Ay efsane bir bölüm yazdım ve hemen paylaşmak istedim dsjkdjsd Kafanızdaki sorular biraz hatta baya bir artacak ama bu benim için müko jksjskds
Yeni Hikayem Bana Aşık Olma'ya bakarsanız beni çok mütüşkemmel yaparsınız ksjkjss
Neyse tamam gidiyorum Multi'de ki şarkı ile okuyabilirsiniz...
Arabanın üzerinden inip delici mavi gözlerine baktım. Kaşlarım çatılmış, beynim bulanmıştı. Zayn'de benimle aynı durumdaydı. Julia derin bir nefes alıp bağırdı.
"Sen benim bebeğimin katilisin! Sen bir bebek katilisin Allison Fleck!" Sinirlerim git gide yükseliyordu fakat Julia'nın bağırmalarına karşılık verecek güç bulamıyordum.
"Ne saçmalıyorsun sen?" Diye bağırdı Zayn yanıma gelip elimi tutarak. Julia ellerimize baktıktan sonra isterik bir kahkaha attı. Cırtlak sesi güçsüz ve titriyordu. Söyledikleri doğru muydu? Bir insan bu kadar iyi rol yapamazdı ki. Yapsaydı da ben anlardım. "Baştan başlıyorum o zaman. Madem böyle hiçbir şeyden haberim yok oyununu oynuyoruz. Peki, anlatıyorum. 7 Sene önce. Los Angeles'a bir çeteyi çökertmeye gelmiştiniz hatırlıyor musun? Jhonson Çetesi" Evet, babamı öldürmek için gittiğim fakat başarısız olup geldiğim tek görevdi. Nasıl unutabilirdim ki? Jhonson Çetesi ve Julia'yı bağdaştıramıyordum. Tamam, oda şu an bir çetedeydi fakat Jhonson Çetesi çok farklıydı, Prison'dan.
"Mark'ı elde etmek çok kolay olmuştur değil mi?" Dedikten sonra akan gözyaşları arasında gülümsemeye çalıştı. Acı dolu gülümsemesi gözlerimi kısıp sorgulamama neden oldu. Gözyaşları da, acı dolu gülümsemesi de gerçekti fakat yapboz parçaları hala bir bütün değildi. Yavaş yavaş, birleşiyorlardı. "Mark'la ne alakan vardı?" Diye sordum zar zor. Başından beri ikinci kez konuşmuştum. Bunu yapmamla Zayn'in bakışları bana döndü, güçsüz olduğumu fark ederek elimi sıktı. Gözlerine bakıp gülümsemek istesem de yapamadım. Elalara bakarsam daha da güçsüz hisseder, ağlardım.
"Mark... Annem evlerinde hizmetçi olarak çalışıyordu. Babamda Mark'ın babasının sağ koluydu. Mark benim küçüklükten beri ilk aşkımdı. Bir ara bana ilgi gösterdi. Beni sevdi zannettim ama onun tek derdi bedenime sahip olmakmış. Bebeğimiz olacağını öğrendiğim gün, gidip söylemek istedim fakat o bana... Seninle görüştüğünü, seni sevdiğini söyledi" Bu anlattıkları bana kendi anılarımı anımsatsa da susup dinlemeye karar verdim.
"Sizi gördüm. Sana bakarken nasıl güldüğünü gördüm, seni nasıl öptüğünü gördüm. O gün gidip bebeğimi aldırdım. Seni seviyordu evet. Fakat aynı şeyi senin için söyleyemeyeceğim. Sen sahteydin. Sonra ortadan kayboldun zaten" Kaşları kalkmış alaylı bir gülüş olabildiğince yayılmıştı dudaklarına. Silah hala elindeydi ve başparmağı tetikteydi. Zayn, Mark'ın beni öptüğünü biliyordu fakat bir başkasından duymak vücudunun gerilmesine sebep olmuştu. "Seni bulmak uzun sürmedi aslında. Sonuçta Belalı'sın değil mi?" Son cümlesinde sesi yükselmiş gözlerimin içine ezici bir şekilde bakıyordu. Şu an ezilmek söz konusu bile değildi fakat söyledikleri doğruysa, beni kimse toparlayamazdı.
"Seni bulduğumda FBI'ın elindeydin. Tyler ile orada tanıştık zaten. Seni neden aradığımı anlattım ve-" Sözünü kesip alayla gülerek konuştum. "Ne yaptınız? Allison'dan nefret edenler fan grubu mu kurdunuz? Kesin çok katılımcısı olmuştur! Bir şey değil çakma ben, teşekküre gerek yo-" Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldıktan sonra kükrercesine bağırıp sözümü kesmişti.
"Kes sesini! Anlatıp seni burada kurşuna dizeceğim! Bebeğimin intikamını almış olacağım!" Bir kez daha derin bir nefes alıp verdi ve sakinleştiğini anlayınca anlatmaya devam etti. Bende merak ediyordum Julia'ya nasıl bir zarar verdiğimi fakat duyacaklarımdan korkuyordum bir yandan da. "Tyler senin bir Dna örneğini alıp bana enjekte ettirdi. Eskiden bu görüntüm yoktu. Evet, surat hatlarımız benziyordu fakat böyle... İkiz gibi değildik. Ben sana benzemek zorunda kaldım. Nefret ettiğim insandan intikam alabilmek için ona benzemek zorunda kaldım. Türlü türlü ameliyatlardan sonra sonunda senin tıpa tıp aynın oldum. Ben ameliyatlar olurken senin hafızan geri gelmişti. Daha sonra evlendiniz. Çok mutluydun ve bu benim nefretimi arttırıyordu. Hamile kalmanı bekledim. Ve oldu da, hamile olduğunu senden önce öğrendim. Bir ara fenalaşıp hastaneye gitmiştin, sonuçlarını almayacak kadar umursamazdın. Ben aldım ve hamile olduğunu öğrendiğim gibi planımızı devreye soktum. Zayn'le birlikte oldum" Şimdide benim vücudum kasılmıştı. Julia'nın benden nefret ettiğini biliyordum, sıradan bir nefret olmadığını da biliyordum ama bu kadarını bende beklemiyordum. Ben... Saçma bir görev yüzünden bir bebeğin ölümüne neden olmuştum. Önceden olsa umurumda olmazdı ama şimdi, aynı acıları bende yaşamışken umursamaz olmam imkânsızdı.
"Julia be-" Neler hissettiğini biliyorken açıklama yapmamam aptallık olurdu fakat o sözümü kesti.
"Kes sesini dinleyeceksin bitmedi daha" Dedi tıslayarak. Derin bir nefes alıp dinlemeye devam ettim. 15 adım uzağımızdaydı. Silahı ateşlese, kafatasımı parçalayabilirdi kurşunu. Ve bu kadar nefret doluyken yapmaması saçma olurdu. "Senden intikam almak için ilk adımımı atmış bulundum. Zayn'i sevmiyorum, ama sen seviyorsun ve bu benim için yeterli bir sebep. Sevdiğin adamın günlerce senden uzak durmasını izledin. Seni terk ettiğini ve bir başkasıyla mutlu olduğunu öğrendin. Bebeğin ve onunla kurduğun hayaller birer birer öldüler. Ve her biri ölürken senden bir parça aldılar. Bir hiç olarak kaldın. Sadece karnında ona ait bir parça, ne olursa olsun onu hala seven bir kalp. Hissettiğim her duyguyu hissetmeni istedim Allison Fleck. Önce onun senden kopuşunu hissettin, sonra ona ait son parça gitti ve daha sonra yapayalnız kaldın. Nefret ettiğin birisine benzemek nasıl bir his öğrendin. Bana benziyorsun her ne kadar istemesende. Hayatını mahveden bu insana benziyorsun. Ben Mark'la barışamadım. O bana geri gelmedi, ama Zayn sana geri geldi. Ve ben her şeyi mahvetmiş, seni yıkmışken tekrar barışmanıza izin vermeyeceğim. Şimdi anlıyorsun değil mi senden neden bu kadar nefret ettiğimi? Sen önce benim bebeğimin sonrada kendi bebeğinin katili oldun. Sen sıradan bir katil değilsin Allison Fleck. Evet, hala silahı tutarken elim titriyor. Evet, hala 'pişman olur muyum?' diye düşünüyorum. Ama emin ol bundan asla utanmıyorum. Bunun olması benim için iyi çünkü senin de dediğin gibi bende hala vicdan var. Ben asla senin gibi olmadım, olmayacağım. Ben bebek katili değilim en azından" Sözleri altında ezilirken beynim durmuştu. Her söylediği beynimdeki süzgece giriyordu fakat süzülemiyordu. Aklım almıyordu... Ve suçlamaları... Kesinlikle doğruydu.
-Yazarın Anlatımından-
Julia nefret dolu gözlerle Allison'a bakıyordu. Nefret ettiği kişiye benzemek onun için kendinden tiksinme sebebiydi. Hayatında yaşadığı en büyük acıların sebebi olan bu genç kadının hayatını sonlandırmak için tetiği çekti. Bakışları yerde olan Allison'un sütlü kahve gözleri, Julia'nın keskin mavi gözlerini buldu. Sütlü kahverengi kararırken Julia oradaki duyguları görmekte zorlandı. Allison bunu ister istemez yapıyordu. Diğer insanlar gibi duygularını gizlemekle uğraşmıyordu. Bu tanrının ona hediyesiydi.
Uzun süredir sessiz olan Zayn silaha ve Julia'ya baktı. Onun kendisini sevmediğini zaten biliyordu fakat altında bu derece büyük bir sebep olduğunu bilmiyordu. Duydukları karşısında şaşkınken, Allison'un ona ve bebeğine bilerek zarar vermediğini biliyordu. Fakat Allison bunu düşünemiyordu çünkü kendi acıları gün yüzüne çıkmıştı. Kendisini sonuna kadar haksız buluyordu. Bu nedenle Zayn'in elini bırakıp bir iki adım ilerledi. Julia, Allison'un ne yaptığına şaşkınca bakarken Allison birkaç adım daha ilerledi ve silahın soğukluğunu alnının ortasında hissetti. Zayn'in gözleri kocaman açılmış bir şekilde sevdiği kadının üzerinde gezindi. Bir sürelik şoktan Allison'un soğuk sesiyle kurtuldu.
"Vur, sonuna kadar hak ettim bu ölümü" Julia derin bir nefes alıp gözlerini kırpıştırdı. Hayatında ikinci defa birisini öldürecekti. Fakat bu, ilk seferindeki gibi değildi. Bu ona haz ve zevk verecekti. Onu öldürmek 7 yıldır istediği bir şeydi. Önce kendisiyle aynı acıları çekmesini istemiş ve başarmıştı. Yaşarken öldürmüştü Allison'u. Ve şimdi Zayn ona yardım ederse yeniden hayata dönecekti. Bunun olmasına kesinlikle karşıydı Julia. Çünkü biliyordu ki, Mark kendisini Allison için terk etmişti fakat Zayn tam tersi sevdiği kadını yine sevdiği kadının iyiliği için terk etmişti. Zayn, Allison'a zarar gelmesin diye onu terk ederken, Mark kendisini sadece zevk için terk etmişti. Bebeğini bildiği halde umursamamıştı. Zayn ise bebekten habersiz sadece Allison'a zarar gelmemesi için gitmişti. Düşüncelerinde boğulurken kendi kendini düzeltti. Zayn, Allison'dan gitmemişti ki. Gitmek zorunda kalmıştı ama ikisi de hala birbirlerine bağlılardı. Hem de büyük bir bağ ile.
Julia sesli bir şekilde yutkunurken, Zayn koşarak Allison'a yetişti. İşte tam o sırada... Soğuk silahın soğuk ve tüyler ürpertici, kan dondurucu sesi duyuldu. Herkesin gözleri kocaman açılmış patlayan silaha dönmüşlerdi. Silahtan sonra gözler kanlı vücuda döndü. Genç kız daha fazla dayanamayacağını anlayarak kesik bir nefesten sonra yere yığıldı. Gözleri kapanırken aklından geçen kurtuluş olmuştu. Bu dünyadan, bu pis ortamdan kurtulmuştu. Belki geride bıraktığı şeyler için üzgündü, yarım kalan şeyler içinse çok daha üzgündü. Ama herkesin zamanla anlayacağı bir şey vardı ki bu onun kurtuluşu olmuştu...
I'm sorry for blaming you
Seni suçladığım için üzgünüm
For everything I just couldn't do
Yapmadığım her şey için de
And I've hurt myself by hurting you
Ve seni inciterek kendimi de incilttim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çete 2 || Küllerinden Doğuş
FanficLondra'dan çok uzun bir zaman uzaklaşmış bir genç kız. Bir zamanlar şehir efsanesi olan bu genç kızı, en sevdiği şehirden ne uzaklaştırır? Aklınıza direk bu soru geldiyse eğer dostlarım, üzgünüm doğru soru bu değildi. Bir zamanlar şehir efsanesi ola...