"Güzel kızım benim neden gittin , neden attın kendini o adamların önüne , şu haline bir bak baban görse bizi burda 1 dk bile tutmazdı.."
Yatağımda uzanmış ruhsuz bir şekilde öylece tavanı izliyordum , doktora götürüldüğümü , dikiş atıldığını , her şeyi hayal meyal hatırlıyordum , canım çok yanıyordu kafamda sanki tonlarca ağırlıkta bişey duruyordu ve başım çok ağrıyordu.
Annemin ağladığını hissedebiliyordum,saçlarımı okşuyordu kızının gözlerinin önünde öldüresiye dövülmesi onun da canını fazlasıyla yakmıştı , annem saçlarımı her okşadıgında hızlıca bir tel daha koparılıyordu sanki saçlarımdan , bir el yine tutup tutup koparıyordu sanki saçlarımı , dayanamıyordum bu insanlara , onlara karşı gelmek çok zordu , mahvediyorlardı seni , daha fazla bu işgenceye dayanamayan bedenim kendini uykunun kollarına teslim ediverdi..
"Tuvana ,hadi kalk güzelim biraz yemek ye de ondan sonra tekrar uyursun , tuvana'm canım kardeşim , şu haline bir bak pislik herifler ne hale getirmişler yüzünü şerefsiz köpekler.."
Başımın agrısı birazcık geçmişti , Dicle'ye ait olduğunu düşündüğüm bu ses hem saçlarımı okşuyor hem de birşeyler diyordu , gözlerimde tonlarca ağırlık vardı sanki gözlerimi açamıyordum bir türlü ama Dicle'nin sesinden hariç başka seslerde duyuyordum sanki terastan yüzlerce insanın sesleri yükseliyordu sanki birileri hararetli hararetli konuşuyordu , gözlerimi yavaşça açıp karşımda oturan Dicle'yle karşılaştım..
"Dicle n'oluyor ? Kim var terasta da bu kadar çok ses geliyor "
Dicle kafasını eğip " Asım'la diclan'ı konuşmak için bütün ağalar ve insanlar toplandı terasta tuvana , Mirza Aganın yandaşları öldürmek istiyor , bizim ağalarımız berdel yapalım diyor neyi seçecekler bilmiyorum ama BERDEL'i seçseler çok iyi olacak tuvana "
Yataktan hızlıca kalkıp giyinmeye başladım hem üstümdekileri çıkarıyor hem de Dicle'ye bu devirde berdelin mi kaldığını söylemeye çalışıyordum,oda bu berdelin ötekiler gibi zoraki olmadıgını bizim kızların Mirza Ağaya hayran olduğunu onu istediklerini anlatmaya çalışıyordu , allahsen ne hayranlığından bahsediyordu bunlar , insanların ölümünü isteyen bir caniye hayran mı olunurdu düpedüz saçmalıktı bu...
Tam odadan çıkacağım sırada Dicle kolumu tuttu "Çıkamazsın tuvana dedemden ve babaannemden büyük emir var tuvana toplantıya katılmayacak odasından çıkmayacak dediler , olmaz gönderemem seni o köpekler yine birşey yaparlar sana , gidemezsin tuvana kesin emir var.."
"Onların ölmesini istemiyorsan çık önümden Dicle , ve bu arada bu sefer bişey yapamayacaklar bu sefer degil Dicle , bu sefer degil.."
Odadan hızlıca çıkıp terasa koşmaya başladım , gördüğüm kadarıyla çok kalabalıktı ve Mirza denen o aga bozuntusu kesin orada oturmuş ölüm fermanı istiyordu buna izin vermeyecektim , Asım'la dilcan ölemezdi..
Hızlıca terasın ortasına daldım ve bi anda yüzlerce göz üzerime dikildi herkes bi anda terasın ortasına kendini atan yüzü morarmış kızı izliyordu aldırmadım , konuşmak için buradaydım , her ne kadar karşımda bu sabah beni döven adamlar yine beni öldürecekmişcesine baksa bile vazgeçemezdim hele ki yan tarafımda bana bakan çaresiz iki çift göz dururken Asım ve dilcan dururken olmazdı..
"Siz canimisiniz , size söylüyorum biz hangi devirde yaşıyoruz , kim birini sevdi diye hangi ara onları öldürmeye yeltendik biz , ağalar insanlar size söylüyorum , yapmayın lütfen gelin anlaşalım ne TÖRE'ye boyun egelim ne de BERDEL'e boyun eğip kızlarımızın hayatını karartalım , ikisinide kaldıralım bu gelenegin bakı.."
Daha sözümü bitiremeden Babannem yanağıma öyle bir tokat attı ki yere düştüm ve bu sabah dövülen ezilen ben yine insanların önünde ezildim bir kez daha ve bu bir kez daha Babannemden olunca çok fazla yaraladı beni..
"Bunu odadan çıkartmayın demedim mi ben size hah ! Diclee ! ne zamandan beri bu evde sözüm dinlenmez oldu benim .."
Kısa bir sessizlik yaşandı herkes kulaktan kulağa konuşuyordu bir homurtu yükseliyordu terasta bense hala yerde saçlarım yüzümü örtmüş bir şekilde yatıyordum , annem ağlıyordu duyuyordum yanıma gelmek istiyordu biliyordum ama bu şehirde büyüklerin yanında söz sahibi olamazdınız..
"Sen daha dünkü çocuksan kızım , sana Ağalarının büyüklerinin yanında söz düşüceğini nereden çıkarmışsan , ne bu terbiyesizlik sen bunu böyle mi yetiştirmişsen , sen buna böyle mi terbiye vermişsen Berivan , tühh! O zaman sana , iki İstanbul'lara gidip adam mı olduğunuzu sanmışsanız , dicleee ! Al bunu odasına kilitle de görsün bakalım büyüklerine karşı gelmeyi , ağalarının üstüne söz söylemeyi..."
Babannemin bu sözleri çok ağır gelmişti bana değildi agır gelen anneme dokunmasıydı bunun ucu , kimse annemin beni Nasıl yetiştirdiği hakkında konuşamazdı , o çok güzel bir anneydi..
Dicle beni yerden kaldırıp odaya götüreceği sırada Ağalardan biri söze atladı
"Biz düşünmüşez beritan Hanım , aslında bizim düşündüğümüz ikisinide öldürmekti ama biz BERDEL'i seçmekte karar kılmışaz ikisinide öldürmek çözüm değildir anladığımız eger BERDEL'i seçersek iki tarafta da kan dökülmez , iki tarafta rahata ermiş olur Beritan hanım , kızlarınızı getirin Mirza Aga birazdan burada olur , kızlarınızdan birini seçmeye hazır olacağını biliyoruz , Mirza Ağaya haber verin , gelsin birini seçsin BERDEL olacaktır son sözümüz budur"
Dicle beni yerden kaldırmış odama götürmüştü , hala daha olayın şokundaydım onca insanın gözü önünde haksızlık karşısında sırf susmadım diye Babannem tarafından tokat yemiştim aklımın başıma getirilmesi için..
Kendimi yatagıma attığım gibi ağlamaya başlamıştım bundan 2-3 gün önce çok güzel giden hayatım bi anda alt üst olmuştu 1 günün içinde iki kere şiddette maruz kalmıştım biri çok yakındımdan , biri hiç tanımadığımdan hangisi daha agır gelmişti hala çözememiştim...
BERDEL yapılacağını duyduğumdan beri içim biraz olsun rahatlamıştı tuhaf bir şekilde çünkü Asım ve dilcanın hayatı kurtulmuştu ve Mutlu bir yuvaya kavuşmalarına izin verilmişti evleneceklerdi onlar için çok mutluydum ama bir yandan berdel olacak kuzenlerim için üzülüyordum ama dicle üzülmememi onların Mirza Agayı istediklerini söylüyordu ne vardı bu Mirza Ağada hala anlam verememiştim artık olanlara alışıyordum sevdiklerim kurtulmuştu ve zorunlu berdel olmayacak olduğu için içim bir nevi rahatlamıştı artık...
Yattığım yerden kalkarak aynanın karşına geçtiğimde tanıyamadıgım bir tuvana karşılamıştı beni , yeşil ve sarının birleşimi olan kehribar rengi gözlerim parlaklığını yitirmişti , koyu kestane renkli saçlarım yıpranmış görünüyordu , dolgun güzel görünen yüzüme yakışan dudaklarım morarmış ve çatlamıştı uçuk çıkmıştı kenarlarında , güzel bir kız olduğumun farkındaydım çok güzel bir fiziğim vardı boyumda 1.70 olduğu için uzun bacaklara sahiptim buda beni ince ve zarif gösteriyordu ama şuan karşımda eski tuvanadan eser yok gibiydi 2 günde çökmüştüm yitirmiştim sanki kendimi sırf sevdiklerim Mutlu olsun diye onlar için uğraşmamın bedeli kendinden milim bırakmayan tuvana özdogan kalmıştı geriye...
Oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmeyin teşekkürler şimdiden :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERDELMİŞ ! Devam edecek
Teen Fiction"Sessizlik hüküm sürüyordu ama ardından bir tiz çıglık kopuyordu yüregimin en derinlerinden çocuklugumu bastıramadıgım o ince tiz çıglık kopup geliyordu içimden dur diyordum ama durmuyordu çıkmak için can atıyordu parçalıyordu bütün organlarımı yırt...