Akasya

247 103 7
                                    

'' Bir gün tekrardan buluşacağız Akasya'm'

21 Kasım 2008

Sabah o derin uykumdan ancak annem ve babamın bağırış çağırışlarıyla uyanabilirdim.Gerçi alışkınım .Çocukluktan beri mutlu bir ailem olmadı . Berdevam bir şekilde  bu durum devam ederdi .Bende bağırırdım kimse duymazdı. Susa susa avaz avaz bağırırdım , sesim bile çıkmazdı . Mesela annem fazla sessizdi , her şeyi kabul etmiş gibi , her şeye katlanır gibi , çok yük taşıyıp da altında ezilmemek için direnir gibiydi . Bu hali beni her zaman güçlü yapmıştı. Babama gelecek olursak her zaman iş sahibi yoğun eve zor gelen hep meşgul olan bir adam işte. Annemle sürekli bu yoğunluktan tartışırlardı. Her zaman babamın işleri bizden önemli olmuştu . Babamın bu hali beni her zaman yaralamıştı. Bana çok soğuktu nedendi bilmiyorum ama başımı bile okşadığını hatırlamam. Babamın eksikliği içimde dolu olan her şeyi boş yapmıştı . Her  sabah olduğu gibi üstümü değiştirip aşağıya indim .

 Annem ağlıyor bir şekilde yukarıya çıktı . Çok içim acımadı aslında çünkü bu sahneleri milyon defa görmüştüm . Mutfağa geçip babamın yanına gittim.  İçimde fırtına kopsa bile ufak bir esinti varmış gibi sakin bir şekilde : '' Annem neden ağlıyor baba '' dedim . Elindeki çayı masayı bırakarak yüzüme bakmadan cevap verdi : '' Her zaman ki annen işte sen çok soru sorma '' deyip ayağa kalktı. Saçını , kırmızı kravatını düzeltip ceketini aldı . '' Yine işlerin bizden daha önemli değil mi? Annem içeride ağlıyor bile olsa dünya başımıza yıkılsa içimizdeki fırtınaları göremeyecek kadar yoğunsun değil mi baba ? Her sabah güneşimizi alıp karanlıklara terk ettiğin kışları yaşattığın bu evde baharlarını alıp gitmen çok acımasızca değil mi sence de ? ''

 Gözümden bir damla bile yaş akmıyordu o kadar dolmuştum ki..Babam sadece elindeki ceketiyle kapıdan çıkmaya yeltenmiş bir şekilde durduğu yerden sadece suratıma baktı . Sadece baktı ve kapıyı açıp çekip gitti . Yine arkada kalan bendim  . İkinci terk edilişim ikinci sorularıma cevap bulamadığım bir sahne daha yaşıyordum . Babamda gitti o zaten her zaman giderdi ben öylece arkasından bakardım . Babalar kızların hep kahramanı olur derler babam benim kaybedişlerim kayboluşlarımdı. İkinci sevdiğim adam Yankı'ydı . O da öylece bırakıp gitti oda benim hep yenilişlerimdi . Alıştım demek çok zor ama alıştım. Şimdi ne yapmalı ? Kim nasıl sarsın yaralarımı. Kabuk bile bağlamıyor yaralarım kanayıp duruyor sürekli. 

                                        '' Bir gün tekrardan o yaralarını saracağım Akasya'm''

Babam gittikten sonra o ahmak halimden kendime gelerek annemin yanına gittim . Odası kilitliydi . Çok zorlamadım . Zor bela : '' Anne iyi misin ses ver !'' dedim . Annem belli ki ağlamayı keserek : '' İyiyim merak etme biraz yalnız kalmaya ihtiyacım var '' dedi . Fazla ısrara gerek yoktu , insanlar hep yalnızdır zaten . Odama çıkıp çantamı aldım . Sevdiğim kitapları alıp dışarı çıktım . Her zaman ki gibi köşe başındaki Akasya ağacımın yanında buldum kendimi. İnsan nasıl olur da bu kadar yalnız hissederdi kendini ? O kadar kalabalık içinde nasıl kaybolurdu insan ? Nasıl olur da bir insan değilde bir ağaç bir kitap dinlerdi anlardı tüm dertleri ? Gözlerimi  kapatıp ağacın dallarında sallanırken buldum kendimi . Böylesi beni hep  huzurlu hissettirirdi .

'' Bir gün tekrardan o ağaca salıncaklar kuracağım Akasya'm ''

İçimin YankısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin