır Barış korktuğunda refleks olarak beni itme-
"Ağağa!" deyip Barış'a yapıştım. Vagon aniden dönmüştü. "Anlaşılan buradan inene kadar ırzıma geçeceksin." diyen Barış'a ters ters baktım. "Sanki halinden memnun değilsin." dediğimde muzhipçe sırıttı. Buda demek oluyor ki yerinden oldukça memnun.
"Uni uni unicorn
Unicornları severim
Keşke gerçek olsalar
Gerçek olsalardı
Bir tane alırdım
Onu çok severdim
O da beni severdi
Lallalallalal"
Diye mırıldandım gözlerimi yumarken. Ama nedense uğur getirmek yerine uğursuzluk getiriyordu. Barış kahkahalara boğuldu.
"Ne gülüyon yafrum?" dediğimde kahkahası daha çok arttı ve ben daha çok somurttum.
"Somurtma," dedi burnumu sıkarken. "Çünkü seni öpeceğim." diye devam etti nefes alışverişlerimi hızlandırdı. "Ciddi misin roller coasterda mı?" dediğimde sıfır alayla kafasını olumlu anlamda salladı ve daha itiraz etmeme kalmadan dudaklarımda bir baskı hissettim.
Acaba onun da kalbi benim gibi hızlanıyor muydu yoksa sadece öpmek için mi öpüyordu?
Bileklik olan elimi yavaşça kalbinin üzerine koyduğumda göğüs kafesini zorladığını gördüm.
Öpüşünde gülümsedim.
Seviyordu..
Telefonum çaldığında istemeyerek olsa da ayrıldık. Telefonumu cebimden çıkartıp kimin aradığına baktım. Hazal'dı.
"Efendim Hazal?" dedim gülerek telefonu açarken.
"İrem ve Sarp... Kaza geçirmişler."
YAZARIN ANLATIMI
"Güzelim hadisene lan!" diye söylendi Sarp İrem'e karşı. Yüzünü buruşturdu genç kız. "Ne be ben mi sana söyledim bana araba sürmesini öğret diye?" dediğinde Sarp kızı öpme isteğini bastırarak önüne döndü.
"Benim işim varken pezevenk taksilere binmeni istemiyorum." dediğinde İrem şirince sırıttı ve Sarp bir kez daha zorlandı.
"O zaman öğret." dediğinde Sarp derin bir nefes alıp fren gaz ve debriyajın yerini sordu. İrem doğru cevap verince de memnuniyetle gülümsedi.
"Şimdi debriyaja basıp vitesi bire al." dediğinde kız dudağını ısırıp dediklerini yaptı.
"Sarp?"
"Hı?"
"Ya şimdi yanlış bir şey yapıp arabayı uçursam? Bana kızar mısın?"
Dediğinde çocuk kızın bu tedirgin haline bakıp sırıttı "Bir şey olmaz ben yanındayken korkma." dedi ve kızın frene basmasını umarak el frenini indirdi.
Ama İrem o güzel sözün etkisinde olduğu için gülümsedi ve ayaklarını serbest bıraktı. Ve böylece gaza baskı uygulamış oldu.
Normalde ayağı debriyajdaysa sorun olmazdı araba sadece ses çıkarırdı kötü olansa ayağı debriyajda değildi.
"İrem frene bas!" diyd bağırdı Sarp. Seray'a öğretirken bile bu kadar tedirgin olmamışti.
"Sarp?"
"İrem ortadakine bas!" diye bağırdı çocuk. Ancak artık gecikmişlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oh My Allah 🔴
Humor→01.07.2015 • 29. 09. 2016← "Sea New York, ben Seray. New York'a okumak için gidiyorken, bir çalar saat yüzünden mallıkta diploma almış-" "Ayrıca sekiz baklavalı..." "Burada tanıtım yapıyoruz, karışmasana!" "Aslında şöyle olacaktı; bir yellow yelloz...