''Ve bir iki üç dört ve bir iki üç dört ve yavaşça eğiliyoruz .Yavaş yavaş işte böyle . Harikasınız benim minik papatyalarım''
Bale kursunun 4-5 yaş kadrosu bana verilmişti eğitmem için . Küçücük eller , küçücük ayaklar ve asalet . 13 sene ... koskoca 13 sene bale yapmıştım ; sahnedeyken o müziğin yavaşça yükselmesi, yavaşça dizleri kırmak ve ardından yükselmek . Kendim yaparken başkalarına da öğretmek daha farklı bir histi . Gelişmişlik hissi ya da daha güzel tercüme etmek istersem Büyümek , evet evet kesinlikle öyle . Sahip olduğum hisleri benim minik papatyalarıma aktarıyordum . Yaparken yaşadığım saçımın telinden parmak ucuma kadar olan o kıpırtıları paylaşıyordum onların minik kalpleriyle .
Kapıdan çıkarken onlara sıcacık gülümsememi yolluyordum . Tam o sırada grubun en küçüğü Şeyma'nın arkası dönük bir şekilde nefesini içine çektiğini gördüm. Yavaşça yanına yaklaştım ve onun önüne gelip yavaşça diz çöktüm . Tütü etek yüzünden her ne kadar zorlansam da başarmıştım .
Yavaşça göz yaşını sildim. Kasılmış olan gözleri açılmıştı. Küçük ela gözleri kızarmıştı . Burnunu çekiyordu.Çenesini buruşturuyordu .
''Neden benim küçük papatyam ağlıyor bakalım ?''
''Eslem Abla ne zaman senin gibi iyi bir balerin olacağım , bende senin gibi parmak uçlarıma çıkmak gülümseyerek sahnede olmak istiyorum ama hareketler çok zor ''
Şeyma annesine bir gün benim gibi olmak istediğini söylemişti , annesi de önce biraz daha büyümesini ve bunun için çok zaman geçmesini söylemişti . Hatta Şeyma sık sık bizim çalışmaları izlemeye de gelirdi . Severdim bıcırığımı ; tabi diğer bıcırıklarımı da
''Ben iyi bir balerin olabilmek için tam 13 yılımı harcadım, çok ama çok zaman harcadım . '' dedim gülerek. Gözleri yukarı dikilmişti . Sanki bir şey hesaplıyor gibiydi .
''13 sene çok zaman olmalı '' Küçük bir kıkırtı çıktı ağzımdan . Sadece kafamı sallamakla yetindim . Zaten annesi de gelmişti ; bana el sallayıp koşarak annesinin yanına gitti .
Kapıyı ardımda açık bırakarak ilerliyordum . Tam o sırada biri tokamdan çekip açık kahve tonlarındaki saçlarımın belime uzanmasını sağladı . Arkamı döndüğümde ise karşımda yıllardır toka hırsızım Bora vardı . Gülerek tokaya uzandığımda havaya kaldırmıştı . Onun 1,87lik boyuyla uğraşıp belimde çıkık oluşmasına neden olamazdım
''Bir tokana daha el koyuyorum ayrıca o kahvenin en garip tonundaki saçlarını bu kadar sıkı toplama saldığın an Samara çakması Dabbe'nin başrolü gibi oluyorsun. '' Dudağımı büzüp saçımı elimle düzeltmeye çalıştım . Soyunma odasına girecekken arkamdan gelen sesle durdum Allah'ım yine mi ?
''Acele etsen iyi olur Aylin yine Soner ile kavga etmiş kısacası depresyonda . Hatta interneti yok diye benim telefonumdan bir şeyler baktı pis fakir . Bir geçmişe girdim yok efendim depresyon yorganı ne renk olmalı yok kavga edilen sevgiliye beddualar ve en çok şaşırdığıma geliyoruz hazır mısın ?'' Korkarak başımı salladım .
'' DEPRESYONA NASIL GİRİLİR ? Hayır abi anlamıyorum zaten depresyonun bin bir çeşidini yaşıyorsun acısını bizden çıkartıyorsun hala neyini araştırıyorsun bilmiyorum ki . En çok da neye yanıyorum biliyor musun 55 lira 90 kuruşa aldırdığı depresyon battaniyesinin 10 kuruşunun geri verilmemesi belki ben onunla sana sakız alacaktım yani '' gülerek gözlerimi devirip içeri girdim. Tek bir normal arkadaşım yoktu; 8 tane Papatya yaprağı olarak tam birbirimize göre bir çiçeğe yerleşmiştik
Beyaz kısa kollu t-shirt üzerine getirdiğim lacivert üzerine papatya desenli eteğimi giyip çıkardığım kıyafetleri de çıkartmalarla süslediğim dolaba koydum . Hemen Bora'nın yanına koştum . Kaşlarını çatmış bir şekilde dişlerini sıkarak konuşuyordu . Yanına yaklaştığımda kimle konuştuğunu anladım . Papatyamızın en salak insanıyla ismi çok zor değil 'BATUHAN YALÇIN'
'' Lan oğlum sabah sabah içtin mi sen ? Ne Necla'sı salak benim ben Bora '' duymak için yavaşça yaklaştım .
''Bora mı ? hmm hangi Bora Malbora Puhahahah'' Farketmeden kahkaha atmıştım . Çünkü Batuşumuz ne zaman sarhoş olsa bu espri yapardı . Bora bana ters ters bakıp gözlerini havaya dikti
'' Gerzek gerzek konuşma ben seninle BatuHanım diye dalga geçiyor muyum beyinsiz '' Bora'ya suratımı buruşturarak baktım ergenliğini zirvede yaşayanlar gibiydi tam da şu an. Tekrar göz ucuyla bana baktığında kaşlarımın çatık suratımınsa buruşuk olduğunu gördü elini telefonun üzerine koyarak kulağından uzaklaştırdı .
'' O iq seviyesi eksilerde sürünen cahil yapınca kahkaha at ben yakışıklı biricik sıra arkadaşın kadim dostun espri yapınca suratını buruştur . Öyle olsun papatyam öyle olsun'' dedi ve ilerlemeye başladı; Ben de peşinden tabi ki ama bir sıkıntı vardı Bora'nın bir adımı Benim 2 adımıma denkti ve şu an hızlı ilerliyordu . Yavaşlaması için koluna girdim .
Büyük kapıdan çıktıktan sonra sağa dönüp otobüs duraklarına doğru ilerliyordum ki Bora beni kursun arkasındaki otoparka doğru çekmeye başladı. Telefonu arka cebine atıp ön cebinden anahtarı çıkardı .
'' Pederden arabayı çörçükledim Papatyam . Bugünlük Eslem Çevik'in özel şoförüyüm .'' ardından göz kırptı
''17 yaşındasın ve ehliyetin yok . Ya çevirme olursa o zaman ne yapacaksın ?'' tek kaşımı kaldırmaya çalıştım ama nafile
''Eslem Allah aşkına bu yolların neresinde çevirme olacak hadi bin Aylin yeterince sümkürmüştür peçetelerine ''
Arabayla yaklaşık 5 dakikada gelmiştik . Kapıcıya selam verip içeri girdim Ben hemen yan bloktaydım ; Oda camlarımız karşılıklıydı . Ben 4. katta Aylin ise 3. kattaydı . Şebnem Teyze ve Oktay amca 1 haftalığına onu bırakıp tatile gittikleri için evde tek kalıyordu . Hatta daha onlar gideli 3 gün olmadan depresyona girmişti .
Kapının önüne gelip zili çaldım . Bora ise mesaj atıp Aylin'in beni almadan önce sabır sınırını doldurduğunu bu nedenle gelmeyeceğini ayrıca babasının arabayı aldığını farkettiğini ve 10,000 saat nasihat dinlemek istemediği için bildiğim tüm duaları okumamı istemişti .
Kapıyı kırmızı kahverengi ve mavi tonlarında battaniyeye sarılmış , Rimeli çenesine kadar akmış ve yazın ortasında kalın köpekli puflarını giymiş bir Aylin açmıştı . Hoşgeldin demeden içeri geçince trip atasım gelmişti ama depresyondaydı şimdilik atmayacaktım . Altını çiziyorum şimdilik ....
İçeri geçtiğimde orta sehpadaki peçeteleri gördüm . Durum ciddiydi galiba
'' Yahu çocuk ne yaptı gene bak bu üst düzey depresyon gibi görünüyor ''
'' O manda götü varya o manda götü , bana demediğini bırakmadı , yerin dibine soktu beni hatta çıkardı bir daha soktu neymiş efendim gözlerime bakınca çikolata görüyormuş''
''Eee ne güzel işte çikolata iyidir sever herkes'' anlamamıştım çikolatayı herkes sever değil mi nimet o nimet
'' Hayır canım o yemez çikolata falan hatta yerken suratını buruşturur o zamanda manda götüne değil maymun götüne benziyor '' Kahkaha atmamak için zor duruyordum Aylin çok güzel sözler ve küfürler ve buddalar ve kötü olan herşeyi söyleyebilirdi .
''Açmayacağım onun telefonlarını yüzüne kap..... Alo aşkım , evet , hıhı -burnunu çekti - , birazcık , nerede , tamam , yarım saate ordayım , seni sevdiğimi unutma ama tamam mı ? -burnunu çekti ve sesi titredi - görüşürüz .''
Ona 2 kaşık kalkık baktım "hayırdır açmayacağım telefonu ayakları yapıyordun?"
"Eslem bak gene içine kamyoncu dede kaçtı kalk bir yüzünü yıka bende hazırlanayım"Kahkaha atarak koltukta yayıldım . Aylin ise hazırlanmak için odasına geçti . O sırada kapı çaldı
''Noldu canım özlediniz dimi beni muck muck muck '' Ah Batu ah ......
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Papatyadaki Son Yaprak
Non-FictionBir papatyanın tek yaprağını koparırsanız hepsi de peşinden kopar . Peki bizi koparmaya yetecek kadar güçlü ne olabilir ki ? En kötü başıma ne gelir ki ? Eslem , Aylin, Mina,Esila,Bora,Yiğit,Arda,Batuhan'ın hikayesine hazır mısınız ? Biz şahsen temi...