"Luke...Luke gerçekten göründüğü gibi değil"
Luke hem hayal kırıklığına uğramış hem de kalbi kırılmış gibi duruyordu. "Bence gayet göründüğü gibi Raven. Arkandan hızla çıkıyorum ve seni başka bir erkeğin kollarında görüyorum. Başka bir açıklaması olabilir mi?"
Evan "Kıza yüklenme dostum, belli ki kalbi kırılmış ve sığınacak birini arıyor sadece." dedi onu sakinleştirmeye çalışarak. Luke kızgınlıkla "Bu sana düşmez!" diye bağırdı. "Luke lütfen dinle beni lütfen"Luke başını sallayıp "Dinlemek istemiyorum" dedi ve acıyla bana bakıp gitti. Arkasından "Luke!" diye bağırdım ve daha da şiddetli ağlamaya başladım. Arkasına bile bakmadı. Beni öylece bırakmıştı. Ne olduğunu bilmeden, anlatmama izin vermeden beni suçlu tutup öylece gitmişti. Evan omzuma dokunup "Bak Raven" dedi. "Neden ağlayarak geldiğini, onun kim olduğunu bilmiyorum ama benim için tek önemli olan şuan senin gerçekten mutsuz olman. Bana hiç açıklama yapmana gerek yok tamam mı? Kendini lütfen daha fazla üzme. Gel biraz rahatlatalım seni."
Göz yaşlarımı silip Evan'a bakıp "Peki" dedim. Her zaman çok anlayışlı bir insan olmuştu. Durum ne olursa olsun, ben haksız olsam bile nedenini sormaz sadece beni mutlu etmeye çalışırdı. Ona minnettardım.
Evan acı acı gülümseyip "Göl tarafına gidelim ne dersin? Eminim açık hava moralini hemen yerine getirir" dedi. Koluna girip "Olur" dedim. Yol boyunca ağzımı açmadım. Hala yaşananları düşünüyordum. Luke'un böyle tepki vermesini hiç beklemezdim. Neden bana böyle davranmıştı?
Geldiğimizde göle en yakın banka oturduk. Evan gülümseyip "Eskiden kelebeklerden nasıl da korkardın hatırlıyor musun? Nerede görsen ya arkama saklanır ya da koşmaya başlardın." dedi. Biraz gölü izledikten sonra bana bakıp "Şöyle bir bakıyorum da, birlikte o kadar çok şey yaşadık ki ömrüm boyunca unutamayacağım." dedi. Bende ona baktım ve istemsizce gülümsedim. Engel olamamıştım. Evan birden "Şu kelebek olayını hallettin değil mi?" dedi. "N-neden?"
Evan dudağını ısırıp "Göl kenarında kelebekten bol bir şey yoktur" dedi. Jet hızında ayağa kalkıp koşmaya başladım. Arkama bile bakmıyordum. Tek amacım oradan çıkmaktı. Biraz sonra Evan kolumdan tutup beni durdurdu ve "Sakin ol çoktan çıktık oradan" dedi.
Nefes nefese kalmıştım. Şaşkın ve korkulu gözlerle ona bakıp "Sonunda" dedim. Evan birden gülmeye başladı. "Yangın çıksa bu kadar hızlı koşmazsın melek. Gerçekten hiç değişmemişsin"
Omzuna vurup "Sende eskisi gibi çok gıcıksın Evan Rogers" dedim. "İşte klasiklerden bir tane daha. Eğer baş kahramanımız güzel Raven Parker, zavallı Evan'ı azarlayacaksa soyadını kullanır. Yanlış mıyım bayan?"
"Beni çok iyi tanıyorsunuz bayım"
Birden Evan bana sıkı sıkı sarıldı. İç geçirdi ve "Senin gibi bir kızı nasıl üzebiliyorlar anlamıyorum" diye mırıldandı. Elleri hala belimdeyken yüzüne bakıp "Kelebekleri nasıl hatırladın?" diye sordum. "Daha çok şey hatırlıyorum Raven. Senin hakkındaki şeyleri unutmak çok zor"
Birbirimize bakarken birden arkamdan birinin "Raven! Raven!" diye bağırdığını duydum. Ayrılıp arkama baktım. Piper hem adımı bağırarak hem de hızla koşarak bana doğru geliyordu. Yanıma gelince durup koluma tutundu. Nefes nefeseydi, zor konuşuyordu. "Deli gibi seni arıyordum" .Durdu ve nefes aldı. "Bütün kampı koştum, sonunda buldum seni" dedi ve sarıldı. Nefesi düzene girmişti. "İyisin değil mi? Önce odana gidiyim dedim. Yolda Luke'u gördüm nerede olduğunu sordum ama hiçbir şey demeden hızla gitti. Neler oluyor Raven?"
Gözümden birkaç damla yaş akarken "Çıktığımda Evan'ı gördüm. Korkup utanmıştım, sarıldım. Sonra Luke geldi, ağzımı açmama bile izin vermeden bir şeyler söyledi. Her şeyi çok yanlış anladı, doğruyu öğrenmek bile istemedi. Çekip gitti. Sakinleşmem içinde Evan beni buraya getirdi." dedi. Evan elini uzatıp "Merhaba" dedi. Piper elini sıktı ve gülümsedi.
"Raven'ın-"
"Biliyorum biliyorum. Yedi yıllık arkadaşısın. Evan Rogers, hakkında her şeyi biliyorum"Evan gözlerini kısıp bana baktı. "Tanıştığımız gece gereğinden fazla konuşmuş olabiliriz"
Evan gülüp "Öyle olsun bakalım" dedi ve saatine baktı. "Gerçekten yanında kalabilmeyi çok isterdim ama dersim var çok üzgünüm. Şimdi git ve dinlen tamam mı dersim bittiğinde yanına geleceğim."
Kısaca sarılıp kulağıma "Unutma kimse senden önemli değil" dedi ve Piper'a da "Görüşürüz" dedikten sonra hızlı adımlarla gitti.
Piper "Bu gece bende kal, Luke'la konuşacağım. Belki bir yararı olur. Gidelim mi?" dedi. "Peki"
Gülümsedi ve kol kola girip odasının yolunu tuttuk. Bir kere daha Piper gibi biriyle tanıştığım için ne kadar şanslı olduğumu düşündüm. Evan içinde bu geçerliydi. O olmasa şuan bir köşede hala ağlıyordum her halde. Odaya girdiğimizde kendimi yatağa atıp gözlerimi bir süreliğine kapadım. Piper "Dramatikliği bırak artık Parker" dedi ve üstüme bir yastık attı. Gülüp yastığı ona geri attım. Yatağa oturup "Kendimi bir şekilde toparlayacağım Pipes" dedim.
Piper göz kırpıp gitarını eline aldı ve "Piper Carter'dan güzel bir dinletiye hazır mısın bakalım?" dedi. "Göster bakalım hünerlerini."
...
Yatağın üstünde dans ederken bir yandan da elimdeki tarakla şarkıya eşlik ediyordum. İkimizde eğeleniyorduk. Piper gerçekten beni rahatlatmıştı. Birden kapı çalınınca Piper çalmayı bırakıp ayağa kalktı. Bende yere indim ve üstüme çeki düzen verdim. Piper kapıyı açınca Evan'ı gördüm. Bize gülümseyerek bakıp "Bende eğelenceye katılabilir miyim kızlar?" dedi. Piper "Hemen gel!" diye bağırdı. Evan içeri girip arkasından kapıyı kapadı. "Sesiniz metrelerce geriden duyuluyordu"
"Burada olduğumuzu neren bildin bakalım?" diye sordum. Evan sırıtıp "Onu arkadaşına sor" dedi. Piper kısaca sarılıp "Her şeyi senin için yaptım Raven" dedi. "Sen yatakta yatarken telefonunu alıp ona mesaj attım. İyi olmamış mı ama!" dedi. "Seni gidi cadı" diyip güldüm. Piper neşeyle "Eee hangi filmi izliyoruz gençler?" dedi. "Film mi izliyoruz?"
Evan "Tabii ki de Leon. Raven o film için ölür" dedi. Hayretle ona bakıp "Bakıyorum da hafıza gerçekten iyiymiş bay Rogers" dedim. Evan sırıtıp "Beni hafife almayın bayan Parker" dedi. Piper çoktan cd yi almıştı. "Oturun bakalım. Başlıyoruuz!"
...
Film bittiğinde Evan ışıkları açıp yüzüme baktı ve "Kaçıncı izleyişin bu Raven. Sekiz?" diye sordu. "Sekiz." diye onayladım. "Ve hala izlemeyede varım. Piper esneyip "Tanrım, çok geç olmuş." dedi. Evan'da başıyla onaylayıp "Gitsem iyi olur.İyi geceler kızlar" dedi. Kapıyı açıp tam çıkacakken yerimden kalkıp hızla yanına gittim ve sıkı sıkı sarıldım. "Çok çok çok teşekkür ederim."
Evan "Bir şey değil meleğim, herzaman" dedi. Ayrıldığımızda el sallayıp odasının yolunu tuttu. Bende içeri girip kapıyı kapadım. Piper "Yoksa bir aşk yeniden mi alevleniyor! Şok şok şok!" dedi spikerler gibi. "Kafam çok karışık"
Piper perdeleri kapattı ve ikimizde yataklara yattık. "Sakın aklını daha fazla kurcalama. Yarın güzelce düşünüp ne yapacağımıza bakarız. Unutma Raven, yeni bir gün yeni bir umut"
İç geçirip bende "Yeni gün, yeni umut" diye tekrar ettim ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.
-Devam Edecek-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnız Başına
Teen FictionHiç kimseyle anlaşamayan. Kendinden başka kimsesi olmayan Raven hayata küsmüştü. Kimse ona adıyla seslenmezdi, sadece asosyal derlerdi. Hep alay konusu olur, hakaret edilirdi. Tek kaçışı oyunlarıydı, interneyti. Orda çokta tanımadığı birsürü arkadaş...