" Yine mi gideceksin Yankım, bu sefer izin vermem "15.06.2009
Gözlerimi açtığımda çok yorgundum. Göz kapaklarım benimle direniyordu açılmamak için . Derin bir rüyadan uyanmıştım sanki. Kalbimde tatlı bir duygu vardı ama tanımsızdı. Dakikalarca kendime gelmek için direndim en son bu üzerimdeki ölü toprağı atıp her sabah yaptığım gibi pencerenin önüne gittim . Dışarda her şey normaldi hatta her şey fazla güzeldi . İçimin karanlığı bile güneşin ışıklarıyla aydınlanıyordu. Bu kadar yeterlidiydi dışarıya bakmam alışkın değildim içimde yazların olmasına hoşuma gitmezdi gökkuşakları. Duygularımı hep içime atmaktan samimi siyahları sevmiştim hep . Gökyüzünün maviligi benim siyahımdı. Aynı gezegen aynı yeryüzü ama herkesin baktığı yer gördüğü gökyüzü farklıydı . Herkesin ait olduğu yer görmek istediği dünya bambaskaydı. Mesela birisinin benim gökyüzüm olmasını isterdim , siyahlarımı bile örtebilecek bir mavim olsun isterdim . İstediğim kişi zaten belliydi . Evet Yankı o da siyahtı benim gibi ikimizde aynıydık aynı gökyüzü ve deniz gibiydik ama bizi ayıran tek şey o ince ufuk çizgisiydi.
Kendi kendime konuşmam bittikten sonra saçımı topuz yapıp aşağıya indim . Evde yine bir ölü sessizliği. Şimdi bu evden gökkuşağı geçse geçen renklerin yanında siyahta olurdu . Etrafa bir baktım kimse yoktu . Kahvaltı masası olduğu gibi duruyordu belli ki kimse bir şey yememişti ya da yine bir gürültü kopup herkes kendi kabuğuna çekilmişti fazla da merak etmiyordum zaten . Yinede annemin odasına gidip bakmak istedim. Yukarı doğru tekrar çıktım . Odasının kapısı hafif aralıktı yaklaştıkça iç çekerek oluşan hıçkırık sesi daha fazla geliyordu . İçeri hemen girmeden kapının arasından baktım . Yüzü bana çaprazdı. Annemin önünde bir sürü beyaz kağıtlar vardı mektup gibiydi . Onlara baktıkça ağlıyordu . Yerde bir kaç tane de fotoğraf vardı . Ne olduğunu anlamadım . Annem neden ağlıyordu neydi onlar ? Babam neredeydi? Kafamda yine milyonlarca soruyla bir anda anneme seslendim kapıdan : "Anne iyi misin ? " . Sesimi duyar duymaz elinde ne var ne yok hemen yastığın altına attı . O kadar telaşlıydı ki yüzündeki telaş beni gördükçe korkuya dönüşmüştü "Anne ne oluyor " dedim içeri dalarak. Annem bir yandan gözlerini siliyordu elinin tersiyle. "Yok bir şey Asmin iyiyim kızım " dedi annem hiç yalan söyleyemezdi hemen anladım . "Neden ağlıyorsun anne neyin var ne sakladın öyle " dedim hafif sinirlenmeye hazır bir şekilde ." Asmin her zaman ki şeyler babanla kavga ettik " dedi çaresiz bir şekilde daha fazla soru sorsam ağlıcaktı. "Peki ne anne o sakladıkların "dedim yastığın altına bakmaya çalışırken . Kolumdan tuttu sarıldı sarıldıkça ağladı . "Babanla eski aşık olduğumuz dönemlerdeki mektuplaşmalar içime dokunuyor aglıyorum işte bu halimize ama sen takma kafana tamam mı güzel kızım " dedi eliyle yüzümü tutarken . Yutkunamadım ilk defa kendimi bu kadar çaresiz hissettim. Elimden hiçbir şey gelmiyordu . Gözlerim dolu bir şekilde : Anne babam seni neden üzüyor, bizi neden üzüyor? " dedim. "Olur böyle şeyler kızım biz ikimizde seni çok seviyoruz " dedi eliyle gözyaşlarımı silerek . Ama kendi gözyaşları hala akıyordu. Elini indirip gözyaşların dan öptüm annemin . Öptükçe kalbimdeki yangın dudagımı yaktı .
Aldım annemi aşağıya indim . Hava alsın diye balkona çıkardım . Şimdi biraz daha kendisine gelmişti . Annem biraz daha iyi olunca odama çıktım. Her terafı dağıtasım vardı tüm bu evi İçimin yangınıyla ateşe verebilirdim. Artık buradan kurtulmak istiyordum . Kaçmak istiyordum neresi olursa olsun bağırmak istiyordum kim olursa olsun . Hızlı bir şekilde karar alıp üstümü değiştirdim . Dışarı çıkıp dolaşmak geldi içimden . Annemi de daha iyi görünce daha rahat bir şekilde çıktım dışarı . Nereye gideceğime dair ufacık bir fikir yoktu kafamda. Sadece yürüdüm tüm sokakları dolaşmak istedim , dolaştım . Düşünmek istedim her şeyi neler yaşadığımı ne hissettiğimi. Ne istediğimi sordum kendime . Sevgi istedim sevilmek istedim . Güvenebileceğim bir kimse istedim . Omzuna başımı koyup ağlamak istedim . Ben Yankı'yı istedim . Ona o kadar ihtiyacım vardı ki herkes gitse tek o kalsın isterdim . Dolaştım dolaştıkça tüm anılar içime doldu. Okulun sokaklarını gezdim . Yankı 'yı gördüğüm yerlere baktım . Mirayla öğlen arası oturduğumuz cafelere baktım . Biraz daha ileride ki sokağa geldim . Yankı'yla konuştuğum sokak, arkasını dönüp gittiği yer, benim öylece arkasından baktığım kaldırımlar ... Sokağa baktım başımı kaldırdım gökyüzüne baktım her şey siyahtı bana . Ben hala buradaydım ama onun izi bile kalmamıştı bu yollarda . Kokusu bile gelmiyordu havada . Dayanamıyordum onu bulmak istedim . Yaptığı her şeyin nedenini sormak istedim . Buna hakkım vardı bunları bilmek bu kadar acıma lazımdı . Nasıl ulaşırım ona diye düşündüm . Ailesini diğer arkadaşlarını pek tanımıyordum. Tek tanıdığım Doruk vardı . Evet Doruk onun yanına gitsem belki bilirdi bir şeyler . Kararımı verip yürüdüm . Miray birkaç kez anlattığı için biliyordum evlerini . Kapıdan girerken hala kuşkularım vardı ama her şeyi unutup kapılarını çaldım . Kapıyı Doruk açtı .
Beni görünce ilk bir şaşırdı sonra sevindi ama bir anda benim o halimi görünce yüzünü buruşturdu. "Asmin hoşgeld.. Asmin iyi misin sen " dedi kolumdan hafif tutarak . Doruk çok iyi birisiydi. Miraydan sonra bir kaç kez görüştük . Yanımda olup teselli verdiğini hatırlarım . "Çok iyi sayılmam aslında kapıdan girerken bile kuşkularım vardı ama gelebileceğim tek kişi sensin " dedim yüzüne bakamadan çaresizce. "Ne oldu Asmin anlat , gel içeri oturup konuşalım istersen " dedi eliyle içeriyi işaret ederek . "Yok " dedim ani bir şekilde " Bir soru sorup hemen gideceğim " dedim . Cevap vermesine fırsat vermeden " Doruk Yankı nerede lütfen söyle onu bulmam lazım " dedim daha da incelen ses tonumla. Ben bu soruyu sorunca Doruk kendini bir çekti bakışlarında bir öfke vardı . " O kadar şeye rağmen hala Yankı mı Asmin ? " dedi sesini yükselterek. Bu tepkiyi beklemiyordum gerçi çok bu konuyu actırmazdı bana . "Doruk bak dinl..." sözümü kesip : " Asmin madem duymak istiyorsun Yankı artık yok geçen gün kardeşini gördüm agabeyim artık gelmeyecek dedi bana o yüzden bunu bil ve ona göre karar ver , seni bir daha terketti işte Yankı bu her şeyden herkesten kaçar " dedi gayet net bir şekilde . Kalbim sıkıştı nefes alamadım. Ne demek artık gelmeyecekti nasıl olurdu giderdi ? Hiçbir şey demeden arkamı dönüp koştum. Doruk arkamdan geldi koştu ."Gelme Doruk git herkes gitsin herkes bıraksın beni "dedim koşarken ağlıyordum. Tekrar o sokağa geri döndüm . Gittiği yere baktım . Beklediğim yere baktım. Buradayım be adam dedim buradayım bekliyorum be ben hep bekliyorum dedim bağırarak hatta bağıra bağıra içime susarak. Bıraktığı kaldırıma oturdum . Tahmin edemiyorum ama saatlerce oturup bekledim .
Gelmedi evet gelmedi demek ki gerçekten gitmişti bana daha hiçbir şey demeden beni cevapsız sorulara mahkum edip gitmişti . Saatlerce oturduğum yerden kalktım . Evin oradaki Akasya ağacının olduğu yere kendimi bıraktım . Dakikalarca kafamı yaslayıp oturdum yere . Gözlerimi kapatıp hayal ettim. İçime sığdıramadıgım her şeyi bu ağaca sığdırdım. Ağlamıyordum artık hissizdim. Tam rüyaya dalmak üzereyken bir sesle irkildim .
"Akasya agacını ya da bu ağacı çok seviyorsun anlaşılan. Sana artık Akasya diyelim " dedi dokunarak omzuma.
Kim olduğunu görmek için kafamı çevirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İçimin Yankısı
Teen FictionKeşke diyorum sevseydin beni O zaman her şey hazır bizi beklerdi Sen gelmeyince yaşayamadıklarım da geleceğimi alıp gitti Tıpkı keşkelerim gibi . Yıllardır aşkını itiraf edemeyen Asmin'in adaletine mahkum kalan Yankı . Yolları yıllar sonra mahkemede...