İnternet Fenomeni Kızın İmtihanı

84 3 0
                                    

"Ümmü Gülsüm! Kızım kalk hadi sabah oldu. Nerdeyse öğlen olacak. Bak. Kalkmıyor. Ümmü Gülsüm!"
Kırk yaşlarında oyalı yazmalı tatlı bir hanim kızını uyandırmak için odasına girmişti. Elinde teşbihi ile perdeleri açtı.
"Yine mi geceye kadar telefonunla meşguldün? Koynunda telefonla uyuyor bak, Telefonla evli sanki."
"Ya annecim lütfen birazcık daha uyayım ne olur?" diye gözleri kısık halde tatlı tatlı annesine baktı Ümmü Gülsüm."Beş dakikaya masada ol." diye kızının başını okşayıp içeri gitti genç anne. Ümmü Gülsüm oflayarak hemen yastığının altından telefonunu çıkardı. Bir sürü bildirim gelmişti yine. Heyecanla gülümsedi. Deminki uykusuz halinden hiç eser kalmamıştı simdi. Sekiz saat içinde 52 takipçisi daha olmuştu. Bu çok büyük bir sevinçti. Hemen resimlerinin altına gelen yeni yorumlara ve mesaj kutusundaki mesajlarına cevap verdi.
"Ümmü Gülsüm!" diye yine çağırmıştı annesi. Sevinçle telefonunu yatağında bırakarak yerinden zıpladı, elini yüzünü yıkayıp kahvaltı masasına oturdu.
"Anneannenin getirdiği eşarbı dolabına koydun mu? Feraceyi dolabına astın mı kızım. Çok yakıştı değil mi? Özel günlerde giyersin"
"Asmadım annecim. Boşuna kalabalık yapmasın dolabımda. Zaten taşıyor dolap. Ben öyle giyinmem ki. Bilmiyor musun sanki. Boşuna almış. Geri versin. Resmen içinde kayboldum. Yüzüyordum"
"Kızım ne var elbisede? Rahatça giyersin iste"
"Of anne seninle mi tartışacağım. Bak kızlarla dışarı çıkacağız bugün. Hemen hazırlanmalıyım" diye ağzına bir iki lokma bir şey atarak ayaklandı Ümmü Gülsüm hemen.

Hafta sonuydu bugün. Almanya'da hafta sonları mutlaka dışarıda geçerdi. Arkadaşlarıyla dışarı çıkmak için sözleşmişti. Odasına gidip hemen giyindi. Dar bir kot pantolon, üzerine kırmızı kısa bir gömlek. Onun da üzerine kısa, siyah bir deri ceket. Ardından hemen aynanın karşısına geçti. Topuzunu yaparak başına alel acele bir sal doladı. Gözlerine kalem ve rimel çekti, dudaklarına da hafif renk verdikten sonra hemen telefonunu çıkardı ve bir fotoğraf çekinip profiline yükledi. Yükler yüklemez yorumlar gelmişti bile. Gülümseyerek parfümünü de sıktı ve evden çıktı. Simdi okumaya vakti yoktu. [...]

Yarım saat sonra arkadaşlarıyla sözleştiği yerde buluştu.
"Ümiiii!" diye atılmıştı kızlar boynuna. Herkes tarafından sevilen bir kızdı. Sevinçle kahkaha atarak bir nargile kafeye girdiler. Güzel bir köse bulup oturdular. Sohbetleri gayet neşeli ve sesli geçiyordu. Kafedeki herkes onlara bakıyor, onlar bu duruma daha da gülüyorlardı. Biraz sonra Ümmü Gülsüm tekrar telefonunu çıkardı. Arkadaşlarıyla resim çekinmeye başladı. Telefonuna bakıp durmadan gülüyordu. Yan masadaki genç delikanlılar da ara ara kızlara bakarak fısıldaşıyorlardı. Çok zaman geçmeden içlerinden en yakışıklı olan ayağa kalkarak Ümmü Gülsümlerin yanına geldi. "Merhaba" diyerek kafasını kaşıdı. Arkasına dönerek arkadaşlarına güldü. Genç erkeklerin hepsi Ümmü Gülsümlerin masasını izliyordu. "Merhaba? Buyurun?" diye sordu Ümmü Gülsüm. "Sen su instagramdaki Ümi değil misin?" diye sordu genç. "Evet, o'yum?" diye içeceğinden yudumladı Ümmü Gülsüm. "Biliyordum ya. Çocuklar inanmadı. Osun iste, gerçekten de güzelmişsin." diye gülümsedi genç. "Olabilir. Teşekkür ederim" diye sert bir ifadeye büründü Ümmü Gülsüm. "Kaç yaşındasın?" "On sekiz. Gidecek misin simdi?" "Ben de yirmi altı. Yaşlarımızda uygunmuş." "Ya bir gider misin? Tipe bak. Ne isim olacak seninle."

"Tamam, Ümi ya. Ne kızıyorsun? Aksam yazarım" diye göz kırptı delikanlı. "Yazma direk engellerim. Hadi eyvallah" diye postaladı çocuğu Ümmü Gülsüm. Kızlar hep bir ağızdan kahkaha attılar. "Gülmeyin ya ne gülüyorsunuz" diye arkadaşlarının kahkahasına Ümmü Gülsüm de katildi. Delikanlı gülümseyerek masalarına geri döndü. Oturdukları müddetçe bakışlarını Ümmü Gülsüm'den esirgemedi.

"Üff kalkalım. Midem kalkacak" diye arkadaşlarını kaldırdı Ümmü Gülsüm. Dışarı çıktıklarında ise hala kahkaha ile gülüyorlardı. "Deli midir nedir? Ne yapacaksam onu bütün sapıklar beni buluyor" diye güldü Ümmü Gülsüm. Arkadaşları da ona katildi "Nasıl postaladın ama." Kahkahalar yol boyu sürdü.Aksam olmuştu. Caminin önünden geçiyorlardı. Sessizleşseler de ara ara kahkahalar yine gökyüzüne kadar duyuluyordu. Karanlıkta hiçbir şey görünmüyordu. Etraf iyice sessizleşmişti. Kızlar arkadayken Ümmü Gülsüm elinde telefonla önden yürüyordu. Köseyi dönmek istedi. Birden şiddetle karanlıkta bir şeye çarptı. Avazı cikciği kadar bakirdi. Öyle bir çiğlik atıyordu ki. Bütün kızlar çiğlik atmaya başladı. Kocaman, heybetli bir adam sinirle onlara bakıyordu. Ümmü Gülsüm onun bal rengi gözlerinde dona kalmıştı. Nasıl da korkmuştu. Genç adam başındaki beyaz takkesini düzeltti. Ve hiç bir şey söylemeden karşı kaldırıma geçti. "Tövbe estağfurullah" diye yoluna devam etti. Ümmü Gülsüm hemen evinin yolunu tuttu. Ne kadar da korkmuştu. Kendini oyalamalıydı. Canavar sandığı o adamın sert bakışlarını unutmalıydı.

İMTİHANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin