Yağmur

701 151 51
                                    


Bir insan hayatınızı ne kadar değiştirebilir ? Kaç sefer kendinizi kaybedip onu bulmayı denediniz ? Hiç bir çift gözde mahkum gibi hissettiniz mi ? Evet ben bunları milyonlarca kez yaptım.Değmedi ama pişman değildim hatta bile bile yaptığım en güzel hataydı.

19 Kasım 2008

-Seninki dışarıda yağmura aldırmadan oturuyor tuhaf bir çocuk  gerçekten bu çocukta ne bulduğunu bir türlü anlayamıyorum ki ? dedi Miray emin bir şekilde. Ve işin garibi bir nevi sorduğu soru kendimi sorgulamama sebebiyet vermişti.Ne buluyordum onda ?Belki de cevap veremediğim bu soru tüm hislerimin anahtarıydı. Kalbimin gizemli kapısı kilitli ama anahtar bir kişide vardı gibi.İşte o kişi hislerimin kapılarını açtığında neden sen diye sorgulamıyordum. Neyse kendi kendimi sorgularken hareketlenip toparlanmaya başladım. : ''Ay benimki falan değil canım söyleme böyle şeyler rahatsız oluyorum bak '' dedim kendimi kandırdığımı farketmem saniyeleri mi almadı.

Kendimi kandırdığım yetmiyormuş gibi bir de çevremi kandırıyordum ya da öyle sanıyordum. Benden başka herkes kabul etmişti aslında seninki diye bahsederken , sanırım sadece ben kendime itiraf edemiyordum.Bir yanlış vardı içimde ama ben tüm doğrularımı yakmak istiyordum. Olmayan bir şey vardı ama oldururum diyordum. Ne söylesem bir fazlası,koşsam iki fazlası,ne yapsam ve ne yapamazsam hep fazlası. Doğruyu söylemek gerekirse şu an montla içeride oturuyorum ama onun dışarıda olması beni üşütüyordu. İçimi ancak yazarak ifade edebilirdim. Kendime anlatamadığım cevap bulamadığım şeyleri başkasına nasıl anlatırdım ? Hem bu kadar yakın hem bu kadar uzak. Bulutlar gibi mesela yakın,görebiliyorsun bir zıplayıversen gökyüzüne başın değecekmiş gibi göklere. Öyle hissediyorsun çünkü ama yanılıyorsun aslında çok uzaksın.

Çok düşünüyorum sanırım . Sınırı olmuyor düşüncelerimin.İnsan her şeyden kaçıyor ama kendinden kaçamıyor bir türlü . Kapatamıyorsun beynini ah diyorsun olsa bir tuşu, bir fişi çekip kurtarırsam kendimi . Olmuyor ama yatsan kalksan otursan koşsan dursan hep seninle. Sen hep seninlesin. 

''Asmin ! Hadi elindeki kitabı bırak da bir çay alalım içimiz ısınsın. Hem sana anlatacaklarım var .'' dedi heyecanlı bir şekilde. Kafam dağılsın diye :'' Gidelim bakalım anlat bugün hangisi hayallerindeki çocuk Miray ? dedim dalga geçerek. En yakınını bile bazen anlayamıyorsun . Sevgili değiştirdiği yetmiyor gibi hayalleride günlük olarak değişiyordu . Bense ancak lise hayatımı bir kişiye harcayıp durdum orası ayrı.

'' Kes zevzekliği de dinle bak şimdi neler oldu . Okuldan çıktım eve giderken ... '' diye konuşmaya başladı koluma girerek. Bla bla bla . Aynı şeyler ama farkı kişi değişikliğinden bıkmış mıydım ? Sanırım evet . Kendi kendime arkadaşımın arkasından fazla konuşt...

'' Ayy ya inanmıyorum ! Yavaş olsana biraz yere yapışıyordum az kalsın .'' dedim çığlık atarcasına.

'' Görmeden oldu bir anda ne diye çıktın karşıma '' dedi karşımdaki iri yarı bana çarpan suratsız bir çocuk. Sinirlenerek devam ettim söylenmeye : '' Yahu merdivenden düşüyordum insan bir özür diler ''dedim kendimce adalet sağlamaya çalışırken kolumun acını hissediyordum .

'' Yanlışlıkla oldu dedik ya çekil şuradan zaten elim yandı çaydan '' dedi üstünü temizlemeye çalışarak gitti yukarıya .İnanmıyorum yani hem çarpıp hem de ittirmesi sinir olmama yetecek düzeydeydi . Yanımdaki insanların arasında Yankı 'nın olması ayrı bir rezillikti .

'' Asmin sakin ol gel bir lavaboya çıkalım ay ne güzel de anlatıyordum yarım kaldı ''diye söylendi Miray . O da kendi derdindeydi bense Yankı'nın o bakışlarında. Dünya çarpsa bana umurumda olur muydu şimdi ? Neyse elimizi yüzümüzü yıkadık . Sakinleşip derse girdim zaten son dersti.Çıkışta Mirayla yürüdük her zaman ki gibi. Uzun uzun bakıyordum yollara . Yollarım bitmez sokaklarım çıkmaz düşüncelerim ölmez içimde. Hele şu havalar tam benlik . Ağlasan yağmurda belli olmaz . Kanıma kadar işlerdi belki yağmur ama sadece içimin korlarını söndüremezdi yağmurlarım. Ama telaşlanmaya gerek yok gün doğardı elbelt ben yine küllerimden tekrar yanardım . Alıştım ben , bir insana dokunamadan bakışları dokunuyordu işte hissediyordum . Bugünde öyle olmuştu . Yankı'nın bakışı işlemişti içime . O soğukluğu içimi ısıtıyordu . O umursamayışı kendimi önemsiz hissetmeme yetiyordu. Eve vardığımda üstümdeki ıslaklığımı değiştirip kendimi hemen yazmaya attım . Açtım günlüğümü bir bir anlatım . Kendi kendime konuştuğum her şeyi beyaz kağıtlara yazardım hatta yazdıkça kararırdı sayfalarım . Aklıma sahip çıkamadığım günler hep böyle olurum . Ha bide yağmurlu günlerde . Kaktım oturduğum yerden penceremden dışarı baktım . Yağmur hızlanmıştı ve yağan her damla içime düşüyordu. İçime düşen her damla kor olup alevleniyordu içimde . Tıpkı bu içimdeki yanan aşk gibi ya içim yandıkça ona zarar verecektim ya da ben yanacaktım . Sahi siz olsanız hangisini seçerdiniz ?

İçimin YankısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin