Balo

230 96 11
                                    

Yıllar sonra onu ilk defa görüştüm . Bakışları hiç değişmemişti . Hala ilk gün gibi .. Hala ilk gün gibi aşıktım .

12.06.2009

Bu sefer alarm çalmadan uyanmıştım .Güzel güneşli bir gündü . Yazın ilk ışıkları penceremden içeri girip üzerimdeki tüm kıştan kalma yüklerimi alıyordu . Yatağımdaki mavi çarşafı ittirip pencereye doğru gittim. O kadar doluydu ki zihnim sadece düşünmek istedim . Aradan 8 aya yakın bir süre geçmişti. Düşündüğüm tek şey bunlar benim hikayem değildi . Çok bir şey istememiştim hayal ettiğim olmasını istediğim bu hayat benim değildi. Mirayla o günden sonra pek konuşmadık . Hiçbir açıklama yapmadan başka okula yazıldı buradan da taşındılar zaten. En büyük darbe ondan gelmişti bana . Tüm çocukluğum tüm hayatımı boşuna yaşamışım gibi hissettim . Öyle dolmuşum ki nefes almak istesem çıkmayacaktı bile nefesim . Öyle donup kalmıştım ki damarı kesseler akmayacaktı kanım. Benim için kapanmıştı bu konu . Yankı konusuna gelecek olursak arada selamlaşma evresine geçebilmiştik ama yine soğuktu uzaktı. Neden kaçıyordu ? Niye sevemiyordu beni ? Gözlerinin içine baktığımdaki o alevleri görebiliyordu biliyordum onu sevdiğimi ondan gidemediğimi ondan başkasını göremediğimi yanımdan geçerken bile ciğerimi delip geçen kokusundan nefes alamadığımı ufak bir tebessümünde bile baharlar açtığını kanayan her yerimde kışlarımda baharlarım olduğunu ayazlarımda içimi ısıttığını gözlerine bakarken kalbine esir olduğumu biliyordu . Beni bizi biliyordu . Neydi bu acı neden ne için bir gelse ben çoktan hazır bekliyordum onu . Ellerimi yumruk yaparak hafif hafif duvara vurdum . O burada olsa tam kalbinin ortasına vurup 'Neden yokum burada ' diye ağlayıp defalarca vurmak isterdim

Bu ruh halimden silkelenip odamdan dışarı çıktım . İlk anneme baktım odasında yoktu . Yan taraftaki babamın odasına baktım kilitliydi. Demek ki evde yoktu ya da çok yoğun olduğu için kilitlemişti . Orası zaten hep kilitli olurdu. Hiçbirimiz giremezdik içeri öyle . Çalışma odasına girilmesini sevmezdi babam . Gerçi o içinde bulunduğumuz hiçbir şeyi sevmediği galiba orası ayrı bir durum . Merdivenlerden aşağıya indim . Annem mutfaktaydı. Bugün mutlu gördüm onu . Gerçi annem beni gördüğü her zaman gülerdi . Tek sığındı liman bendim biliyordum . O yüzden hiç fırtınalarımı göstermezdim ona sığınır kalırdı içimde . ''Günaydın kızım benim gel otur kahvaltı hazırladım '' dedi gülerek. Gülerken gözlerinin altındaki çizgiler hemen farkedilirdi. Oturdum masaya . Biraz sohbet ettik .'' Bugün mezuniyet balon var gitmeyecek misin anneciğim '' dedi meraklı bir şekilde. '' Yok anne gitmeyi düşünmüyorum '' gidesimde yoktu gerçekten. '' Gitseydin kızım iyi olurdu kafan dağılırdı biraz '' dedi fikrimi değiştirmek için . '' Sen iyiysen benim kafam çoktan dağılır zaten annem '' dedim kalkıp sarılarak. Beni tek seven annemdi biliyordum . Sevgisine güvenebildiğim beni düşünen tek kişiydi . Belki bu sabah pencereye önündeki ruh halimden midir bilemem ama bugün normalden duygusaldım. Kahvaltıdan kalkıp biraz hava almak için kapıyı açtım . Kapıyı açar açmaz bir kağıt düştü önüme. ''Bugün baloya gel ''

İçimde değişik bir duygu vardı . Ne olacağını bilmiyordum ama iyi şeyler geçiyordu içimden . İlk defa bugün kurallarımı atıp kafama göre takılmak istemiştim . Akşama doğru siyah abartısız elbisemi giydim. Kahverengi saçlarımı hafif dağınık bir şekilde topladım. El çantamı da alıp baloya gitmeye karar vermiştim . Bir anda nasıl olduysa oldu işte . Annem durumu anlamayıp bir yandan gitmeme sevinmişti . Balo saatinde taksi çağırıp balo yerine gittim .

Sakladım gözlerimi
Sustum hep sözlerimi

Baloda tüm okul resmen buradaydı. Tanıdık kimseler aradı gözlerim. Birkaç kişiyle selamlaşıp bizim sınıftakilerin yanına gittim . Miray 'dan sonra Rüyayla daha yakındım . Onun yanına oturdum. İki üç sohbet derken gözlerim Yankı yı aradı. Ama göremiyordum hiçbir yerde . Neredeyse tüm okuldaki kişileri saydım bir tek onu göremiyordum . Moralim dehşet bozulmuştu. İçimden geçen iyi olacak dediğim duyguma lanet olsun. Belki görürüm diye biraz daha bekleyip gidecektim . Saat baya ilerlemişti. Hala ortalıkta yoktu. Hem sinirli hem üzgün bir şekilde kalkmak istedim . Rüya tutup ''Hiçbir yere gitmiyorsun bak daha çok eğleneceğiz'' dedi tabi bunu söylerken karşımda göbek atıyordu , kendisi çok eğleniyordu ona eminim ama ben eğlenemiyordum . Biraz daha durup tam kalkıp çıkışa doğru giderken bir anda ışıklar söndü . Herkes ne olduğunu anlamaya çalıştı . Bende etrafımı görmeye çalışırken bir el tuttu beni. Tuttu ve sert bir şekilde kendine çekti . Ne olduğunu anlayamıyordum ama kendime engel olamıyordum . Kendine doğru çektikçe o beynimi dağıtan koku geldi burnuma . Her nefes alışımda kokladığım hayat bulduğum bir kokuydu bu . Çok tanıdıktı çok yakındı. Nefesini boynumda hissediyordum . Nefesini verdikçe nefes alamıyordum . Dans ettikçe baş edemiyordum bu duygularımla. Elleri elime değdikçe tüm şimşekler içime çakıyordu . Elleri kokusu nefesi ayrı bir şiirdi. Şuan burada ölsem umurumda olmazdı hiçbir şey . Kulağıma doğru eğilip '' Bir arada olabilmek ne mümkün. Bir arada kalabilmek imkansız'' dedi . Bu duyduğum en güzel sesti . Bu beni ben yapan içimdeki sesti. Ne söylediği umurumda değildi . Bu Yankı'ydı. İçimdeki yangınımdı.Biliyordum bu ona ilk yenilişlerim değildi . Sonra bir anda ellerimi bırakıp avucuma bir kağıt bıraktı gitti. Saniyeler sonra ışıklar açıldı . Elime baktığımda beyaz bir kağıt çevreme baktığımda insanlar vardı . Ve şuan duyduğum tek şey bir şarkıydı .

Ben sende tutuklu kaldım

Kendi hayatımdan çaldım ...

Her şey bir rüya mıydı ? Yoksa bu bir tutsaklık mı ? Kaçış mı kaybediş mi tekrar kavuşma mı ? Sahiden neydi bu ?

''Bir gün geldi ki benim tutsaklığım demir parmaklıklar değildi benim tutuklu kaldığım tek yer senin gözlerindi Akasya'm''

İçimin YankısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin