14.BÖLÜM

196 25 7
                                    


NAZLI

Kapıyı açmak için kolumu uzattığım anda Anıl birden kolumu sertçe tutup beni kendine doğru çekti. Yönümü ona doğru çevirip "ne var" dercesine baktım.
"Kıskandın dimi?" dedi gülerek. Dudaklarımın sinirden titremesini gizlemeye çalışarak. "Ben ve Kıskanmak? Ahaha komiksin Anıl" dedim ve kolunu elimden itip kapıyı açtım.
Hacer teyzenin hazırladığı enfes kahvaltıyı Gözdelerdeki kahvaltıya değişmem bu masada hersey organik ve anne eli değdiği belli. Birden aklıma annem geldi. Annemle en son dün sabah konuştuk keyfi yerinde idi. Bu durum beni mutlu etti. Ailesi ile buzları eritmesine çok sevindim.Onu gerçekten çok özlüyorum.
"Anne demin bahçede bi kedi bulduk sonra mahallede annesini aradım. Birden karşıma Aslı çıktı. Kedi onlarınmış. Çok büyümüş maşallah tanıyamadım." dedi yan yan gülerek.
"Büyüdü ya, Serpildi maşallah bide hamarat ki sorma oğlum, geçen bi sarma sarmış bu serçe parmağım kadar, bide temiz ki sorma hergün temizlik yapıyo hemde tek başına tam bir ev kızı oğlum" dedi iç çekerek. Anıl annesinin bakışına karşılık güldü.
Ben ise elime çatalı almış onları izliyordum. Ağzımdaki lokmayı bile ciğnemeyi bıraktım. İştah felan kalmadı.
"Akşam oturmaya mı gitsek gelin mutlaka bekliyoruz" dedi hem bize de degisiklik olur Nazlı da gezmiş olur" , "Olur oğlum çok güzel olur, Nazlı kızımla da arkadaş olurlar" dedi Hacer teyze çenemden tutup beni küçük bi kız çocuğu gibi severek.
Hiç birşey söyleyemeden Anıl masadan kalktı ve "çok heyecanladım acaba ne giysem, giycek hiçbişeyim yok" dedi kızları taklit ederek😂.
Onun bu taklidine karşı beni bi gülmek aldı. Masada 3ümüzde gülüyorduk. Ama Üzgündüm de.
Öğleden sonraki ders için giyinecek kıyafet yanıma almadığım için eve gitmek zorundaydım. Anıl ile yola çıktık. Aslıların evinden geçerken Anıl üzerini toplar gibi yaptı. Biliyorum ki hepsini bana inat yapıyor. Bizim kapıdan geçtiğimizi Sezer gibi Aslı da birden kapıda belirdi. Anıl onu kapıda görünce durdu ve selam verdi. İstersen sana eşlik edelim dedi. Aslının da hazır yeri hemen kabul etti. Kız tam bir gıcıklık abidesi ve ukala. Anıl ortamıza girdi ve Aslıyı pazara kadar bıraktık. Yol boyunca gözüm Anılın üzerinde idi. Bana inat olsun diye kızla şakalaşıyordu. Kız da her dediğine gülüyor felan bildiginiz cinlerim tepeme çıktı ama bişeyde diyemiyorum sen kimsin derler adama.
Kıza aksama onlara misafirliğe geleceğimizi de söyledik ve yola devam ettik. Yaklaşık 20 dakikaya da eve geldik. Apartmanda attığım her adım bana o günü hatırlattı sanki hâlâ evdelermiş gibi korkuyorum. Kapıyı dün tamir ettirdik çok şükür bi sorun yok şimdilik ama bunlar yine biyerlerden çıkar diye korkuyorum. Bir yandan da benden ne istediklerini çok merak ediyorum.
Kapıdan girdik etraf hâlâ darma dağınıktı. Anıl eline süpürge aldı ve ben giyinene kadar etrafı süpürüp topladı. Küçük bir valiz hazırladım. Odadan çıkınca herseyin toplandığını gördüm "Sana ne kadar teşekkür etsem az, borçluyum asla unutamam" dedim. "Borcunu ilerde ödersin dert etme" dedi ve yüzüme gelen saçımı kulağımın arkasına koydu.
Valizi Anıl aldı ve kapıyı kilitleyip asansöre bindik. Valizi hemen eve koyduktan sonra da okul için yola çıktık. Yaklaşık yarım saat sonra da okula geldik. Tam yanından gidip okula gideceğim sırada kolumdan tuttu. "Ara Tolga gelsin seni almaya" dedi. "Çocuk değilim burası güvenli burası okul" dedim sakin görünmeye çalışarak. "Nazlı!" dedi ciddi bir sesle. Telefonu elime alıp Tolgayı aradım okulda olduğu için hemen yanımıza geldi. Tolga Anıl'ı görünce birden tanıyamadı. Tolga ile el sıkışıp "Nazlı sana emanet olanları sana anlatır, gidin şimdi bi durum olursa direk beni arayın" dedi ve bizi gönderdi.
Güvenlikten geçerken sürekli ona baktım ondan uzaklaşmak istemiyorum. Sanki ondan uzaklaşınca onu kaybedicem gibi korkuyorum. Ben gidinceye kadar orda bekledi ve bana el salladı.
Tolga ya olayları kısaca anlattım ve Gözdeyede söylememesi için rica ettim. Tolga herzamanki gibi anlayışla karşıladı.
Ana kapıdan girerken yine biri omzuma çarptı. Yavuzu görünce her ikimizde güldük. Selamlaşıp el sıkıştık. Kütüphaneye gitmeyip çay içmek için kantine gittik.
Yavuz bu üniversitenin en büyük bağışçılarindan olduğu için her istediği zaman girip çıkabiliyor. Zenginlik her kapıyı açar bilirsiniz.
"Son günlerde çok yoğunsun herhalde Nazlı" dedi şaka ile karışık konuşarak. "Bi türlü mesajlarıma dönmedin" dedi. "Dersler ve özel durumlar" dedim önüme bakarak. "Ne gibi özel durumlar?" dedi ilgili birsekilde. "Anneannem rahatsızlandı annemde yanına gitti o sebeple de Anıllarda kalıyorum ve onları özlüyorum ders çalışıyorum felan vaktim olmuyo" dedim. Anlayışla kafa salladı.
"Yardımcı olabileceğim bişey olursa hemen haber ver. Her türlü yardımı yaparım" dedi. Başımla onayladım.
"Son zamanlarda ben de firmamızın yeni şubelerinin açılışlarıyla ilgileniyorum, hayat gerçekten çok sıkıcı yoruldum ve uzun bir tatile ihtiyacım var. Üniversiteden döndükten sonra işler hemen üzerime yıkıldı. Bunaldım ve birileriyle dertleşmeye ihtiyacım var" dedi. Tolga omzuna dokunup "bizi her zaman dostların olarak görebilirsin abi, her derdini dinleriz hepimizin çok derdi var" dedi bana bakıp onay bekleyerek. Kollarımı kenetleyip onları dinliyor gibiydim ama aklım Anıl'a uçmuştu.
"Aslında burda güvenilir pek dostum yok sizin sınavlardan sonra tatile mi çıksak" dedi Yavuz. Tolga'da büyük bir sevinçle "Ağzından bal damlıyo abi" dedi. Her ikisi de bana bakıp ne diyeceğimi düşündüler. "Benim içinde iyi olur ama annem ne der bilemiyorum izinsiz bişey diyemem" dedim. Tolga "Offf Nazli" dedi Yavuz ise bende takılı kalmıştı. Yüzüme uzun süre ifadesiz şekilde baktı. "Senin gibisi kaldı mı Nazlı" dedi. Ne diyeceğimi bilemeyerek baktım. Tolga kahkaha ile "Nazlı gibisi yok o numunelik" dedi boş boğazliğiyla.
Birden yanımıza Gözde geldi. Hepimizi öptü ve Yavuzun karşısına oturdu. Yavuz onunla ilgilenmiyordu ve sürekli bana bakışlarını yakalıyordum bu durum aşırı rahatsızlık veriyordu ama Kibarlık gereği bakışlarına tebessümle karşılık veriyorum.
"Tatile gidiyoruz Gözdecim" dedi Tolga. "Ne tatili?" dedi Gözde merakla. Ne tatili karar vermedik ama "Sen,Ben,Yavuz abi,Nazlı ve Yasemin" dedi Tolga. "Yasemin gelir mi bilmem" dedi Yavuz.Tolga bozulsa da belli etmemeye çalışarak başını öne eğdi. Gözde bu haberi alınca süper "Kesin gidiyoruz" dedi. Yavuz ona bakıp göz devirdi. "Kesin değil, Nazlı gelirse" dedi Yavuz kesin ve kararlı bir ses tonunda. Gözde bu duruma bozuldu ve bana dikdik bakmaya başladı.
Gözdenin bu erkek görünce oluşan şımarık tavirlarindan artık sıkılmıştım. Onu seviyordum ama böylesine şımarık ve emri vaki hareketleri insanlara tepeden bakması beni rahatsız etmeye başladı.
Gözdenin bakışlarından gözlerimi kaçırmayıp meydan okurcasına baktım. Tolga aramızda ki gerginliği anladı ve "İzin Alırız Kübra abladan sıkıntı olmaz" dedi.
Bi süre daha oturduk ve Gözde,Yavuz,Tolga iş konuşmalarını aile konuşmalarını dinlemek zorunda kaldım. Bu ortam beni gerçekten sıkıyordu. Buraya ait değildim. Bu bölüme isteyerek girdim ama hiçbişey zevk vermez mutlu etmez oldu buraya zorla geliyorum. Zenginlik bana tiksinç birsey gibi görünür oldu. Ben Anıl ile şereflendirilen zenginliğim ile şenim.
Birden onların konuşmasını bölercesine masadan kalktım. Kütüphaneye gidecegimi söyleyip ilerledim. Birden biri arkamdan koşarak geldi. Yanımdaki kişinin Tolga olmasını düşünürken Yavuz olduğunu görünce "bi derdin var ve ortak olmak istiyorum Nazlı" dedi. Durdum ve ona döndüm "inanın çok mutluyum" dedim ama yüzümde mutluluğa dair kırıntı dahi yoktu.
"Seni tanımak istiyorum Nazlı izin ver" dedi bağırarak. Etrafıma bakınıp kimse duydumu diye şüphelendim kimse duymuş gibi değildi ama kantindeki masalardan bize bakan Gözde ve Tolgaya gözüm takıldı.
"Şşş Napyosun lütfen bağırma. Beni zaten tanıyorsunuz" dedim. "Yeterli Değil Nazlı ben seni gerçekten merak ediyorum hep seni görmek ve iyi olduğunu bilmek istiyorum" dedi. Biri benim iyiliğimi düşünüyor hayret bu sadece Anıl a özgü bi durum kimse beni merak etmesin umrumda değil.
Mesajlarına cevap vericem söz şimdi gitmeliyim dedim ve Kütüphaneye gidip kitap bulup bir süre onun üzerinde çalıştım. Bir süre sonra aklım kitabı almadı. Kitabın çıkışını alıp kütüphaneden çıktım. Tolgaya mesaj atıp eve gidecegimi söyledim.
Üniversiteden çıkıp taksi aramaya başladım. Ben taksi beklerken birden üzerime simsiyah filmle kaplı bir araba geldi. Araba son surat bana doğru geliyordu. Firenleri bozulmuş gibi gelen araçtan kaçacak hicbiryer yoktu. Öylece durup aracın gelişini izledim. Birden biri kolumdan tutup beni yere yatırdı. Ne olduğunu anlayamadım ve yerde nefes nefese beklemeye başladım. .

İyi geceler💙Okuyunca lütfen yıldıza basın sonra bozuluyorum he😒😝. Anıl Karakterinin fotoğraflarını değiştirdim bu daha iyi oldu. Karakterler hakkında sizin yorumlarınız neler? 😉

GÜÇLÜ OLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin